On yıllardır uzlaşmacı, işbirlikçi pratiğin etkisi altındaki sendikal hareket, nitelik ve nicelik olarak burjuva siyasal ufku aşamamanın oldukça uzağında şekillendi. İki binli yıllarla birlikte sendikalarda örgütlenme süreci biçim değiştirdi.
Öyle günlerden geçiyoruz ki gündem değişiyor, değiştiriliyor. Her sınıf ve katman rolünü kendi karakteriyle oynuyor. Burjuva siyaset kampında her gün “büyük olaylar” yaşanıyor. Burjuva muhalefetin başı daha bir ay önce külhanbeyi havasında “otuz binin altında yokuz” diyerek sözde el yükseltti.
Yeni bir yıl yaklaşırken IMF’den uluslararası yatırımcılara pek çok çevrenin asgari ücret tavsiyesi Ekim ayından itibaren gündeme oturdu. Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, 23 Ekim'de Washington'da yaptığı bir sunumda yatırımcılara “asgari ücrete yüzde 25 civarında zammın 2025 yılı enflasyon ve büyüme hedefleriyle uyumlu olacağını” açıkladı. Maliye Bakanlığı çevrelerinden asgari ücret zammının gerçekleşen enflasyon yerine “hedef enflasyondan” belirlenmesi ‘’tavsiyeleri’’, yeni bir icat olarak karşımıza çıktı.
Son günlerini yaşadığımız 2024 yılının işçi sınıfı için pek iyi anılacak bir yıl olmadığı çok açık. Yaşamın her alanında tam bir kuşatmayla karşı karşıyayız. İğneden ipliğe her şeye gelen yüksek zamlar durmak bilmeden devam ediyor.
İşçi sınıfına yönelik saldırılar örtülü ve açık biçimlerde devam ediyor. İş kanununda yapılması hedeflenen kapsamlı değişiklikler sermaye çevreleri ile yapılan çalışmalarla devam ettiriliyor. Geçen hafta burada gündeme getirilen MESEM’ler eliyle ucuz iş gücünü genişletme ve çocuk işçi sayısını arttırmak için çocuk işçilik yaşını 10 yaşa indirme planları devrede. Sermayeye sınırsız ucuz emek sağlamada hiçbir sınır tanınmıyor.