Amed'de İstasyon Meydanı'nda yapılacak olan1 Mayıs kutlamaları yoğun polis ablukası altında gerçekleşti.
1 Mayıs'ta yasaklanan Taksim Alanı'na çıkmak isteyenlere polis şidddeti ve gözaltı. Taksim'de 1 Mayıs kutlaması yapmak isteyen kurumlardan pek çok kişi Taksim'e çıkması engellenerek gözaltına alındı.
İşçi Temsilcileri Konseyi Girişimi Hazırlık Komitesi, 28 Nisan'da İzmir'de yapılan "Kriz ve İşçi sınıfının Çözümleri" serbest kürsüsüne katılan aşağıdaki 19 iş kolunda çalışan işçilerin önerileri ve onayıyla kurulmuştur.
Sabah saatlerinde muhabirimizin gözaltına alınması ile başladı polisin Mücadele Birliği'ne yönelik kuşatması.İçişleri Bakanı'nın "ekmek almaya bile kimse gitmeyecek" dediği Taksim'di sözkonusu olan!
Buna rağmen Cumhuriyet Caddesi Taksim Meydanı girişinde Mücadele Birliği Platformu üyeleri "Yaşasın 1 Mayıs" yazılı pankart açarak "Yaşasın 1 Mayıs - Biji Yek Gulan" sloganları attı.
Mücadele Birliği imzalı pankart açan Nurten Karahancı, Ezgi Karahancı, Gamze Nihal İyidoğan, Tuğba Acar, ve muhabirler Özlem Oral, Burak Öztemel gözaltına alındı.
Gözaltına alınanlar araçta "Yaşasın 1 Mayıs - Biji Yek Gulan" sloganları atıyor. Ve 1 Mayıs Marşı söylüyor. Gözaltına alınanlar araçta ters kelepçeli bekletiliyor.
Sabah erken saatlerde Taksim'e gözaltına alınan Hıdır Devrim ve Süleyman Çakmak'ın Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne götürüldükleri öğrenildi.
İzmir Çiğli Belediyesinde eski CHP belediye başkanının almış olduğu işçiler, seçim öncesi “usulsüz olarak alındığı” gerekçesiyle, 26 Nisan Cuma günü işten çıkarılmışlardı. Aynı gün içinde 14'ü memur, 9 Belediye işçisi çeşitli gerekçelerle işten atılmıştı. Belediye çalışanlarının, yeni gelen CHP'li Belediye başkanının seçim sürecinde vaadettiği kadrolara yer açabilmek için işten çıkarıldıkları çıkardığı söyleniyor.
Açlık grevlerine dikkat çekmek amacıyla Gebze Hapishanesi önünde nöbet tutmaları engellenen aileler, " Annelerin sesini duyun, ölümlerin yolunu kapatın" çağrısı yaptı.
KOCAELİ - Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevinde olan siyasi tutsakların eylemine ses vermek amacıyla 9 Nisan’dan bu yana Gebze M Tipi Kadın Kapalı Hapishanesi önünde başlattıkları oturma eyleminin 22’nci gününde olan aileler yine polisin engeliyle karşılaştı. p>
Hapishane önüne gitmek isteyen ailelerin önü yolda polis tarafından kesildi. Onlarca çevik kuvvet polisi aileleri çembere alarak cezaevi önünden uzaklaştırdı. Polis bu sırada gazetecilerin çekim yapmasını engelledi. Hapishane önünden ayrılan aileler HDP Gebze İlçe örgütüne geldi.
"Annelerin Sesine Ses Verin!"
HDP Gebze İlçe binasında yapılan açıklamada konuşan,HDP Milletvekili Dilşat Cambaz, yasaklanmasını protesto ederek siyasi tutsakların ölüm oruçlarının başladığını vurguladı. p>
“İmralı’daki tecrit ile kendi hakkını, hukukunu tanımayan bir Türkiye Cumhuriyet Devleti ile karşı karşıyayız. Bugün çözümün nasıl olacağı çok net. İmralı’ya Öcalan’ın ailesi ve avukatlarının gitmesidir. Sorunun çözümü çok netken AKP iktidarı soruna el atmıyor. Maalesef birçok arkadaşımızın bedeni gün be gün ölüme daha da yaklaşıyor" dedi. Bu sürecin sadece anaların ve siyasi tutsakların sırtına, HDP'ye yüklenemeyeceğini ifade eden Cambaz "Bu sorun tüm haklarımızın sorunu. Hep birlikte çözüm bulacağız" dedi.
Başta Kürt halkı olmak siyasi tutsakların talebinin tüm ezilenlerin talebi olduğunu belirten Cambaz "Annelerin sesine ses verilsin ki çok geç olmadan çözüm bulunsun” dedi.
"Ölümlerin Hesabını Kim Verecek?"
Tutsak annelerinden Sultan Bozkurt şimdiye kadar oturma eyleminin sürekli polis tarafından engellendiğini ifade etti. Çocuklarının talebinin kendi talebi olduğunu vurgulayançize Bozkurt, “Söyledikleri her söz bizimde sözümüzdür. Eğer Sayın Öcalan için ses çıkmazsa İmralı’da diyalog yolu açılmazsa çocuklarımız ölecek. İki çocuğumuz Gebze’de ölüm orucuna başladı. Bugün görüşe gittik. Arkadaşlarının başlattıkları ölüm orucundan dolayı hepsinin morali kötüydü. Biz anneler de çok üzgündük. Şimdiye kadar bir saat diyorlardı ama artık bir dakika dahi geç kalınamaz. Ölümlerin yaşanmaması için, cenazeler çıkmasın diye bir dakika dahi geçtir. Ben adalet istiyorum. Adalet nedir? Biz anneler adalet istiyoruz. Biz Adalet Bakanlığı’na, Cumhurbaşkanlığına sesleniyoruz. İmralı yolu açılsın. Öcalan’dan ses çıksın. Yoksa çocuklarımız ölecek. Artık ölüm orucuna başladılar. Bunun lami cimi yok. Çözüm olmazsa bütün çocuklarımız başlar. Peki bu ölümlerin hesabını kim verecek. Bize kim hesap verecek” dedi.
"Ölümlerin Yolunu Kapatın!"
Kamuoyunun da duyarlı olması çağrısı yapan Bozkurt, “Bütün Kürt halkına sesleniyorum. Ölümün yolunu kapatsınlar. Rica ediyorum. Korkunun ecele faydası yok. Nereye kadar korku olacak. Çocuklarımızın oradan cenazesi çıkmaması gerekiyor. Herkese sesleniyoruz. Hukukçulara, yurtseverlere, insan hakları savunucularına demokratlara, yazarlara, sınır tanımayan doktorlara, avukatlara, gazetecilere sesleniyoruz. Öncelikle CPT’ye sesleniyoruz. Ölümün yolunu kapatın. Annelerin sesini duyun. Yarın çok geç olacak. Gerçekten geç olacak. Yarın çocuklarımız öldüğünde kimse bize hesap veremeyecek. Biz hesap soracağız. Hepsinin yakasına yapışacağız. Yarın 1 Mayıs, genç yaşlı çocuk herkes beyaz tülbendini alsın açlık grevinde olanlar için alanlara çıksın” dedi.
Devrimci İşçi Komitelerinin 28 Nisan günü İzmir'de Boyoz Akademi Sanat Merkezi'nde düzenlediği Kriz Ve İşçi Sınıfının Çözümleri adlı serbest kürsü etkinliği, işçi sınıfının kurtuluş kavgasında ölümsüzleşenler için yapılan saygı duruşu ile başladı.