Dante'nin "İlahi Komedya"sına yok gerek... bir tek haber yeter bazen yaşadığımız şu cehennemi resmetmeye. Emekçilerin sonsuz cehennemini...
Yürek yakan bir haber: İzmir'de 27 yaşındaki genç anne, 5 çocuğunu evde elektrikli soba ile ısınmaları için bırakarak hurda toplamaya çıktı. Ancak sobanın devrilmesi ile çıkan yangın sonucu 5 çocuk hayatını kaybetti...
Gencecik yaşta 5 çocuk annesi olan bir kadın... Açlığın ve soğuğun pençesindeki çocuklarını hayatta tutmaya çalışıyor. Tarifsiz acılarla dolu bir dram...
Ama hepsi bu değil. Olay bu kadarla kalmıyor. O ana kadar ortalıkta olmayan, çocuklara ve annelerine el uzatmayan bu yağma ve sömürü düzeninin bekçileri, bir anda sahneye çıkıyor ve kadını gözaltına alıyor! Dünya batsa da yasalar uygulanmalı! Kanun, düzen sağlanmalı!..
Milyonlarca emekçinin cehennem azabı yaşamlarını bir parça olsun iyileştirmek için tek bir adım attığını göremezsiniz hiçbirinin. Ama "baklava çalan çocuklar" örneğinde olduğu gibi, küçücük çocukları onlarca yıl demir parmaklıklar arkasına atmak pahasına sağlarlar o kanun ve düzenlerini! Zenginlerin saltanat bekçileri!..
Eskiler ne güzel anlatmışlar... "Şalvarı şaltak Osmanlı/Eğeri kaltak Osmanlı/Ekende yok biçende yok/Yiyende ortak Osmanlı".
Osmanlı dedik diye kimse sadece dinci-faşist iktidarı kastettiğimizi sanmasın. RTE'nin dediği gibi "devlette devamlılık esastır"! AKP'sinden CHP ve MHP'sine, tüm burjuva partiler aynı soyun sürdürücüleridir. Hepsi aynı soydan. Hepsi zenginlerin, sömürücülerin, geçmişte soyluların, bugün kentsoyluların (burjuvaların) çıkarlarını savunmak ve sömürü düzenini korumak için varlar.
Cehennem sözünü öylesine kullanmadık. İliklerine kadar çürümüş, tel tel dökülen bu düzen, emekçiler için kelimenin gerçek anlamında bir cehennem. Her gün yeniden ve yeniden yaşamak zorunda olduğumuz tarifsiz acılarla dolu bir dipsiz kuyu. Yozlaşma, çürüme, ahlaki çöküş, cinnet, baskı ve zulüm.... Toplumun büyük bir kısmı korkunç bir yokluk ve yoksunluk uçurumuna yuvarlanmış, yaşamdan kovulmuş, ölüme yazgılı... İşçiler mahkum edildikleri ücretlerini bile alamıyor. Anlı şanlı sendikalar, hak mücadelesi veren işçileri bir çırpıda satıyor. Kadın cinayetlerinin ardı arkası kesilmiyor. Bilmem kaç kuşak gençlerin gelecekleri çalındı çoktan. İnkar, imha ve asimilasyon cenderesindeki Kürt halkı üzerindeki baskılar dayanılmaz düzeyde. Savaş ve çatışmalar yayılıyor. Zindanlar artık ölümevlerine, toplama kamplarına dönüştürülüyor. Düzenin iler tutar yanı yok.
Bu cehennem kökünden havaya uçurulmadan hiçbirimize hayat hakkı yok! Bir anneyi gece çocukları tek başına evde bırakmaya zorlayan, ancak elektrikli soba ile ısıtmaya mecbur bırakan, 27 yaşındaki genç bir kadını 5 çocuğu ile hurda toplamak zorunda bırakan, sonra da suçlu bulan sisteminizi yıkacağız. Bu ateş sizi yakacak!