İstanbul
ADEF, DEDEF ve Dersim Araştırmaları Merkezi Dersim’e dönük 4 Mayıs 1937’te başlatılan terteleye ilişkin Kadıköy’de bulunan Rıhtım Meydanı’nda protesto eylemi düzenledi.
Eylemde, “Hiçbir şeyi unutmadık, hiçbir şeyi affetmedik” ve Kürtçe “Kara gün” pankartı taşındı. Eylemde katledilen çocuk, genç, kadın ve Seyit Rıza’nın fotoğraflarının yer aldığı dövizler de taşındı.
Eylem, katledilenlerin anısına saygı duruşu ile başladı.
DEDEF Yönetim Kurulu üyesi Sebahat Babayiğit, 4 Mayıs’ı “kara gün” olarak nitelendirerek, “Dersim 37-38, ‘birlik beraberliğimizi nasıl kurduk’ hikayesinin en kanlı sayfasıdır. Gerçek bir birlik ve beraberlik Dersim 37-38 ile yüzleşmeden, onarmadan mümkün değildir. Dersim 37-38 sadece Dersimlilerin değil ülkemizde yaşayan herkesin sorunu olmalıdır. Bu sebeple Dersim’de devlet eliyle yaşatılan bu tertele bu güne kadar yalan perdesi ile üstü örtbas edilmek istendi. Bu yalan perdesini yırtıp atmak Türkiye halklarının ortak çabasıyla ancak mümkündür. Devletin olanaklarını ellerinde bulunduran bugünkü siyasilerin ileri demokrasi adına yapacakları en büyük iyilik, Dersim dosyasını siyasi malzeme olarak kullanmadan, Dersim’in önemli kara kutusu olan dosyayı açıklamasını sağlamaktır” dedi.
Türkiye’nin resmi olarak özür dilemesi gerektiğini belirten Babayiğit, “Dünyada pek çok örneği vardır. Bu sebeple kurumsal olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi geçmişte yaptığı bu hatayı, bir kanunla düzeltmeli ve çıkarılacak bir kanunla taleplerimizi yerine getirmelidir. Biz Dersimliler hiçbir şeyi unutmadık. Hiçbir şeyi affetmedik. Arşivler açılsın ve Dersim ismi iade edilsin. Dersim halkından resmi olarak özür dilensin. Ailelerinden alınan, evlatlık alınanlar açıklansın. Mezar yerleri açıklansın. Kızılbaş inancına özgürlük tanınsın. Dersim’de doğanın talanına yol açacak projeler iptal edilsin” dedi.
Daha sonra Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili adayı Çiğdem Kılıçgün Uçar söz alarak Zazaca olarak “Alevilerin inançları, alevlerin yaşadığı bütün mekanlar bizim açımızdan ve toplum açısından bir hak ve hakikate tekabül ediyor. Yok etmek istedikleri bu hak ve hakikatin kendisiydi. Geldiğimiz aşamada başaramadıklarını söylemek gerekiyor. Katliamda yitirdiğimiz bütün canların ruhu Munzur’da, Dersim’in dağlarında ve Dersim’in ziyaretlerinde. Buradan kaybettiğimiz, yitirdiğimiz herkese sessimiz ulaşsın diyoruz. Sizin kavganız, mücadeleniz bu gün başta Dersim halkı olmak üzere bütün Türkiye toplumuna sahipleniyor. Dersim’in hakkı, hakikati yerini buluncaya kadar bu mücadele devam edecek” dedi.
Daha sonra oturma eylemi düzenlenerek ağıtlar yakıldı, denize karanfiller bırakıldı.
Dersim
Dersim Emek ve Demokrasi Platformu öncülüğünde Dersim Tertelesi’nin 86. yıldönümünde Seyit Rıza Meydanı’nda bir açıklama yapıldı. Açıklamaya çok sayıda siyasi parti temsilcisi, milletvekili adayları, Emek ve Özgürlük İttifakı bileşenleri ve Alevi dedeleri katıldı.
