"Onların Saflarında Mücadelemizi Sürdürecek Ve Mutlaka Kazanacağız!"

2004 yılında Beyoğlu'nda İmam Adnan Sokak'ta polis kurşunuyla vurularak öldürülen İstanbul Üniversitesi öğrencisi Önder Babat, İstanbul Üniversitesi önünde anılarak, 1 Mart günü anma yapmak isterken gözaltına alınan 17 öğrencinin derhal serbest bırakılması istendi.

İSTANBUL - İstanbul Üniversitesi öğrencileri, 2004 yılında Beyoğlu'nda İmam Adnan Sokakt'a polis kurşunuyla katledilen Önder Babat, bugün Beyazıt Kampüsü ana kapısı önünde anıldı. 1 Mart Perşembe günü Önder Babat'ı anmak isteyen 17 öğrencinin derhal serbest bırakılması istendi.

İstanbul Üniversitesi öğrencileri saat 13.00'de Beyazıt Kampüsü ana giriş kapısı önünde bir araya gelerek "Önder Babat Ölümsüzdür", "Gözaltılar Serbest Bırakılsın" yazılı pankart açtılar. "Önder Babat Ölümsüzdür", "Gözaltılar Serbest Bırakılsın", "Yaşasın Devrimci Dayanışma" sloganları attı.

İstanbul Üniversitesi öğrencileri adına basın açıklamasını Derya Acar yaptı. İstanbul Üniversitesi öğrencisi Önder Babat'ın 2004 yılında Devrimci Haraket Dergisi bürosundan çıktığı sırada başından polis kurşunuyla vurularak katledildiğini aktaran Acar, cinayetin işlendiği günden itibaren olayın üstünü örtmek isteyen devletin hukuki süreci baltalamak için otopsi yapılmasını bile engellemeye çalıştığını belirtti.

 

Babat'ı Anmak İsteyenler İşkenceyle Gözaltına Alındı

Önder Babat'ın İstanbul Üniversitesi hukuk fakültesi öğrencisi ve okulun tiyatro kulübü kurucularından ve duyarlı devrimci bir öğrenci olduğunu ifade eden Acar, Babat'ın 'faili meçhul' denilen ama devletin katlettiği devrimci öğrencilerden biri olduğu söyledi.

Gençliğin devrimci mücadelesinden korkan devletin bugün de OHAL ve savaş politikalarıyla toplumun en dimanik gençliğin mücadelesine saldırarak bitirmeye çalıştığı, üniversite kapılarının tüm muhaliflere kapatıldığı, barış isteyen öğretmenlerin ihraç edildiği, okulların dinci faşist çetelerle doldurulduğunu vurgulayan Acar, Önder Babat'ı 1 Mart 2018 Perşembe günü anmak isteyen İstanbul Üniversitesi 17 öğrencinin önce ÖGB saldırısına maruz kaldığını, ardından polis tarafından darp edilerek, işkenceyle gözaltına alındıklarını ve halen gözaltında olduklarını belirtti.

 

"Onların İsmini Hafızalarımızdan Silemezsiniz"

"Bu, basit bir anma etkinliğini engelleme değildir; bu, Önder şahsında üniversite öğrencilerini, devrimci öğrencileri üniversitenin kapısından sokmama saldırısıdır. Bizler buradan ilan ediyoruz: Ne Önder’i ne de İstanbul Üniversitesi’ni İstanbul Üniversitesi yapan isimleri; hafızalarımızdan silemezsiniz! İşkence, soruşturma ve gözaltılarla demokratik üniversite, özgür bilim taleplerimizden bizleri alıkoyamazsınız. Hepimiz birer Önder olup karşınıza dikiliriz" diyen Acar, Babat'ı katledenlere karşı duydukları öfkenin hesap sorma bilincini keskinleştirdiğini belirterek, " yiten canlarımızın, ödenen bedellerimizin hesabını soracağız; gençliği ve devrimci mücadeleyi bitiremeyeceksiniz!" dedi.

