Manisa Soma’da bulunan ve AKP Milletvekili Ferhat Nasıroğlu'na ait Fernas Madencilik isimli şirkette çalışırken, Bağımsız Maden İş Sendikasına üye oldukları için işten çıkarılan madenciler eylemlerinin 31. gününde dün Ankara’ya yürüyüş başlattı.
HBDH Yürütme Komitesi Buca, Amed ve Ulucanlar’da yaşanan katliamlar için bir açıklama yayınladı, “Zindan Katliamlarını Unutmayacağız! Ölümsüzleşenlerin idealleri, birleşik devrim mücadelemizde yaşıyor!” dedi. Yürütme Komitesi’nin açıklaması...
Çerkezköy'de Elba Bant fabirkasında Petrol İş Sendikası üyesi işçiler TİS görüşmelerinde anlaşmaya varılamaması sonucu dün sabah itibariyle greve çıktı.
" TÜRK-İŞ, ülke genelinde 'Geçinemiyoruz' eylemleri düzenledi. Türk-İş'e bağlı sendikaların bulunduğu tüm işyerlerinde bir saat iş bırakma eylemi ve basın açıklaması yaparak "Zordayız Geçinemiyoruz" diyerek taleplerini dile getirdi. Ankara'daTCDD...
İran'ın doğusundaki Güney Horasan kentindeki kömür madeninde metan gazı patladı. 52 maden işçisi hayatını kaybetti.
Eker Süt Ürünleri fabrikasında uzun yıllardır çalışan ve sendikalı olduktan sonra işten çıkarılan Tek Gıda-İş üyesi üç işçi, fabrika önünde eyleme başladı.
21 Eylül tarihinde Unia Sendikası’nın çağrısı ile binlerce işçi ve emekçi, İsviçre’nin başkenti Bern Kantonu’nda buluştu. İnşaat işçilerinin toplu sözleşme görüşmeleri sırasında en az herkese 250 CHF zam yapılması için yapılan miting, İsviçre’de...
Telus Çağrı Merkezi'nde işçilerin çoğunluğunun Çağrı İş Sendikası'na üye olmasının ardından şirketin yetkiye itirazına karşı Telus işçileri Kağıthane'de bulunan işyeri önünde "Telus İtirazı Geri Çek talebiyle basın açıklaması gerçekleştirdi.
Tarım-Sen üyesi oldukları için işten atılan Agrobay Seracılık işçilerinin direniş sırasında iki kez gözaltına alınmalarına ilişkin açılan davanın duruşması bugün Bergama 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Dava 20 Aralık tarihine ertelendi.
Bu hafta Lübnan’da yaşanan saldırılara ilişkin, Lübnan Komünist Partisi Siyasi Bürosu tarafından kaleme alınan ve elimize mail ile ulaşan “Komünist, İşçi ve İlerici Partilere Lübnan'a Yönelik Son Siyonist Saldırılarla İlgili Mektup”u...
Polonez işçilerinin eylem yaptığı alana giden Çatalca Müftüsü, işçilerin müzik çalarak gürültü yaptıklarını belirterek "Böyle hak aranmaz" dedi.
Kapitalizmin yarattığı ekonomik, sosyal ve siyasal krizden dolayı insanca yaşama hakkı elinden alınan işçi sınıfı, özellikle içinde bulunduğumuz dönemde fabrikatörlere, patronlara karşı amansız bir mücadele içinde. Sendikal örgütlenmeye, işçiye...
Sendikalaştıkları için işten atılan As Plastik işçileri, 19 gündür fabrika önünde eylemlerini sürdürürken, bugün de sendikaları Petrol İş ile birlikte Grev kararı astılar. As Plastik işçilerini grevlerinin ilk günü ziyaret eden Mücadele Birliği...
Yemeksepeti kuryeleri artan kötü çalışma koşulları ve Yemeksepeti’nin yeni uyumluluk kurallarını protesto etmek için 13 Eylül Cuma günü Adana'da iş durdurma eylemi yaptı. Duygu Cafe yanındaki parkta toplanan kuryeler Yemeksepeti sisteminin...
İstanbul Üniversitesi önünde YÖK’ü protesto eden Devrimci Öğrenci Birliği (DÖB), Dev-Güç, YDG ve HDP Gençlik Meclisleri, "Üniversitelerde de birleşik mücadele hattımızı örmeye, YÖK’ü tarihe gömmeye kararlıyız” dedi.
