İşçilerin 1800’lerin başlarında bir araya gelip hakları için mücadele ettikleri sendikaların ilk adımlarında, aralarında para toplayıp bir işçiyi çalışmak zorunda olmaktan çıkararak, kendilerine çalışması için maaş verdikleri sistemin adı sandukadır. O dönemde sandukada toplanan paraların sorumluluğu ayrılan işçide değil, çalışan işçilerde tutulurmuş. İşçilerin işçisi olan ilk “sendikacılar” hakları savunabilecek öncülükteki işçilerden seçilirlermiş. İşlerini layıkıyla yapamayanlar, en sert şekillerde cezalandırılmışlar.
İşyeri temsilcilikleri, sendikaların omurgalarıdır. Eğer onu bir yerinden kırarsanız sendikayı felç edersiniz. Bugün sendikaların, siz bunu konfederasyonlar diye de okuyabilirsiniz, yaşadıkları hareket etmeme, istese de edememe hali bundan kaynaklanır.
Kataş-Sen 2. Olağan Genel Kurulunu 10 Ağustos’ta yaptı.
İnsanların kavramlarla düşündüğünü biliyoruz. Kavramları elinden alınan bir insan, o kavramların yerine başka bir kavram koyar. Ya kavramınızı elinizden alanlar onun yerine sizin değil de kendi çıkarlarının kavramlarını yerleştiriyorlarsa? İşte o zaman gerçeğin güçlü bir dalgası gelip darmadağın etmedikçe, o yanılsamalar hayatımıza yön verir.
Samsung Electronics’te montaj hattından çıkan binlerce işçi, 8 Haziran’da, 55 yıl sonra ilk defa, şiddetli yağmurun altında üç günlük bir grev ilan etti. Sendikanın ifadesiyle bu sembolik grev bile dünya piyasalarında önemli derecede etkide bulundu.