Merhabalar, ben 26 yaşında işsiz bir biyomedikal mühendisi bir kadınım. Yaklaşık üç yıl önce üniversiteyi bitirdim. Bizim bölümümüz sadece üç üniversitede vardı. Bizim sınıfımız 17 kişiydi. Az mezunduk ve çok rahat iş bulabilirdik.
Günlerden sıradan bir gündü. Her zamanki rutin çalışma koşulları, iş stresi yoğun tempo... 01.15'de işe başlama sireninden sonra 17.45'e kadarki çalışmada unutmak zorunda kaldığımız borçlarımız, ailenin iyiliğiyle kötülüğüyle, hastasıyla, çocuklarımızın gülen gözlerini bırakıp çalışmak zorunda kaldığımız saatler başlamıştı.
Merhaba, ben İstanbul’da yaşıyorum, 28 yaşındayım. 6,5 ay önce eşimle ayrıldık. 4 buçuk yaşında bir oğlum var. Aslında herkes gibi sıradan bir yaşamım var.
Merhaba İstanbul’dan ulaşıyorum size.
29 yaşında 2 çocuk annesi bir kadınım. 15 yaşında evlendim. Eşim çok bağnaz birisi. Kendimi geliştirdikçe daha çok fark ediyorum bunu. Eşim de Kürt ama kendi halkının mücadelesine saygı duymuyor. Kardeşim siyasi tutsak. 21 yaşında şu anda. 21 yıl ceza yatacak. Sürekli okuyor, anlatıyor, yazıyor bize. Çocuklarıma sorular soruyor, “bunun cevaplarını bulup bana yazın” diyor.
Merhaba ben 40 yaşında bir işçiyim. 13 yaşından beri çalışıyorum. 27 senelik işçiliğimin 18-19 senesinde tekstilde çalıştım. Şoförlük, marangozluk, mağaza müşteri temsilcili yaptım, en sonunda da belediyede kaynakçı olarak çalışıyorum.
Merhaba ben 24 yıldır bilfiil çalışan bir işçiyim. Beş ayrı sektörde çalıştım. Tekstil, alüminyum döküm, şoförlük, bahçıvanlık. Şu an bahçıvanım, park ve bahçelerde çalışıyorum;