(19 Aralık 2000'de öncülerimizi zindanlarda teslim almak için girişilen katliama karşı 4 gün 4 gece eşitsiz koşullarda girişilen savaşta zafer, devrimin ve devrimci tutsakların olmuştur. Teslim alınamayan devrimci tutsaklar, zorla kapatıldıkları F Tiplerinde bedenlerinden başka hiçbir silahlarının olmadığı koşullarda yiğitçe öne atılıp, Sibel yoldaş gibi “devrim için yaşamakla, bu uğurda ölmek arasında bir fark görmüyorum" diyerek bedenlerini ölüme yatırdılar. Sibel Yoldaş 22 Nisan 2001'de Ölüm Orucu eyleminde bayraklaştı.)
Merhaba ben İsa Eroğlu. Askerden geldikten sonra Kale Kayış fabrikasına girdim, orada altı yıl çalıştım. Bu son çıkışımızdan önce ben Kale Kayış’tan kovulmuştum. Çok tozlu pis bir ortamdı. İş kazalarının önü arkası kesilmiyordu.
Kale Kayış işçilerini ziyarete gittiğimizde, Petrol İş Sendikası’nın avukatı ile karşılaşıyoruz ve ondan işçilerle ve süreçli ilgili bilgi istiyoruz. Her kesim gibi, avukatlar da gelinen noktadan çok şikayetçi:
2018 yılı başından bu yana işçilerin alacak ve işe iade davalarında zorunlu arabuluculuk uygulaması başladı.
Kimisi bir tutsağın ablası, kimisi anne kimisi baba... Her biri canının yarısını zindanlarda bırakmış. Açlık grevi eylemleri sürerken, nöbet eylemlerini duymuş, yerlerinde duramamışlar. Bir ses olmak için çıkıp gelmişler İHD’deki “Yaşama Ses Ver” nöbetine. Kiminin oğlu yüzlü günleri geride bırakmış... Kiminin kızı kırkbeşli günlerinde...
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği tedbirlerinin alınması ve daha insanca çalışma koşulları için Petrol İş Sendikasına üye olan Kale Kayış işçileri sendikalı olmaları ve işten çıkarılmaların başlaması üzerine 6 Mart’ta üretimi durdurarak işi bırakmışlardı.