Taciz- tecavüz, şiddet, çocuk istismarı, pedofili, katliam, yıkım, savaş, terörist... Bu kelimeler nasıl da yerleşti dilimize değil mi? Gündelik yaşamımızın parçası haline geldi.

“Çocuğun rızası vardı... mini etek giyinmeseydi, çok seviyordum öldürdüm, inlerine gireceğiz inlerine, savaş değil sınır güvenliği, bizden olmayan teröristir”... Bunlar da büyük Türk düşünürlerinin dilimize kazandırdığı zihin yakan  cümleler!

Farkettiniz değil mi? Her gün bunlarla karşılaşıyoruz, bu sözlerle yaşıyoruz. Kendimizi bize değersiz hissettiriyorlar. Yok sayılmamızı normal karşılamamız bekleniyor. Çocuklara tecavüzü insan değilmişiz gibi sindirmemizi istiyorlar. Burkalar giyinip, yaşamdan, toplumsal üretimden elimizi eteğimizi çekmemizi istiyorlar. Haksız savaşlarına alkış tutup yalanlarına kalmamızı bekliyorlar!

Hayır!

Bizim hayırlarımız var, bizim içimizde dimdiremediğimiz nihayete kavuştıramadığımız isyanımız var!

Bizim gerçekleştireceğimiz hayallerimiz var!

Hiç bir zaman tükenmeyen umutlarımız var!

Ve biz kadınların dünyayı yerinden oynatacak kadar öfkedi var.

Şimdi sözün değil hareketin zamanı! ŞİMDİ