Yapılan ortak açıklamayı EMEP İl Başkanı Ergin Tekin okudu. Katliamın tarihçesine değinen Tekin, günümüzde de katliamların devam ettiğini belirterek, demokrasi, eşitlik ve özgürlük vaatlerinin kendi hegemonyasını ve çıkarlarını korumak üzere bir katliam vesilesi olduğunu söyledi. Açıklamada talepler de şöyle sıralandı:
-Resmi özür dilensin,
-Dersim 1937/38/39 sürecine dair bütün arşivlerin ve hakikatin tamamı kamuoyuyla paylaşılsın,
-Katledilenlerin yakınlarının itibarlarını ve haklarını iade eden resmî bir açıklama yapılsın,
-Kayıpların (çocuk-kadın-yaşlı) nerede oldukları araştırılsın, öldürülenlerin kimliklerinin tespiti için araştırma yapılsın,
-Dersim ismi ve eski yerleşim yeri isimleri geri verilsin,
-Seyit Rıza ve idam edilenlerin mezar yerleri açıklansın,
-Dersim Katliamı ‘Soykırım’ olarak tanınsın.”
Daha sonra söz alan DEDEF Genel Başkanı Özkan Tacer, “Yüz yıl geçmesine rağmen henüz Dersim’le ilgili bir söz edinmedi. Bu ülkede bizi katledenler aynı anlayışla devam ediyorlar. Birçok kadim halk iktidarlar tarafından katliama uğratıldı. Kürt ve Alevi ayrımı yapmadan bizi yok edenlere karşı topyekün mücadele etmeliyiz. Türkiye de Dersimlilere yaptıklarıyla yüzleşsin. Ankara’ya sesleniyoruz, Dersim’in sesini duyun, o kara kutuyu açmanız lazım. Halklarla yüzleşin. Seyit Rıza ve arkadaşlarının halen mezarlıkları belli değil torunları mezarları başında mum yakmak istiyor” dedi.
DAD adına konuşan Zeynel Kete de, katliamın tarihçesini hatırlatarak, “Herkese diyoruz, bugünü unutmayın, çocuklarınıza anlatın. Onları asla unutmayacağız, yolları yollarımız. Bu toplum evlatlarıyla sınan bir toplamdır. Seyit Rıza da öyleydi. Bizim için zindan da bir dar ağacı da birdir. Unutmayacağız, unutturmayacağız” dedi.
PSAKD Genel Başkanı Cuma Erçe, “Bu katliamlarla yüzleşmekten kaçındılar. Zihniyet değişmediği sürece de yüzleşmeyecekler. Tarihin üzerine beton döken zihniyetin yüzleşmeye cesareti olamaz. Bunu gerçekleştiren bizim mücadelemiz olacak. Bu dağların her bir noktasında katliam yaşandı, hangi birini sayalım. Biz Dersim’in acısıyla diğer kentlerin acısını birleştiremediğimiz için böyle oldu. Dersim’e seferler olabilir ama asla zaferler olmayacak. Bundan sonra da akın akın buraya geleceğiz” dedi.
Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Mustafa Aslan ise Dersim Katliamı’nı yeteri kadar duyuramadıkları için özür dileyerek, “Katliama karşı Dersim’de eksikliğimizi özrünü dilemeye geldik. Diğer katliamlarla verilen mücadele Dersim’de eksik kaldı. Bundan sonra her yıl 4 Mayıs’ta tıpkı Maraş, Sivas gibi Dersim soykırımını da anlatmak için mücadele edeceğiz” dedi.
Yapılan konuşmaların ardından kitle Seyit Rıza Meydanı’ndan Munzur’a ağıtlarla yürüdü. Yürüyüşün sonunda mumlar yakıldı, dualar edildi, Munzur’a karanfil bırakıldı.