Babat'ı katledilen tüm devrimcileri yaşatmanın; onların kavgasını omuzlamaktan geçtiğini belirten Acar, "Bizi eksiltmeye, bu mücadeleyi yok etmeye çalışanlara karşı buradayız ve gençliğin devrimci mücadelesini yükselteceğiz.Önder Babat şahsında katledilen tüm devrimci, demokrat, yurtsever arkadaşlarımızı anıyor, bir kez daha onların düşlerini gerçekleştirme sözü veriyoruz. Anıları mücadelemizde yaşayacak, katillerden hesabı sorulacak" dedi.

 

"Biz Hatırlatma Takıntıısı Olan İnsanlarız"

Ardından Önder Babat ile birlikte öğrencilik yapan yoldaşı Burak Yücel, Eduardo Galeano'nun "Ben hatırlatma takıntısı olan bir insanım" sözünü hatırlatarak, tüm ilerici ve devrimci insanların tarihsel olayları ve insanları hatırlatma ve unutturmamaya önem verdiklerini, bugün devrimcileri anabilmenin, bir çok olay hakkındaki gerçekleri bilmenin bu değere sahip çıkmanın bir iz düşümü olduğunu ifade etti. Önder Babat'ın polis kurşunuyla katledildiğini gizlemek isteyen, iktidar yanlısı basının daha Babat'ın otopsisi yapılmadan 'Bir taş düşmesi sonucu yaşamını yitirdiği" yönünde haberler yaptığını aktaran Yücel, iktidar yanlısı medyanın gerçekleri halktan saklama, suçluyu aklama politikasının bugün de sürdüğünü belirtti.

 

"Bizim Tarihimiz Ezilenlerin Tarihi Sokaklarda Yazılıyor"

"Egemenler kendi tarihini, bizler ise kendi tarihimizi, ezilenlerin, ötekileştirilenlerin tarihini yazarız. Gözaltınada kaybedilenlerin, katledilen devrimcilerin, ezilen ve sömürülenlerin, geleceği elinden alınan akademisyenlerin tarihini yazarız. Bizim tarihimiz ise sokaklarda direnişle yazılıyor ve ne olursa olsun değiştirilemez" diyen Yücel sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"Onlar Dünyanın Ezilen Halklarınca Anılıyor"

"Ali Elverdi kimdir? Onun ismini kim hatırlar? Onun ölüm yıldönümünde mezarına gidip bir demet çiçek bırakarak anan var mıdır? Onun ismini kim, değerle kıymetle telaffuz eder? Ali Elverdi, Deniz Gezmiş'leri idam sehpasına gönderen cuntacının ismidir. Deniz'in idam fermanıın altında onun ismi vardır. Ama bugün devlet kadamelerindekiler de dahil kimse onun ismini bilmez. Kıymeti de yoktur. Ama Deniz Gezmiş öyle mi? Sadece kendi yurdunda değil, Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın tüm ezilen halklarınca 6 Mayıs'ta sevgiyle, saygıyla, minnetle anılır, yad edilir" dedi.

"Onların Saflarında Yürüyecek ve Mutlaka Biz Kazanacağız"

Bizler, Denizlerin, Mahirlerin, İbrahimlerin, Roza Luxemburgların, Önder Babat'ların yoldaşlarıyız ve onları saygıyla anıyoruz. Bu üniversitenin koridorlarında, anfilerinde, sınıflarında yoldaşlarımızın ayak izleri var. Bizler üniversitelerin bugün getirildiği durumu da biliyoruz. Bugün sokaklarda kendine hacamatçılar diyenler doktorlara şiddet uyguluyor, yurtlarda kız çocuklarını yakıyor. Onlar hacamatçıların, gericilerin saflarında. Bizler ilericilerin devrimcilerin, yoldaşlarımızın açtığı yolda, insanlığın saflarında yürümeye, mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Ve mutlaka ama mutlaka biz kazanacağız" dedi.

 

"Mücadeleci Gençler Varlar, Var Olacaklar"

Ardından KHK ile ihraç edilen akademisyen Levent Dölek söz alarak “Ülkemiz de üniversitemiz de egemenlerin saldırısı altında olabilir ama namuslu ve onurlu gençler onlara karşı mücadelesini sürdürüyor. Önder gibi mücadeleci gençler iyi ki varlar ve var olacaklar” dedi.

Eylem sloganlarla ve gözaltına alınan öğrencilerin derhal serbest bırakılması talebiyle sona erdi.