Emekçi sınıflar, ezilen halklar, bu düzenden nefret eden milyonlar, 24 Haziran seçimlerine, “bu sefer bunlardan kurtulabiliriz” büyük umuduyla sandık başına koştular. Bu serapın, bu sahte umudun kitleleri sarmasında burjuva muhalefet olarak CHP’nin olduğu kadar, sosyal reformistlerin ve oportünist sol örgütlerin çabalarının büyük payı oldu. Onlar kitlelere bu sahte umudu durmadan pompalayıp durdular.
96 Mayısında cezaevlerindeki birliği parçalamak, komünal yaşamı dağıtmak isteyen faşizmin gerici planlarıyla bir kez daha karşı karşıya kalmıştı devrimci tutsaklar. Eskişehir tabutluğunun açılması, tutsakların oraya kaçırılması ve yeni tutuklananların da bu hücre tipi tabutluğa götürülmesine, zindanlardaki devrimcilerden destek gecikmedi. Faşizmin saldırılarına karşı devrimci tutsaklar bedenlerini açlığa yatırdılar.
Seçim parodisi bitti; dinci-faşizmin başındaki adam 25 Haziran sabahında Ankara'da "zaferini" ilan ederken, bunun sahte bir zafer olduğunun bilincindeydi elbette; Osmanlı'dan devraldığı ayak oyunlarıyla ancak bu kadarını başarabilmişti.
Kanla beslenen kapitalist sistem kana doymuyor; kapitalizmin çarkları arasından sızan kan işçilerin, emekçilerin, yoksul halkın kanıdır!
İngiltere’de yayınlanan The Guardian gazetesinde “Türkiye seçimleri 2018: bilmeniz gereken her şey” başlıklı bir yazı yayınlandı. Ve dün sosyal medyada epey konuşulan bir yazı oldu.