Emek Postası

Acı Biber Turşusu

Biz dört kadın arkadaş bir hafta önce mevsimlik işçi olarak Akcelep Fabrikası’nda işçi alındığını duyar duymaz gittik ve hemen işe girdik. Acı biber turşusu yapmak için üretim bölümüne başladık.

Devamını oku...

“Made In Türkiye”!

Dinci faşizm “şahlanıyoruz” algısı yaratmak için ne yapacağını şaşırmış durumda. Bir yandan “Yedi düvele kafa tutan” Türkiye, diğer yandan “Beton Lobisi” ne nazire “Avrupa ve Ortadoğu’nun İlk Yerli Entegre Güneş Paneli Fabrikası”nı açan Türkiye; bir yandan “yerli ve milli kelepçe” ile çağ açan bir siyasi iktidar, diğer yanda “eksen değişikliği” için Cuma günü Cumhurbaşkanının vereceği “müjde”yi bekleyen Türkiye!

Devamını oku...

“Biz De Çalışmak İstiyoruz”

Pandemi sürecinden bu yana işsiz olan ve sahaların kapalı olmasından kaynaklı çalışadıkları için hiç bir ekonomik geliri olmayan futbol antrenörleri, sorunlarını duyurmak ve çözüm talep etmek için 29 Temmuz Çarşamba günü Beşiktaş Barbaros Meydanında basın açıklaması yaptılar.

Devamını oku...

Kadınlara Acımayın

(...)

Gerçek Bir Hikaye

Bir kadın tanırdık. Biz ona “ana” derdik, o bize “yoldaş”. Biz onu sanki, hep kaderinde yazılı gibi duran “analık” görevine layık görürdük, onu bu şekilde yücelttiğimizi sanırdık; verdiğimiz tek şeydi sevgi. O bize daha fazlasını, sevgisiyle beraber bütün yeteneklerini de vermeye hazırdı. Bu yoldaşlık durağına çok uzun bir yoldan gelmişti ve -biliyor musunuz sevgili okur- yalnızca tek bir sözcüktü ona kanatlar takıp dağları dağları aştıran. Bu “tek bir söz”ün hikayesi, aslında milyonların hikayesiyle aynı.

Devamını oku...

“İşte Devrimin Anası”

Hüsniye ana, anamız... Bugün seni ölümsüzlüğe uğurladık. Bütün yol boyunca başka bir anı aramaya çalışsam da bulamadım. Birlikte yaşadığımız tek anınızı anlatmak istiyorum.

Devamını oku...

O “Büyük Gün”ü Size Armağan Edeceğiz “Ana”

“Ana”lar vardır zamanın önünde kale surları gibi dururlar. Hiçbir şey onları yıkamaz sanırsınız. O kadar çok şey yaşamışlar; o kadar çok şeye göğüs germişlerdir ki, yaşamda artık onların sırtını yere getirecek bir şey kalmamıştır diye düşünürsünüz. Adeta Gorki’nin “Ana” romanıyla ölümsüzleştirdiği Pelage gözlerinizin önünde beliriverir.

Devamını oku...