Samsung Electronics’te montaj hattından çıkan binlerce işçi, 8 Haziran’da, 55 yıl sonra ilk defa, şiddetli yağmurun altında üç günlük bir grev ilan etti. Sendikanın ifadesiyle bu sembolik grev bile dünya piyasalarında önemli derecede etkide bulundu.
Samsung’un cirosu, G.Kore milli hasılasının %22’sini oluşturuyor ve ülkeyi bu tekel yönetiyor. Şirketin devlet başkanları üzerindeki etkisi son derece aleni. G.Kore’de işçi sınıfı, militan eylem dalgaları ile askeri, faşist diktatörlüğe karşı güçlü mücadele örnekleri yarattı, ancak yıllarca Samsung’ta sendikalaşmayı başaramadı. Sendikacıların kaçırılması, öldüresiye dövülmesi, sendikalı işçilere fizik şiddet uygulayarak sorgulama gibi yöntemler, Samsung’da sendikalaşmayı yıllarca yer altına itti. İlk kez 5 yıl önce, küçük ama mücadeleci bir sendika olan NSSU örgütlenmeyi başardı. Samsung kurucusu Li Bingzhe; "Sendikaların var olmasına asla izin vermeyeceğim” demişti. Samsung fabrikalarında, son 10 yılda 118 fabrika işçisi kanserden ve diğer işyeri hastalıklarından hayatını kaybetti. Ağır meslek hastalığı yaşayan işçi ve aileleri, uzun ve ısrarlı mücadeleleriyle bu durumu dünyaya duyurdular. Bu mücadele de sendikalaşma sürecinin bir parçası oldu.
NSSU, Ocak ayında şirketin önerdiği %5.1'lik artışı düşük bularak, maaş artışının % 6.5'e çıkarılmasını talep etmişti. İkinci talep, performans primi sisteminin şeffaflaştırılmasıydı. Ücretlerin %30’u performans priminden oluşsa da zaman içinde işçilerin %50’si prim alamaz duruma geldi. Yöneticilerin tümü ise prim almaya devam ediyor.
Samsung’un ülkedeki toplam 140 bin çalışanının yaklaşık %24’ünü oluşturan 28 binden fazla işçi, NSSU’da örgütlü. Sendika kapsamı dışında kalan taşeron-tedarik işçilerinin de bu sayının en az iki katı olduğu belirtiliyor. Dünya çapındaki Samsung ve tedarik işçilerinin sayısı ise yarım milyon kişiyi geçiyor. Sendika, altı fabrikadan 6 bin 540 sendika üyesinin greve katıldığını duyurdu.
İlan edildiği ilk günde, bu “sembolik grev” yalnızca Samsung’u değil dünya çapındaki çip, yapay zeka ve daha ileri teknoloji rekabetinin giderek kızıştığı, karların çalkalandığı, işçilerin çelişkisinin ve öfkesinin biriktiği bir süreçte kapitalist teknoloji devlerini ürpertti. En yakın rakibi yine bir G.Kore şirketi olan SK’nın atılımlarına rağmen, Samsung dünyanın en büyük çip üreticisi ve birçok uluslararası şirketin de tedarikçisi.
Tayvan merkezli pazar araştırma firması TrendForce, grevin Dram ve Nand flash üretimini etkilemeyeceğini söyleyerek “fabrikalar otomatik üretime ağırlık veriyor ve minimum insan gücü gerektiriyor. Bu nedenle grev, gelecekteki bellek arzına herhangi bir önemli etki yapmayacak.” şeklinde bir rapor yayınladı. Ama bu raporun gerçek olmadığı kısa sürede ortaya çıktı. Şirketin Başkan Yardımcısı Lee Hyeon-guk, “Bütün işçiler greve katılmasa da bu alanların üretimi etkileyecek alanlar olduğunu, "Proses otomasyonu ne olursa olsun, tesislerin bakımı ve yönetimi için insan gücüne ihtiyaç var. Yarı iletken prosesinde belirli bir noktada sorun meydana gelirse üretimin aksaması kaçınılmazdır, çünkü üretimde bir sonraki adıma geçilemez” sözleriyle açıkladı.
Sendika, 10 Temmuz’da, üretim hattındaki aksaklıkları açıkça tespit ettiklerini, şirketin kendilerini muhatap almama kararından pişmanlık duyacağını, zaferden emin olduklarını ve grevi süresiz greve çevirdiklerini ilan etti. Grevin 8 inçlik çip fabrikasının ardından Samsung'un yapay zeka uygulamalarında kullanılan geniş bant bellek çipleri (HBM) ürettiği bir fabrikaya kadar genişlemesi bekleniyor.
Şiddetli yağmurun altında; siyah sendika tişörtleri, yağmurluklar ve üzerinde “genel grev” yazan kırmızı saç bantları takan G.Kore işçileri, yüksek eylem disiplini, düzenli kortejleri ve militan sloganları, marşlarıyla Kore işçisine özel bir disiplini bize gösteriyor. Bu disiplin, büyük sermaye fabrikalarındaki askeri emek kontrol ve çalışma disiplini sisteminin bir yansıması.
Oslo Üniversitesi’nden Kore Çalışmaları profesörü Vladimir Tikhonov, bu kolektif eylemin Güney Kore’deki işçilerin güçlenme eğilimi olduğunu gösterdiğini söyledi.
Güney Kore işçileri bize, tüm dünyanın gözlerinin çevrildiği, işçi sınıfının umutlandığı, emperyalist tekellerin ter attığı bir örnek ortaya koyuyorlar. Bu grev, sonu ne olursa olsun büyük dalganın ortasında işçi sınıfının örgütlü yıkıcı gücünün önümüzdeki günleri belirleyeceğini ilan ediyor.
Temade Çınar