Devrim mücadelesi içinde toplumsal konularla ilgili görüşlerimizi dile getirirken, gerek salt sözlü, gerekse de yazınsal olarak kullandığımız kavram ve tanımlamalar, siyasal duruşumuzun ve bakış açımızın göstergelerinden biridir. Çünkü siyasal kavramlar ve tanımlamalar sınıf savaşının dışında, onun üstünde oluşmaz, tersine içinde ve merkezinde oluşur, oluşturulur. Yani her sınıf kendi kavramlarını kullanır. Peki kavramlar nasıl oluşturulur?

Burjuvazi kendi siyasal kavram ve tanımlamalarını kendi ihtiyaçları doğrultusunda oluşturur ve kullanır. O, bu kavramları bilimsel bakış açısı ve bilimsel yöntemlerle elde etmez. Aksine bir yol izler. Çünkü burjuvazinin topluma ve bilime hizmet etmek gibi ulvi bir amacı yoktur, olamaz da. Esas amacı ideolojik alanda da diğer alanlar gibi egemen olmaktır. Burjuvazi her alanda diktatördür. Özellikle ideolojik, siyasal alanda, yegane amacı bu kavramlar aracılığıyla sınıf çelişkilerinin üzerini örtmek, örtemediği zamanda ise olduğundan daha yumuşak göstermektir.

Marksizm ise her konuda olduğu gibi bu konuda da bilimsel temelde hareket eder. Siyasal kavram ve tanımlamalarını bilimsel tahliller sonucu titizlikle oluşturur. Marksist kavramlar toplumsal gerçeklerden hareketle oluşturulmakla kalmaz, oluşturma amacına uygun olarak toplumsal sorunların çözümüne yönelik kesin formülasyonları da içerir. Onun yegane amacı insanlığın geleceğine hizmet ve her alanda olduğu gibi ideolojik alanda da burjuvazinin egemenliğini yerle bir etmek için sınıf çelişkilerini en net haliyle ortaya sermek ve devrimin önünü açmaktır.

Bir kez daha altını çiziyor ve kendine kolayca marksist, komünist nitelemesini yapan küçük burjuvalara önemle hatırlatıyoruz: Kullandığınız kavram ve tanımlamalara dikkat ediniz. Çünkü sıklıkla öyle şeyler söylüyorsunuz ki, konu devrimin milyarların geleceği olmasaydı cahilliğinize, bilgisizliğinize verir geçerdik. Ancak esas nedenin bunlar olmadığını biliyoruz. Esas neden karşı cepheyle olan güçlü "gönül" bağlarınızdır. Siz küçük burjuvalar açısından bu tamamıyla "duygusal" bir konu olabilir, ama bizim için hayatidir!..

Burjuvazi onca fakülte kürsüsünü gençleri kariyer sahibi yapmak için kurmadı ve oradaki onca embesili bilime, insanlığa hizmet etsin diye besleyip kollamadı/kollamıyor. Örneğin; insanlık tarihinin en saçma sözünü söyleyen "tarihin sonu" tespitinin sahibi ve bir insanın düşünen bir beyni olmadan da yaşayabileceğinin kanıtı olan Fukuyama isimli birine profesör ünvanını akademiye hizmet olsun diye vermedi... Kendi ideologlarını yetiştirmeye büyük önem veren burjuvaziye bu çapsız ideologlar minnet borçlarını, ürettikleri kavramlarla öderler. Bu tam olarak, biyolojideki simbiyotik ilişkinin eksiksiz bir örneğidir. Burjuvazi bu asalakları besler, bu asalaklar da kapitalist sistemin çelişki ve çatışmalarının üstünü örtecek kavramlar, tanımlamalar üretirler. Tüm bu çabanın yegane amacı, marksizmin can alıcı gerçekliğiyle milyonları bilinçlendirmesini engellemek.

