En güzel günlerin geleceği, en kızıl şafağın doğacağı saatlerdeyiz. Her gelen gün yeni baskı, saldırı, ölüm haberleri getirse de, yeni umutlara doğuyor gün.

KHK’larla yaşamdan kovulan emekçiler, hemen her gün baskın ve operasyonlarla bölük bölük zindanlara doldurulan, katledilen Kürt halkı, basılan gazeteler, gözaltına alınan gazeteciler, yeni açılacak cezaevleri ile “müjdelenen” herhangi bir gerekçe ile tutsak edilen emekçi halklar, kadro beklerken işlerinden kovulan taşeron işçiler, “okutmayacağız” denilerek okullarından kovulan, zindanlara doldurulan öğrenciler…

Ama umut yitmiyor. “Geçsek de gölgesinden tankların tomsonların, Şuramda bir kuş ötüyor”… Önce 8 Mart’ta kadınlar doldurdu alanları, caddeleri. Kendilerini sığdırmak istedikleri kalıplara sığmayacaklarını haykırdı. Ve baharın gelişini müjdeleyen Kürt halkı, Newroz’da bütün renkleriyle alanlarda idi, korkmadan…

Ve 1 Mayıs… İşçilerin, emekçilerin bayramı, işçilerin, emekçi halkların, sömürülenlerin, başkaldırı, isyan ve kapitalizme karşı savaş günü…

Ülke bir seçim havasına sokulmaya çalışılırken, halklar artık bu iktidarın seçimle gitmeyeceğini biliyor. O yüzden bir taraftan “boykot” çağrıları yükselirken, diğer taraftan bu boykotun ve sonuçlarının sistemlerinin sonu olacağını bilenler “seçimle kazanabiliriz” masalı anlatmaya başladılar.

Yaşamın işçi ve emekçiler için bir cehenneme dönüştüğü tüm dünya üzerinde, halklar daha iyi bir yaşam umuduyla bir sonraki günü, ayı, yılı bekliyor. Başka bir dünyanın mümkün olduğu bilinci ile harekete geçiyor. Kimi zaman bahane bir siyahinin öldürülmesi oluyor, kimi zaman sosyal hakların ve maaşların budanması, kimi zaman savaşlar… Ama korkmuyor, susmuyorlar.

Yanı başımızda Kürt halkı Afrin’de destansı bir mücadele verdi. Tüm dost(!)larının yalnız bıraktığı Kürt halkı, büyük bir cüretle tanklarına, toplarına, savaş uçaklarına karşı sınıf dostları, enternasyonal savaşçılar ile birlikte işgale ve faşizme karşı büyük bir mücadele sergiledi.

Halkları kan denizinde boğarak hayatta kalmaya çalışan emperyalist-kapitalist sistemi durdurmak için şimdi tam zamanı. Zaman, halk ayaklanmaları ile Demokratik Halk İktidarlarını kurma ve sosyalizme yürüme zamanı.

2018 Mayısını bu saldırılar ve bu başkaldırışlarla karşılıyoruz. 2018 1 Mayısını, 77’de işçi ve emekçilerin kanlarına boyanmış Kızıl Meydan’da, Taksim’de karşılıyoruz.

Hiçbir soru yok yüreklerimizde ve bilinçlerimizde. 1 Mayıs Alanı, Taksim Meydanı’dır. Onlarca yıldır bu şiarla 1 Mayıslarda Taksim’de yerimizi aldık. Gün oldu yüzbinlerle, gün oldu birkaç cesur yürekle “1 Mayıs Alanı Taksim Meydanı”, “Dünya Emeğin Olacak” diyerek zapdettik Kızıl Meydanı.

Bu yıl da Mücadele Birliği olarak “Taksim Kızıldır Kızıl Kalacak”, “Şimdi Devrim Zamanı”, “Zindanlar Yıkılsın Tutsaklara Özgürlük” şiarları ile 1 Mayıs Alanı Taksim Meydanı’ndayız. Ya siz?

“Sana selam olsun / Sürgünler, mahkumlar, hastalar /(…)/ Sizlere selam olsun üniversiteler! / Öğretmenleri alınmış kürsüler, / Öğretmenler / Sizlere selam olsun / Hürriyeti yazan eller, dizen eller / Sizlere selam olsun makineler / Entertipler, rotatifler, bobinler / Bu gülünç, aşağılık, / Namussuz şeyler dışında, / Sana selam olsun / Zincirin zulmün kar etmediği, / Kırbacın kar etmediği / Büyük tahammül!”