Denizlerin ölümsüzleşmesinin üzerinden 53 yıl geçti. Bu yarım asrı aşkın tarihte halklarımızın bilincine ve yüreğine gömülen Denizler, birer devrim meşalesi olarak yanmaya devam ediyor. Sermaye egemenliği ve faşizm onların ismini her duyduğunda, onların görsellerini her gördüğünde, gençliğin "Denizler Gibi Olacağız" andını her işittiğinde, korkunun o derin soğukluğunu hissediyor.

Bugün Denizlerin kavga ruhu başta Beyazıt'ta barikatların yıkıldığı sokaklarda olmak üzere, sokağa çıkan üniversite gençliğinin arasında dolaşıyor.

Her devrimci çağın kendi kahramanları vardır. Yaşadığımız topraklarda bu kahramanların başına Denizleri koysak yanılmış olmayız. Kitlesel kahramanlıklar çağının başladığı 68 hareketinde öne çıkan Denizler, o hareketin öncüleri oldular. Üniversite sıralarından sokaklara, öğrenci gençlik mücadelesinden işçilerin, köylülelerin mücadelelerine akan Denizler, akademizmin dar sınırlarını aşarak, devrim önderlerine dönüştüler. O canlı atak karakterleri ve pratik girişkenlikleri ile boylu boyuna kavgaya atılarak, o dönemin devrimci gençliğinin en önünde yer aldılar. 6.filoyu denize dökerek, eyleme dayalı devrimci anti-emperyalizmin nasıl olması gerektiğini öğrettiler. Zindandan çıkar çıkmaz eyleme koşan, tutsak düştüğünde “Devrim yapmaktan geliyorum” diyen dur durak bilmez devrimci coşkularıyla faşistlere, sermaye egemenliğine ve onun iktidarına karşı gözü pek kavgalara giriştiler. Denizler sınırları aşıp Filistin halkının mücadelesine hızlı adımlarla koşarken, yeni insanın en soylu özelliklerini taşıyan devrimci önderler olarak, komünist enternasyonalizm bilincini kuşandılar.

Dönemin ihtiyacına uygun devrimci yol ve araçların acil bir ihtiyaç olduğunu kavrayan Denizler hızla hazırlıklara girişip, bu toprakların ilk devrimci savaş örgütü olan THKO'yu kurdular. Dönemin sosyalist hareketinin ağır topları onlara "ihtiyatlı" olma çağrısında bulunurken, pasifizmin ve parlamentarizmin etkisindeki bu teorisyenleri 71 devrimci kopuşuyla aştılar.

THKO, gerçekleştirdiği devrimci çıkışla emekçi halk yığınlarına, devrimin yolunun nasıl ve hangi yoldan olacağını gösteriyordu. Bir devrim ideali ile yola koyulan Denizlerin bu çıkışını gerçek bir tehdit olarak gören faşist devlet, onlara karşı vahşice saldırılara girişti. Sinanların katledilmesinin ardından Denizlerin idamı ile tehdidi bertaraf ettiğini düşünen faşizm ne kadar da yanılmıştı...

Denizlerin kavgası, bugün hala sokaklara çıkan halklar ve gençlik için bir savaş çağrısıdır. Bugün tıpkı Denizler gibi olmalı, onların bıraktığı yerden demokratik halk devrimi mücadelesini zafere taşımak için öne, en öne çıkmalıyız!

ONLARI ANMAK, ONLAR GİBİ SAVAŞMAKTIR!

DENİZLERİN YOLUNDA LENİNİST SAFLARA!

KAHROLSUN FAŞİZM, YAŞASIN MÜCADELEMİZ!

MÜCADELE BİRLİĞİ PLATFORMU