Kenan Kızıl

Yalanlar

Bir yalanıcıyla aptal bir yalancının arasındaki fark, ikincinin insanların onun yalanlarına inanacağını sanmasıdır. “Tünelin ucunda ışık görüldü”, “Ekonomik veriler iyiye gidişi gösteriyor.”, “Enflasyon hız kaybetti”, “işsizlik düşüyor” ve en güzeli “liranın itibarı yükseliyor” ve daha bir çok şey, resmen berbat bir stand-up gösterisi gibi. Dahası dünyada şu an hiçbir kapitalist ülke bu denli “iyi” veriler açıklayamıyor. Hatta artık bu tür verileri hiçbiri rüyasında bile göremez. Ya ortada koca koca yalanlar var ya da dinci faşist parti hiç kimsenin özellikle de yoksul emekçilerin fark edemediği bir mucize gerçekleştirdi. Bu verilere bakınca; meğer açlar tokmuş, yoksullar da zengin! Birileri nerede bir kürsü görse çıkıyor ve durmadan yalan söylüyor.

Devamını oku...

Sınıf Kini

"Ama uzun sürmedi bu da/ Adamın biri çıktı bir gün, ispat etti/ Onların dürüst olduklarını eskiden/ Ekmeklerinden oldular işte o zaman."

Devamını oku...

Gülüşüne Güneşi Dolduranlar

Ne zaman onları anlatmaya çalışsak, ne zaman "onları hatırlamak" diye söze başlasak hep donar kalırız sözcüklerin yetmezliğinde. Sanki sözcükler mücadelenin ve onların o coşkun akışını anlatmaya az gelir, yetersiz gelir, eksik kalır. İşte bu yetmezlikle anda donar kalır yürektekiler zamanın sonsuz belleğinde. Başka kelimeler arasak da boşuna ve bundan dolayıdır ki, çoğu kez söz devam edemez, yetersiz sözcüklere isyan ederiz.  Yüreğimizin ucunda kol, o kol da el, o elde kalem, o kalemde mürekkep donar da kalır öylece. Bundandır ki, her deneme gibi bu da yetmeyecek, yetemeyecektir. Üzgünüz, yıldızlara giden ve yola devam eden yürekler bağışlasın.

Devamını oku...

Yarım Kalan Bir Düşü Tamamlamaya Geldik

 

Kendimize sormamız gereken sorulardan biri de burjuvazinin Gezi’den neden bu kadar çok korktuğudur. Neden burjuva mahkemeler, Gezi’nin devrimci tutsaklarına elli yıllara varan “ceza”lar veriyor. Neden her çevreyi koruma amaçlı eyleme, neden her sokağa çıkana, neden her grev kararına, neden her şeye “bunun arkasında Gezi var!” diyerek saldırıya geçiyor. Cevabı açık ve ortada: Çünkü Gezi’yi yaratan nedenler, toplumsal çelişkiler olduğu gibi duruyor. Hatta bu çelişki şimdi hiç olmadığı kadar derin ve çözümsüz! İşte burjuvazinin uykularını kaçıran gerçek bu.

Devamını oku...

Bazıları Ve Birileri

Çokça verilen bir örnektir; "Kapitalizm insanları şişede suya alıştırdı" diye. Peki gerçekten böyle mi? Bir kaç örnekle bu soruya cevap vermeye çalışalım. Zira sadece şişe su değil, bin yıldır evimizin kıyısından akıp giden derelerle bizim aramızda sürekli cebimizdeki parayı azaltan elektronik bir sayaç var. Elbette "alışmadık", "hiç mi hiç alışmadık", "sineye çekmiyoruz" denecektir. Hatta "Bir şişe suya üç kuruş vermemek için sokağa çıkmaya, eylem yapmaya, tutuklanmaya değer mi? Hem biz basit şeyler için dövüşmüyoruz, bu bir olgunluktur. Yoksa kanıksadığımızdan değil" diyecektir bazıları.

Devamını oku...