İzmir'de BTS üyeleri sürgünlere, baskılara ve özelleştirmeye karşı eylemlerini sürdürüyor. Alsancak Gar önünde 29'uncu oturma eypemini yapan demiryolları emekçileri "Mücadelemiz sürüyor kazanan biz olacağız" dedi.
KESK'e bağlı Birleşik Taşımacılık Emekçileri Sendikası üyeleri, TCDD işletmelerinde çalışan üyelerine yönelik sürgün ve baskılara, demiryollarının özelleştirilmesine karşı eylemlerini sürdürüyor. BTS üyeleri Alsancak Garı önünde bu hafta 29'uncu oturma eylemini gerçekleştirdi.
Basın açıklamasını okuyan BTS İzmir Şube Başkanı Erdal Akyol sendika üye ve yöneticilerine, sendikanın savunduğu değerlerine emekten yana bir ülke mücadelesine yönelik saldırıların sürdüğünü belirterek "Biz biliyoruz ki bu mücadelede haklı olan biziz. Gerçekten hukuka yasalara anayasaya uygun olarak meşru bir zeminde mücadele eden biziz ve eninde sonunda kazananda biz olacağız. Biliyoruz ki aydınlık bu direnişlerle gelecek. Kazanan mutlaka adalet olacak, biz olacağız" diyerek sözlerine başladı.
"TCDD Müdürü İhale Verilen Müteahhitlerle Okey Masasında"
Bir sabah kalkmışız gazetelerde TCDD 3. Bölge Müdürü Destek Hizmetleri Servis Müdürü'nün okey masasında iş verilen müteahhitlerle bir arada olduğuna ilişkin haberlere değinen Akyol, "Bu nasıl bir iştir? Bu cüreti nereden alıyorsunuz. TCDD’yi bu kadar şaibeli hale getirmeye, bu kurumun prestijini bu kadar ayaklar altına almaya hakkınız yok. Çalışanlara etik kurallarından bahsediyorsunuz, bu konuda eğitim veriyorsunuz ama kendiniz ihale alan müteahhitlerle okey masalarında oyun oynuyorsunuz. Bu hangi etik kurala sığmaktadır. Bu görüntü 3. Bölge Müdürlüğündeki tüm ihalelere de gölge düşürmüştür? Bu skandal görüntüyü verenleri, bu kurumu bu duruma sokanları kınıyor ve Ulaştırma Bakanını göreve çağırıyoruz!" dedi.
"THK ve TCDD Usulsüz İhalelerle Peşkeş Çekllip İşlevsizleştiriliyor"
Geçtiğimiz hafta başlayan ve devam eden yangınlara değinen Akyol, "Neden her şeye para buluyorlar ama yangın uçaklarına yok" diyerek cumhurbaşkanlığı ve bakanlara özel uçaklar tahsis edildiğini, yazlık saraylar yaptırıldığını. belirterek "THK’nın uçakları neden kullanılmaz. Şimdi kullanılmayacaksa ne zaman kullanılacak. 4900 lt su kapasiteli THK’nın uçaklarının yapılan ihale şartnamesine uymaması için şartnamenin 5000 TL'den başlatılması da tıpkı diğer kurumlarda yapılan özelleştirmeler mantığındadır. TCDD olduğu gibi kamu eliyle yapılacak işler nasıl onlarca kat maliyetine yandaşlara ihale edilerek TCDD işlevsiz hale getiriliyorsa THK’nda yaşananda aynı şeydir. Bilerek ve isteyerek kamu kurumlarını işlevsiz kılmak, kamu eliyle yapılacak her türlü işi ballı ihalelerle peşkeş çekmektir" diyerek yolsuzluklara tepki gösterdi.
"Her Konuda Çürümüşlüğü Yaşıyoruz"
Hükümet yetkililerinin özelleştirmelere karşı yürüyen mücadeleyi her fırsatta ‘ideolojik‘ olarak değerlendirdiğini, bugün AKP eliyle yürütülen özelleştirme uygulamaları ideolojik olduğunu belirten Akyol, devlet yetkililerinin çete-mafya ilişkilerinin ortaya saçılmasına rağmen görevlerine devam ettiklerine işaret ederek "Kullanabileceğimiz uçaklarımız hangarlarda çürütülüyorken Ormanlarımız ciğerlerimiz yanıyor hemen istifa etmesi gereken tarım ve orman bakanı istifa edecek mi etmezse hiç şaşırmayacağız. Her konuda maalesef çürümüşlüğü yaşıyoruz" dedi.
