< < Gerçek Sadece Devrime İnanmaktır

Aynil ve Rasim, devrim için birlikte atan iki ayrı yürek…

Birlikte atan iki yürek diyoruz onlar için çünkü onları tanıyan yoldaşlarımız ikisini birbirinden ayıramadan anlatıyorlar bize. Çünkü onlar mücadelede de, ölümde de ayrılmadılar birbirlerinden. Ne faşizmin azgınca saldırıları, ne tutsaklık ne de ölüm ayırabildi onları. Hayatlarını da mücadelelerini de birlikte ördüler ilmek ilmek.

Birçoğumuz belki hiç tanıma fırsatı yakalamadık onları, ancak onları tanıyan yoldaşlarımızın anlatıları işledi yüreğimize. Sarsılmaz inançları, mücadeledeki ısrarları her daim aklımızın bir köşesinde yol gösterdi bize.

Yoldaşlarımın yaşam öykülerini okuyorum, dinliyorum… Rasim yoldaşım Çanakkale İHD yöneticisi, Aynil yoldaşım ise Tüm-Bel-Sen Çanakkale Şube Başkanı. Fakat öyle bildiğimiz dernek ya da sendika yöneticileri gibi değiller. Mücadeleye, devrim inancına bürünmüşler ikisi de. İkisi de öncü, tam ortasında kavganın. Çanakkale Zindanında ölüm orucu savaşçılarının ve ailelerinin yanında.

Öyle ki, ölüm orucu savaşçısı Ayça İdil Erkmen ölümsüzleştiğinde Aynil yoldaşım belediye hoparlörlerinden duyuruyor bunu, herkesi savaşçı Ayça’yı sahiplenmeye, onun için düzenlenecek törene katılmaya çağırıyor. Kim bilir, belki de sesinde büyük bir öfke, acı, kararlılık. Hiç duymadığım, tanımadığım bu ses kulaklarımda yankılanıyor bu olayı her düşündüğümde. Bu çağrıyı yapan sesin yoldaşı olmanın gururu büyüyor içimde. Bu çağrıdan dolayı tutsak ediliyor Aynil yoldaşım, cezaevinden çıktıktan sonra “Nerede kalmıştık?” diye soruyor ve kaldığı yerden devam ediyor mücadeleye. 23 Eylül 1996'da bir trafik kazasıyla ayrılıyorlar aramızdan Aynil ve Rasim yoldaşlar.

Rasim yoldaşım şiirler yazıyor devrime “gerçek sadece devrime inanmaktır/ ve tüm çabanın devrime adanmasıdır bilin...” diyor bir şiirinde. Onların mücadele anlayışları ve Rasim yoldaşın bu dizeleri ışık tutuyor bize. Sadece devrime inanıyor, tüm çabamızı devrime adıyoruz. Onları anmanın en doğru biçimini işliyoruz yaşamlarımıza. Ölümsüzleşen yoldaşlarımızın bize devrettiği mücadele bayrağını onurla taşıyoruz, zafer gününe ulaştırmak üzere.