Kenan Kızıl

Gemiler, Denizler, Savaşlar Ve Savaşları Gerçekte Bitirecek Olanlar

Hani çokça söylenen bir Kürt sözü vardır: Hattin siwar bun peya çun! (Atla gelip yaya döndüler!) Yalnız geldiğiniz yer Karadeniz’se karşılaşacağınız o muhteşem misafirperverlik, bu sözden çok daha fazlası olur.

Devamını oku...

Ojeli Tırnaklar, Rujlu Dudaklar Ve Devrim Şarkıları

 

Bir yıl boyunca pandemi her geçen gün daha da çok yoksul insanları kırıp geçerken, her geçen gün yoksulluk daha da çok dipsiz uçurumlara dönüşürken, her geçen gün, işçiler fabrikalarda ve iş yerlerinde birer, beşer, onar can verirken (Vestel’de ölen yirmi işçiyi düşünelim!); her geçen gün daha da çok insan işsiz kalırken ve her geçen gün daha da çok onurlu insan zindanlara tıkılırken, küf tutmuş yüreğiyle asrın Dehakları, Adolfları emirlerindeki korkaklara aynı emirleri vermeye devam etti.

Devamını oku...

Son

Bir kaybetme hikayesidir bu. Işıltılı altın varaklı, elmaslarla süslü, süslenmiş ama içi çürümüş, içi küf tutmuş, içi rezil hayatla da dolu dünyanız; militarizmle, faşizmle, devlet terörüyle ayakta kalan bu koca koca devletleriniz şimdi dipten gelen dalgaların en muhteşem tsunamisinin önünde bir fındık kabuğundan daha güçlü değil.

Devamını oku...

Çöplerden Yiyecek Toplayanlar Vatan Hainidir!

Şu devrimciler, her konuyu yoksullardan yana anlatmayı pek seviyor. Yok neymiş biz işçileri şöyle çok sömürüyormuşuz, yok neymiş biz onları böyle çok sömürüyormuşuz. Sanki onların kafasına silah dayamış ve bedavaya çalıştırıyoruz. Her şey için bizi suçlamak kolay tabi... Neymiş işçiymiş, neymiş emekçiymiş, neymiş halkmış zaten bu dünyadaki en önemli şey bu saydıklarım ve onların hakları... Sanki biz, o yoksul, o emekçi, o proletaryanın ne yapmak istediğinin farkında değiliz.

Devamını oku...

Kaçış

 

Tabi ki bizler bilinçli tv izleyicileri, duyarlı takipçiler, dikkatli site, gazete okurlarıyız. Yani cahil değiliz ve haliyle biz de bu ön kabule dayanarak, bu bilinçli yanımıza sesleniyoruz. İşte, yine haberler yüzünden çok duygulandık değil mi? Annemizi, sevgilimizi, kızımızı, kız kardeşimizi düşündük; “ya katledilen kadınlardan biri olsalardı” diye nasıl da korktuk. Yalan yok, gözlerimiz de doldu; kimimiz bunu zapt etti. Kimimiz edemedi ve gözyaşlarımız aktı yanaklarımıza doğru... Kınadık da bu alçak kadın katillerini. Sonra dayanamayarak bu ağır haberlere, bu haksızlıklara bu suçlara, sonu gelmeyen bu katliama dayanamayarak kanalı değiştirdik!..

Devamını oku...