"Yeni Düzenleme 8 Yıllık Başarısızlığın İtirafıdır"
2013 yılında Meclis’ten geçerek yürürlüğe girmiş olan Demiryolunu serbestleştirme Kanunun üzerinden geçen 8 yılın ardından bugün, 6461 sayılı kanunun bahsedilen hedeflerinden hiçbirine ulaşılamadığını, ülke ve demiryolları açısından daha da geriye gidiş olduğyny da vurgulayan Akyol, "Bu kanunun kuruma ve ülkeye verdiği zararın ardından bugün yeni düzenlemeler yapma gereği duyulması başarısızlığın itirafı olmuştur" dedi.
"TCDD Sermayenin Emrine Teslim Edilmek İsteniyor"
"Bu tablonun sorumlusu olan siyasi iktidar ve onların atadıkları bürokratlardır. Şimdi TCDD’de yapılmak istenen; Holdingleştirilmiş bir yapı kurmak, şirketlerden oluşan bu yapıyı Kamu ihale Kanunundan ve Sayıştay denetiminin dışına çıkararak, kuralsız denetimsiz bir yapı yaratmaktır. Bu kurumsal yapı ile kalan taşınmazları haraç mezat satmak, kurumun kendi çalışanlarıyla yaptığı işleri sorgulanmayan/soruşturulmayan ihalelerle özel sektöre yaptırmak, iş güvencesi olmayan, düşük ücretli istihdam politikası izlemek amaçlanmaktadır" diyen Akyol, demiryollarının sermayeye tamamıyla teslim edilerek ve yarım kalan özelleştimenin tamamlanmaya çalışıldığını belirterek "Siyasi iktidarın ve TCDD yönetiminin demiryollarına ilişkin yeni bir düzenlemeye gitmesi ne ülkemize, ne demiryollarına, ne de çalışanlara hiçbir fayda sağlamayacağı gibi, sermayenin emrine terk edilmiş bir demiryolu yaratılacaktır" dedi.
Kamu mülkiyetinin ve kamu hizmetlerinin özelleştirme ve ticarileştirme yöntemleriyle sermayeye devrinin, tüm hizmetlerin daha pahalı, kalitesiz hale gelmesi, yıllardır halkın birikimleri ile oluşmuş kamusal malların sermayeye peşkeş çekilmesi, işsizliğin ve iş güvencesinin giderek azalması anlamına geldiğine dikkat çeken Akyol, "yeniden yapılandırma" adı altında hayata geçirilen yanlış politikalardan vazgeçilmesi gerektiğini belirtti.
Akyol BTS olarak taleplerini ise "Demiryolu ulaşımının kamusal, ulaşılabilir, nitelikli ve ekonomik bir şekilde yapılması için gerekli adımların atılmasını,
Demiryollarının; siyasi müdahalelerden uzak tutularak, kurumun içinden yetişmiş, demiryolu kültürü, bilgi ve birikimine sahip kişilerle yönetilmesini,
Ulaştırma politikaları ve özelde demiryolu politikasının bilimsel bir yaklaşımla ele alınmasını,
Bilim insanları, ilgili sendika ve odaların katılımıyla belirlenmesini istiyoruz" diyerek aktardı.
BTS olarak, bir yandan demiryollarının gelişmesi ve büyümesi için diğer yandan da çalışanların iş güvenceli, insanca yaşam koşullarında çalıştığı bir ortamın yaratılması için bugüne kadar durmadan verdikleri mücadeleyi bugün de verme kararlılığında olduklarını vurgulayan Akyol, sendikalı-sendikasız tüm kamu emekçilerini birlikte mücadele etmeye çağırarak sözlerini tamamladı.
Antep'te tarım işçilerini taşıyan minibüse TIR'ın çarpması sonucu 3 işçi yaşamını yitirdi, 15 kişi de yaralandı.
Sinbo'dan Kod 29 ile işten atılan TOMİS üyesi Dilbent Türker ve TOMİS temsilcisi Onur Eyidoğan Ankara yürüyüşünün üçüncü gününde Kadıköy’de gözaltına alındı.
Sinbo'da Kod-29 ile işten atılan TOMİS üyesi Dilbent Türker ve TOMİS Temsilcisi Onur Eyidoğan Ankara yürüyüşünün ikinci gününde polis saldırdısıyla gözaltına alındı.
Kod 29'un kaldırılması güvenceli çalışma ve insanca yaşam koşulları için Ankara'ya yürüyecek olan TOMİS üyesi Dilbent Türker'in Sinbo fabrikası önünde yaptığı basın açıklamasının ardından başladığı yürüyüşüne polis saldırdı, çok sayıda kişi işkenceyle gözaltına alındı.
Irak'ta Albaraka Grup'un taşeron işini yapan firmanın alacaklarını ödemediğini ve çalışma izinleri olmadığını ifade eden işçiler şantiye dışına çıkamıyor. Patronun adamlarının saldırdığını ve askerlere teslim edildikleri belirtilen işçilerden haber alınamıyor.