Dünya proletaryasının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Her 1 Mayıs'ta olduğu gibi bu 1 Mayıs'ta da işçiler, emekçiler, milyonlar halinde caddeleri, alanları dolduracak, insanlığın sınıfsız, sömürüsüz, sınırsız bir dünyaya duyduğu hasreti haykıracaklar. Bu 1 Mayıs'ta da dünya proletaryası bir kez daha sahip olduğu büyük gücü görecek, dünyanın aydınlık yüzünü, geleceğini temsil ettiğini dost-düşman herkese gösterecek...
Dünyanın karanlık yüzünü temsil eden emperyalist- kapitalist sistem, varlığını devam ettirebilmek için insanlığı büyük bir yıkım savaşına sürüklemekten çekinmeyeceğini her hareketi ve davranışıyla gösteriyor. Dünyanın bir çok bölgesinde çatışmalar ve küresel-iç savaş şeklinde süren 3. Dünya Savaşı, yeni biçimlere bürünerek devam ediyor. İngiltere ve Fransa'nın desteğindeki ABD emperyalizminin füzelerle Suriye'ye saldırması, bu savaşta başka bir boyuta geçildiğini gösteriyor. Kapitalizmin Yeni Evre'sinde emperyalist-kapitalist sistem, sıçramalı çöküşünü engelleyebilmek için savaşı yeni boyutlara taşımakta bir beis görmüyor. Bu savaşta ne kadar insanın öleceği, yaralanacağı ya da sakat, evsiz-yurtsuz kalacağı, emperyalist-kapitalist sistemin umurunda değildir. Onlar adeta bilgisayardaki simülasyonlarda oynanan savaş oyunlarında olduğu gibi, füzelerle oynuyorlar. Yüzyıl önce bir sendikacı olan Dunning'in söylediği gibi, kapitalistlerin daha büyük karlar için yapamayacağı çılgınlık olmadığını yaşayarak görüyoruz. Belki de insanlığın ve doğanın topyekün yıkımına varabilecek "delilikler" bile yapabilecek noktadalar...
İnsanlığı ve doğayı, bu büyük yıkımdan kurtarabilecek yegane şey, bir komünist devrimdir. Emperyalist-kapitalistler, savaş tamtamları çalarlarken, işçi sınıfı ve emekçiler de onlara karşı savaş borazanları çalmaktadır. İnsanlık, göz göre göre kendi yıkımına rıza göstermeyecek, kendi geleceğine sahip çıkmak için ayağa kalkacaktır. Bugün dünyanın çeşitli bölgelerinde görülen irili ufaklı çatışmalar, bunu gösteriyor.
Ve bu 1 Mayıs, kapitalist sisteme karşı işçi sınıfı ve emekçilerin savaş günü olarak daha büyük bir önem kazanıyor.
Türkiye'de Saray'ın erken seçim ilanıyla, gündemlerinin ibrelerini bir anda seçimlere çevirenler, aramaktan vazgeçmedikleri "toplumsal uzlaşma" mesajlarını, bu 1 Mayıs'ta da devletin icazetinde kutlama yapmayı düşündükleri alanlara taşıyacaklar. 1 Mayıs Alanı'na, Taksim Meydanı'na sırtlarını dönerek sarı sendikaların peşine takılarak gidecekleri alanlarda insanları yine burjuvazinin seçim oyununa katılmaya çağıracaklar.
"Taksim'de Israr, Devrimde Isrardır" diyenler ise, her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs Alanı'nda, Taksim'de olacaklar. Sermayenin Taksim/Devrim korkusunu büyütmeye devam edecekler. Bütün yasaklamalara, baskılara rağmen kızıl meydanda devrimin bayrağını dalgalandıracaklar.
Tüm işçi ve emekçileri, yüreği devrim için, devrimci bir hükümet için atanları Denizlerin Bayrağı ile 1 Mayıs'a, kızıl meydana, Taksim'e çağırıyoruz.
Şimdi Taksim Meydanı'nda olma zamanı!