Konuyu bir örnekle daha da açmak gerekirse; bazı ortalama sol yayınlarda, son dönemde ekonomi üstüne yazılanlara bir bakmak yeterli. "Ekonomik kriz geliyor", "dar boğaz", "ekonomik daralma", "% 7 küçülme" gibi burjuva iktisadın kavramlarıyla dolu. Bu yazılardaki bu tanımlamaların anlaşılmadan kullanıldığı ilk bakışta göze çarpıyor. Oysa bunların hepsi var olan bir ekonomik krizi ifade eder. Ancak kriz dememenin yollarıdır. Bir makalede bir yazar elbet "%7 küçülme" der ve bunun ekonomik kriz olduğunu belirtirse, kimse buna itiraz etmez. Zira bu yazar doğru yapmış, burjuvazinin saklamaya çalıştığını açığa çıkarmıştır. Fakat bizim örneğimizde durum böyle değil. Küçük burjuvazi bu burjuva çöplükte eşinmeye öyle çok alıştı ki, bu kavramları burjuvaziyle aynı biçimde kullanıyor. Hal bu olunca da bu "en bi komünistler" dergilerinde kalkıp şu an yaşanan kapitalist ekonomik kriz için "Kriz geliyor!" diye yazılar yazabiliyorlar. Bu defa gerçekten kendilerini aştılar. Sadece bu topraklarda yaşayan emekçilerin gerisine düşmediler, yedi-sekiz milyar dünyalının da gerisine düştüler. Zira şu an ekonomik krizin olduğunu burjuvazi bile kabul ediyor! Size dünyanın bütün dillerinde "Günaydın!" demek lazım. Çünkü beklediğiniz o kriz çoktan gelmiş durumda!.. İşin tuhaf yanı, burjuva terminolojiye bunu yapacak kadar derin bağlılık duymalarıdır.

Belirtmeye gerek var mı? Bu süslü kavramları kullananlar kimseler, çok zeki ya da deha yerine konmuyor. Tersine "özentili tip" damgasını yemiş oluyorlar!.. Bu kavramları bu şekilde kullananlar, sadece burjuvaziye kur yapmıyor aynı zamanda proletaryanın kurtuluş davasına da zarar veriyor.

Söylem düzeyindeki bu burjuva ideolojisiyle sarılma tavrı, dikkatlice analiz edilmelidir. Formülasyonları terk etmek bilinçsizce, kendiliğinden olan bir şey değil, ideolojik savrulmanın biçimlerinden biridir. Çünkü her söylenen kendi ideolojik arka planına sahiptir. Ve basit bir tercih olamayacak kadar da ideolojiktir. Kavram ancak sahip olduğu ideolojik arka plana uygun çerçevede çözüm önerileri sunabilir. Hiçbir burjuva kavram da milyonların kurtuluşunu ve sınıfsız sömürüsüz bir dünyanın yolunu göstermeyeceğine göre, bu kavramları kullanmadaki ısrarın kendisi de çözümlenmedir.

Hala ismen marksist, komünist olarak kendilerini ifade edenlerin bazıları, aslında çoktan dümeni süt liman denizlere kırmış durumda. Bu kavramlar, burjuva ideolojisiyle bu içten ve derin dostluk onların çoktan Bolşevik devrim çizgisinden uzaklaştığının ispatı. Tabi bunu böyle söyleyemezler. Şimdilik proletarya diktatörlüğünü, işçi sınıfının devrimci rolünü, faşizmin iç başkalaşımını tartışıyorlar. Şimdilik Euro sosyalistlerinin bayat, kokuşmuş yolundan gidiyorlar. (Bu yol dönek Kautsky'nin yoludur!) Şimdilik kendilerinden önce bu yoldan yürüyenlerin (yani döneklerin) yaptıklarının aynısını yapıyorlar!

Küçük burjuvazi biliyor ki, en geriye düştüğü anlaşılmasın diye en öndekini çürütmek zorunda. Bu yüzden burjuva kavramlarla mücadeleyi ideolojik zeminde de sağlamlaştırmak istiyor. Ancak en ilerideki de biliyor ki, en geridekine karşı ideolojik mücadele, burjuvaziye karşı sürdürülen pratik devrimci mücadele kadar önemlidir, hatta ayrılmaz bir parçasıdır.

Karşıtının kavram ve tanımlamalarını kullanmak uzlaşmacılıktır ve uzlaşmacılık küçük burjuva hareketlerin bir özelliğidir.

Komünistler devrim mücadelesini sürdürürken, sadece burjuvaziye karşı cephe açmaz, aynı zamanda küçük burjuvaziye karşı sürekli bir ideolojik mücadele de verir.

Kenan Kızıl