Nazımiye
Dersim Emek ve Demokrasi Platformu, Dersim Tertelesi’nin 86’ncı yıldönümüne ilişkin katliamın yapıldığı yerlerden biri olan Nazımiye ilçesine bağlı Yeresk’de (Dallıbahçe) bir anma gerçekleştirdi.
Çok sayıda kişinin katledildiği Çır Deresi’ne doğru kitlesel bir yürüyüş yapıldıktan sonra derenin yanında çıralar ve mumlar yakıldı.
Daha sonra dönemin tanıkları yaşadıklarını anlattı. Soykırımın tanıklarından Turan Gül, köylerinden 71 kişinin alındığını söyleyerek “6’sını Kıl Köyü’ne götürdüler. Hüseyin Çavuş vardı, O’nun evinin aşağısında diğer hepsini öldürdüler. Çok feryat ettiler. O kadar çok çığlık geldi ki katliamın makinelerle yapılması istendi. Rivayete göre Akdoğan’a telgraf çekildi ‘süngüleri bırakın makineli tüfeklere’ geçin denildi. Küçük çocukları dahi okullardan alıp katlettiler. Katledilenlerin içinde bebeği kucağında olan bir bebekte nefes alamadığı için öldü” dedi.
Raime Kızılkan, “Katliamda benim ailemden 11 kişi katledildi, birçoğu da sürgün edildi. Bu katliamcı zihniyet halen de devam ediyor. 38 içimizde bir yaradır” diye konuştu.
Tanıklardan Hıdır Baran ise “Aslanlar, Kılıçlar, Yıldızlar ve Yıldırım ailelerini toplayıp gece saatlerinde Çır Deresi’ne götürüp süngüyle katlettiler. Cesetlerin altında kalan bir kadın kurtuldu, 3 gün yaprak yiyerek hayatta kalıyor. İnsanlarımız o dönemde çok eziyet çekti” şeklinde konuştu.
Katledilenlerin anısına dereye karanfil bırakılan anma, Desimli sanatçı Raber Diler’in okuduğu ağıtla sona erdi.
İzmir
Dersim Dernekleri Federasyonu, İzmir Dersim Dernekleri, Demokratik Alevi Dernekleri İzmir Şubesi ve Alevi Bektaşi Federasyonu İzmir Bileşenleri, 4 Mayıs 1937'de başlatılan Dersim katliamına ilişkin Karşıyaka Çarşı girişinde basın açıklaması düzenledi.
"1937-38'i unutmadık. Unutturmayacağız" ve "4'e gulamne roza manwa sîya wa. Adalet wazemê bêrê daire" pankartlarının açıldığı açıklamada Seyit Rıza fotoğrafları da taşındı. Sık sık "Arşivler açılsın, hesap verilsin", "Dersim, Maraş, Roboski unutulmaz hiç biri", "Davada hayır barış hemen şimdi" ve "Dersim be wayir niyo" sloganları atıldı.
Kurumlar adına basın metnini DAD İzmir Şubesi Eş Başkanı Nebahat Çelik okudu.
"Dersim tarihte kalan bir travma ve süreç değildir" diyen Çelik, "Toplumsal varlığımızı yok etmeye koşullu politikalar çok yönlü bir şiddet sarmalıyla halen anı anına sürdürülmektedir. Doğamız orman yakmaları ve barajlarla tahrip edilmiş ve edilmekte, asimilasyon ise daha da derinleştirilerek sürdürülmektedir.” dedi.
Yeşil Sol Parti İzmir Milletvekili Adayı Canan Kebent Özkan da "Dersim halkı kırımın, talanın devam etmemesi için arşivlerin açılıp sorumlulardan hesap sorulmasını istiyor. Seyit Rıza ve yoldaşlarının mezarlarının açıklanmasını, toplu mezarların açılarak usulüne uygun bir şekilde defin edilmesini istiyoruz. Dersim ismi, tarihi ve kültürü Dersimlilere iade edilmelidir. Dersim katliamı barajlarda ve doğa talanıyla devam ediyor. Buna da bir an önce son verilmesini istiyoruz." dedi.