NATO savaş makinesinin en büyük gücü emperyalist ABD, faşist Ukrayna ordusunun Rusya topraklarını uzun menzile sahip ATACMS füzeleri ile vurmasına izin verdi.

Bir süredir Ukraynalı faşistler, efendilerinden bu konudaki kısıtlamaların kaldırılmasını talep ediyordu, en sonunda istedikleri oldu. Daha öncesinde Rusya’nın Ukrayna sınırındaki Belgorod ve Bryansk şehirlerine yönelik küçük çaplı işgal girişimleri, askeri saldırılar ve en son da Kursk şehrine yönelik işgal ile NATO, savaşın başlangıcından bu yana el yükseltmişti. Uzun menzilli dronelar ile Karadeniz filosuna, Saratov’daki askeri cephaneliklere, çeşitli kentlerdeki petrol rafinerilerine saldırılar yapılsa da, NATO Rusya’nın sınai-askeri kompleksine istediği kadar zarar veremedi.

ABD’nin bu kararı neden daha öncesinde değil de bugün verdiği sorulabilir. Bu karar, tam da faşist Ukrayna ordusunun teknik ve personel gücünün tükenme noktasına geldiği ve kuzeyde Harkov’dan güneyde Zaporijya hattına kadar çok uzun bir cephe hattına yayılmak zorunda kalan Ukrayna ordusunun yenilmeye başladığı bir anda geldi. Özellikle son birkaç aydır Rus güçleri Harkov’dan Zaporijya’ya kadar cephe hattında ilerliyor. Donbass’ta ekonomik, lojistik ve coğrafi olarak çok stratejik bir kent olan Pokrovsk neredeyse kuşatıldı.

Kentin düşmesi durumunda Ukrayna’nın Donetsk yönündeki tüm savunması çökebilir. Üstelik bir süredir ardı ardına emperyalist başkentlerden Ukrayna’nın savaşı kaybedebileceğine dair gelen açıklamalar ve emperyalist Almanya’nın başındaki Olaf Scholz’un Putin ile yaptığı görüşmede, Ukrayna ile müzakereler yapılması yönündeki çağrısı işin tuzu biberi oldu. Ancak “son Ukraynalıya kadar” Rusya ile savaşılmasını isteyen emperyalistler ve onların Ukraynalı işbirlikçileri, savaşı tırmandırmaktan başka çıkış göremiyor.

Bu yüzden ABD’nin bu kararını hızla selamlayan Macron’un ardından, Avrupalı emperyalist devletlerin, Ukrayna’ya Rusya’nın iç bölgelerine uzun menzilli silahlar ile saldırmasına izin vermesi güçlü bir olasılık. Buna karşılık ise Rusya nükleer doktrinini revize ederek, ATACMS ile büyük kentlere saldırıya destek verecek düşman devletlerin nükleer saldırı ile bertaraf edilmesinin önünü açtı.

Tüm bunlar yaşanırken, Avrupalı emperyalist devletler ve onların işbirlikçisi finoları da kendi askeri hazırlıklarını sürdürüyor. Geçtiğimiz günlerde Baltık denizine oldukça yakın olan Polonya’nın kuzeyindeki Redzikowo köyü yakınlarında açılan yeni NATO hava savunma üssü St. Petersburg’a 1000 km, Moskova’ya ise sadece 1500 km uzaklıkta. Adım adım Polonya ordusunu modernize eden, savaşa hazırlayan ve 10.000 ABD askerini bölgede bulunduran emperyalistler, Ukrayna’nın olası bir yenilgisi durumunda bütün Kuzey Avrupa, Belarus, Rusya ve İskandinavya’yı da içine alacak bir savaşa hazırlık yapıyor.

Bu “hummalı hazırlıklara” ek olarak İsveç ve Finlandiya kapitalist devletlerinin de NATO’ya katılmasının ardından, Kuzey kutbuna kadar olan bölgede kendini tâhkim eden NATO, İskandinavya’da askeri faaliyetlerini yoğunlaştırmış durumda. Geçtiğimiz günlerde İsveç halkına savaş durumunda ne yapılması gerektiğini anlatan broşürler dağıtan İsveç ordusu, Rusya’ya yönelik olası bir saldırı durumuna kendini hazırlıyor.

Tüm bu ortaya serdiğimiz tablo Sovyetlerin çöküşünden bu yana adım adım NATO’nun Rusya’yı askeri olarak kuşatma projesine uygun olarak gerçekleştiriliyor. Eski Sovyet ülkelerinin adım adım tam ilhak sürecine uygun olarak yutulması, bütün bu ülkelerde anti-komünist, emperyalizm işbirlikçisi iktidarların başa getirilmesi tam da küresel çapta hegemonyası çöken emperyalizmin hasmını askeri olarak dize getirme çabasıdır. Bu kuşatma bugün farklı biçimlerde Çin ve KDHC’ye yönelik Pasifik NATO’sunun kurulması girişimleri ile devam ediyor. Ama gelişen ve yayılan bu savaş aynı zamanda emperyalistlerin dünya halklarına ve ezilen uluslara karşı yürüttüğü bir savaştır. Karşı tarafta bunlar olurken Ortadoğu’da yaşanan devrimci gelişmeler, faşist Ukrayna’nın adım adım yenilgiye yaklaşması, KDHC’nin Çin ve Rusya ile kurduğu ittifaklar, dünyada büyüyen devrimci durum ile eşgüdümlü ilerliyor. Ya savaşların içinden devrimler yükselecek ya da devrimler savaşları durduracak. Umutlu olmak için görecek çok parametre ve devrimci gelişme var!

K. Taylan Kızıldağ