Filistin halkına yönelik soykırım savaşının başlamasının üzerinden geçen 11 ayın ardından 40.000’i aşkın insan hayatını kaybederken, on binlerce de insan da yaralandı. Okul, çadır kampları, hastane ayrımı yapılmaksızın Siyonist İsrail’in yaptığı katliamlardan en çok da çocuklar ve bebekler etkilendi.

18.000’i aşkın çocuğun ve bebeğin hayatını kaybettiği, binlercesinin sakat kaldığı bu soykırım savaşında atılan her bomba, katledilen her küçük beden Filistin halkına yönelik ayrım gözetmeksizin yapılan soykırımın bir sonucudur. Yıkılan enkazların altında kalan çocuklar, açlıktan yaşamını yitiren bebekler, temiz su, güvenli barınmaya erişemediği veya ailesini yitirdiği için hayatta kalamayan çocuklar… Bu savaşta çocukları kurtarmanın zorluğu, İsrail bombalarının Gazze'nin her yerine düşmeye devam etmesi nedeniyle daha da karmaşık bir hal almaktadır.

İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşı Filistinli çocuklara yönelik bir savaşa dönüşmüştür. Bu durum, 7 Ekim'de de bugün olduğu gibi geçerliydi. Savaşın başından bu yana geçen 11 ayda yaşanacak hiçbir yerin kalmaması, insani yaşam koşullarının korkunç boyutlara ulaşması, su kaynaklarının kirlenmesi, gıdaya ve ilaca erişememekten dolayı çocuk felci vakaları çok yükseldi.

Yıkıcı salgının ilk vakası Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deir Al-Balah kasabasında tespit edildi. “Filistin Sağlık Bakanı Majed Abu Ramadan aynı gün yaptığı açıklamada, “Bilimsel olarak her 200 virüs enfeksiyonundan sadece birinin çocuk felcinin tüm semptomlarını göstereceği, geri kalan vakaların ise soğuk algınlığı veya hafif ateş gibi hafif semptomlar gösterebileceği bilinmektedir.

Bu da virüsün, tüm sağlık sisteminin büyük ölçüde tahrip edildiği Gazze Şeridi'nin her yerine yayılmış olabileceği anlamına geliyor. Çocuk felci virüsüne ilk yakalanan on aylık Filistinli bebek de, diğer pek çok bebek gibi, hastalığa karşı aşılanmamıştı.

Savaşın vurduğu Gazze'de daha büyük bir felaketi önlemek için Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ile birlikte kısa bir süre içinde Gazze genelinde 640.000 çocuğu aşılamak zorunda olduklarını açıkladı.

Ancak Gazzelilerin büyük çoğunluğu, çoğunlukla Gazze'nin merkezinde bulunan ve temiz su ya da elektriğe erişimi olmayan devasa çadır kampları şeklindeki güvenli olmayan mülteci kamplarında sıkışıp kaldıkları için bu görev oldukça zor. Etrafları 330.000 tondan fazla atıkla çevrili ve bu da zaten içilemeyen suyu daha da kirletmiş durumda; uzmanlara göre çocuk felcinin nedeni de bu olabilir.

Bir diğer sorun ise Gazze'nin aylardır elektriksiz yaşamaya devam etmesi. Etkili bir soğutma sistemi olmadan aşıların çoğu kullanılamaz hale gelebilir. Ancak Gazze'deki çocukların çektiği acılar, aşı eksikliğinden çok daha fazla.

Bakanlık sözcüsü birçok çocuğun açlıktan öldüğünü ve Gazze'de en az 3.500 çocuğun İsrail'in gıda dağıtımına getirdiği kısıtlamalar nedeniyle gıda eksikliği ve yetersiz beslenme nedeniyle (aynı kaderle) karşı karşıya olduğu belirtiliyor. Savaşın başladığı 7 Ekim'den bu yana ise Gazze'de 17.000'den fazla çocuk ebeveynlerinden birini ya da her ikisini kaybetti.

Gazze'deki çocukların savaşın kurbanlarının çoğunu oluşturmasının temel nedenlerinden biri, evlerin, okulların ve sığınakların acımasız bombardımanın ana hedefi olması. Filistin Eğitim Bakanlığı'na göre 2 Temmuz itibariyle Gazze'de 8.572, işgal altındaki Batı Şeria'da ise 100 öğrenci İsrail ordusu tarafından öldürülmüştür. Gazze'de 14.089 ve Batı Şeria'da 494 öğrenci de yaralandı.

İsrail bombardımanı sonucunda Gazze’deki 309 okuldan 290'ı yıkıldı. Bu durum 630,000 öğrencinin eğitime erişimini engelledi. Evler ve okullar yeniden inşa edilebilirken, öldürülen çocukların değerli hayatları ise geri getirilemiyor.

Tüm bu yaşananlar, 1948'de Filistin anavatanının yok edildiği Nakba'dan bu yana, Filistinli çocukların nispeten kısa bir süre içinde yaşadıkları en büyük kayıplardır. Trajedi her geçen gün daha da kötüleşiyor. Siyasi gerekçesi ya da bağlamı ne olursa olsun hiçbir çocuk, hele hele bütün bir çocuk nesli bu kadar acıya katlanmamalıdır. Ancak tüm bu temennilerin gerçekleşmesi, Filistinli çocukların ve Filistin halkının acılarının son bulması, özgürlüğünü kazanması için ise uluslararası devrimci mücadelenin güçlendirilmesi, emperyalist devletlere geri adım attırılması ve Siyonist İsrail devletinin yenilmesi için Filistin halkı ile birlikte mücadelenin pratiklerinin güçlendirilmesi tek gerçek çözüm olarak önümüzde durmaktadır.

Çeviri Kolektifi

*Telesurenglish.net sitesinde yayınlanan makaleden haber yorum olarak çevrilmiştir.