12 Eylül Asker Faşist Darbesi sonrasında uygulamaya konulan Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) 39. kuruluş yılında, Devrimci Öğrenciler Birliği (DÖB), Gençliğin Devrimci Güçleri (Dev-Güç), Yeni Demokrat Gençlik (YDG), HDP Gençlik Meclisi tarafından İstanbul Üniversitesi önünde protesto edildi.
İstanbul Üniversitesi önünde yapılan protesto eylemi öncesinde üniversitenin önü polis ve özel güvenlik görevlileri tarafından abluka altına alındı.
"Demokratik Özerk Üniversite İçin Birlikte Yürüyoruz" yazılı pankart açan Gençlik Örgütleri “Kayyım Rektöre Karşı Birlikte Yürüyoruz”, “Kampüste Sokakta Evde Ataerkiye Karşı Birlikte Yürüyoruz” yazılı dövizler taşıdı.
Eylemde basın metnini gençlik örgütleri adına Bekir Açar okudu. Açar, 6 Kasım 1981’de kurulan YÖK’ün ‘kara bir el’ olarak üniversitelere müdahale ettiğini ifade etti. YÖK’ün proje olarak 12 Eylül sonrası faşist darbenin dayatması olduğunu vurgulayan Açar, 80’lerin Beyaz Toroslarını üniversitelere sokarak üniversite öğrencilerinin katledilmesinden sorumlu olan; ilerleyen süreçte öğrencileri sistemin kalıplarına sokmak adına her türlü baskıyı yapan; son süreçte ise iktidarın faşizminin üniversitelilere karşı tavırlarının temsilcisi konumunda olan YÖK üniversiteleri hapishaneye çeviremediği ölçüde öğrencilerin hapsetmeye, üniversitelileri zapturapt altına alamadığı ölçüde katlini vacip saymaya devam ettiğini belirten Açar, Bu proje 39 yıldır nasıl iktidara güdümlü hareket ettiyse bizler de onları üniversitelerden silecek iradenin sahibi, 6 Kasımların militan ve kitlesel YÖK protestolarının 39 yıldır yürütücüleriyiz" dedi.
Aylardır Covid-19 virüsü ile burun buruna yaşadıklarını, iktidarın virüse karşı sözde önlemler alırken yaşanan ekonomik krizin faturasını halka ödetip, yeni yıl mezun olmuş öğrencilerin okulu sırtlarındaki KYK borcu ile bitirdiğini vurgulayan Açar, "Üniversitelerimizden barış akademisyenleri, bilim ve barış savunucuları tasfiye edilirken Vedat Akgiray gibi hırsızlar profesör sıfatıyla karşımıza geliyor, üniversitenin iradesi yok sayılarak kayyım rektörler atanıyor. Dün yemekhane zamları için sokakta olup hakkımızı sokakta kazanan biz bütün bunlara karşı yine sokaktayız, sokakta olacağız" dedi.
Virüsün gidişatına hiçbir müdahalede bulunamayan iktidarın eğitimin online olacağını üniversiteler açılmadan sadece günler önce kararlaştırdığına dikkat çeken Açar, "Birçok öğrenci okul için gittiği yerde kalacak yer sorunu yaşadı, birçoğumuz yurtlarımızda bıraktığımız eşyalarımızı aylardır alamaz olduk. Eğitimlere girebilmek için gerekli teknik donanımı olmayan birçok öğrenci bilgisayar alabilmek için bankalara kredi başvurusu yaptı. Eğitimin uzaktan verilmesi anti-bilimselleştirmelerine ve niteliksizleştirmelerine kapı açıp bizlerin üniversitelerde akademik mücadele vermemizin önünü kapatmıştır" dedi.
İktidarın hastalığı dahi kendi lehine kullandığını asıl virüsün kapitalizm olduğunu belirten Açar, tüm bunlar yaşanırken iktidarın sessizce köşelerine çekilmelerini istediğini belirterek "Açlık ile hastalık arasında bıraktığı öğrencinin, işçinin, emekçinin çıkardığı tek bir sese bütün gücünü seferber ediyor. Her şeye rağmen bizler yine amfilerden, koridorlardan, sokaklardan eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim şiarını yükseltmek için buralardayız" dedi.
Bu düzeni yıkana kadar durumun daha iyi olmayacağını ifade eden Açar, Bizler, yıkma iradesine sahip, zaferi sokakta kazanacağını bilen, militan ve kitlesel bir birliktelik için bir araya gelmiş gençler olarak; üniversitelerde de birleşik mücadele hattımızı örmeye, YÖK’ü tarihe gömmeye kararlıyız" dedi.