HBDH İntikâm Milisleri, bugün (3 Mart) yaptıkları yazılı açıklamada, son dönemde düzenlenen iki eyleme dair şu bilgiler verildi:
İdlib'deki işgal saldırıları nedeniyle yerinden edilen mültecilerin yaşadığı sorunlara dikkat çeken İHD İstanbul Şubesi ve Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi, mültecilerin ülkeler arası pazarlıklarda bir koz olarak kullanıldığını belirtti . "Hiç kimse nedensiz göçmez, bütün sınırlar açılmalıdır" diyerek ülkelere çağrı yapıldı.
Dün gece İdlib'den ardı ardına haberler gelmeye başladı. Akşam geç saatlerde Rusya uçaklarının TSK’yı havadan vurduğu haberleri düştü sosyal medyaya. Olayın ciddiyeti ve vahameti Reyhanlı ve Hatay Devlet Hastanesine onlarca asker cenazesi getirildiği öğrenildiğinde ortaya çıktı.
Maoist Komünist Partisi (MKP) davasından ağırlaştırılmış müebbet cezası almış olan ve Sincan Cezaevi’nde tutsak olan Aysel Koç hayatını kaybetti. Cezaevi aileye ve avukatlara “intihar etti”ğini söyledi. Aysel Koç’un ailesi, 1 hafta önce telefonla yaptıkları görüşmede çocuklarının kendilerine “bizi buradan sağ çıkarmazlar” dediğini söylüyor.
19 Eylül Perşembe günü Yılport Holding'e bağlı Dilovası Limanı E5 deposunda yük boşaltmak üzere Ankara'dan gelen TIR şoförü Adem İçtüzer, yük boşaltım sırasının kendisine gelip gelmediğini anlamak için TIR'dan inip baktığı sırada, 90 tonluk konteyner yükleme makinesi geri geri gelerek Adem İçtüzer'in bacağını ezdi. Bacağı diz üstünden kopan İçtüzer ilk olarak Gebze Merkez Hastanesi'ne kaldırıldı.
İdlib’de yaşanan saldırıdan sonra Avrupa’dan destek almak isteyen iktidar, sınırları açtığını duyurmuştu. Bu nedenle, 28-29 Şubat günleri insanlığımızı sorgulatan görüntülere tanık olduk bu nedenle. Sadece İstanbul’dan değil, ülkenin pek çok yerinden binlerce mülteci Edirne’ye sınıra doğru yola koyuldu.
“Gezi Davası” sonuçlandı, “ağırlaştırılmış müebbet” ve onlarca yıl hapis cezası ile yargılananlar beraat etti.