Hüsniye ana, anamız... Bugün seni ölümsüzlüğe uğurladık. Bütün yol boyunca başka bir anı aramaya çalışsam da bulamadım. Birlikte yaşadığımız tek anınızı anlatmak istiyorum.
Yılını hatırlayamamakla birlikte Deniz Gezmiş Parkında, 6 Mayıs anmasında seninle gözleme açarken buluverdim kendimi. Aksilik üstüne aksilik olmuştu da vazgeçmişti benden önceki gözlemeci ve ocağı terk etmişti. “Sen gözleme yapmayı bilir misin” diye sordun inatla hamur açan ellerine baktığımda. Bilmiyordum ama iyi bir gözleme yeyicisi olarak bu kıvamı tutturabileceğime duyduğum güvenle “biliyorum” demiştim. İyi- kötü, yarı pişmiş- yarı çiğ gözlemelerimizi destek karşılığı yeniden vermeye başlamıştık bir süre sonra.
“Okuyor musun?” diye sorduğunda bir sessizlik arasında, “yok anne bıraktım” dedim. Senin vereceğin cevaba kendimi hazırlıyordum bir yandan; “ niye bırakıyorsunuz okuyun büyük insan olun” diyecektin. Ama öyle olmadı Hüsniye anamız, sen; kendinden emin, karşısındaki genç devrimcinin aşması gereken nice engelin farkında bir anne şefkatiyle kanatlarını açtın ve yoldaşlarla ilk tanışmanı, oğlunun aranma yıllarını bilmem gerektiği kadar anlatmış ve hayranlık uyandırmıştın bende.
Kendi ailemin tavrının bu kadar ileri olmadığını anlattığımda “az çektirmedim” diyen bir edayla sabırlı olmak ve aileleri kazanmak gerektiğinden bahsetmiştin. “Süleyman’ın annesiyim” demiştin, o anı hiç unutamam. O an konser alanında yoldaşı arıyor gözlerim. Göremiyorum. Her birimizin üzerinde bilgi birikimiyle hayranlık uyandıran yoldaşın annesiydin demek. Oğlunun ODTÜ’den ayrılmak zorunda kalışını anlattığında; “ona çok kızdın mı” diye sormuştum. Kapısından bile geçemediğim bir üniversitede okuyup rotasını devrime kıran yoldaşa tavır aldığını, günlerce ağladığını, sütünü helal etmeyeceğine dair tehditler savurmuş olduğunu düşünerek bu sorunun cevabını bildiğimden emindim. Şaşkınca bakmıştın yüzüme; “Yok kızım ben devrime de Allah’a da inanıyorum” demiştin.
O an hissettiklerimi şu an tarif edemem belki ama “işte devrimin anası” demiştim. Çok sarsmıştı senden böylesine evladına ve onda cisimleşmiş devrime sarıldığını görmek. “Senin annen baban destek oluyor mu mücadelene” gibi bir şey sormuştun. Aramızın iyi olduğundan ama beni hep geriye çekmeye çalıştıklarından bahsetmiştim. Güç verici örneklerini sıralamıştın ardı ardına.
Anne, annemiz... Daha dün kemiklerini arayan yaşı epeyce ilerlemiş Cumartesi Annelerine acımasızca saldırdı polisler. Sen ise çocuğuna hasret kapadın gözlerini...
Düşmanın yüzünü tanımış hırpalanmış, horlanmış, yine de ah etmeden özlemine, sızısına sarınmış, boyun eğmeden dimdik yaşamış siz anneleree devrimi getirmek boynumuzun borcudur... “Yıkacağız bu düzeni kuracağız sosyalizmi, söz veriyoruz” Hüsniye yoldaş...
Yoldaşın