BDS Türkiye, 14. kuruluş yıldönümünde siyonist İsrail devletinin Filistin halkına saldırılarını ve soykırımı protesto etti. Tünel'den Şişhane Meydanı'na yürüyüş yaplan eylemde "İsrail devletinin işgali bitinceye ve Filistinli mültecilere geri dönüş hakkı tanınıncaya ve İsrail vatandaşı Filistinlilere eşit haklar sağlanıncaya kadar Filistin halkının direndiği gibi direneceğiz" denildi.
Filistin İçin Uluslararası Boykot, Yatırımların Geri Çekilmesi ve Yaptırımlar Hareketi (BDS) – Türkiye, Dökme Kurşun saldırısının 15, kuruluşlarının 14'üncü yıl dönümü nedeniyle; siyonist İsrail'in Filistin halkına karşı soykırımına tepki göstermek için Taksim'de eylem gerçekleştirdi. BDS Türkiye'nin çağrısıyla aralarında Mücadele Birliği Platformu'nunda bulunduğu devrimci örgütler, demokratik kitle örgütleri, sendikalar, siyasi partilerden çok sayıda kişi Tünel Meydanı'nda toplandı.
Polisin eylem yasağı olduğu gerekçesiyle Tünel Meydanı'nda basın açıklaması yapılmasına izin vermemesi üzerine "İşgal ve Soykırım Suçlusu İsrail'le Tüm İlişkiler Kesilsin" pankart açılarak Şişhane Meydanı'na İsrail'in Filistin halkına uyguladığı soykırım ve TC'nin İsrail ile işbirliğini protesto eden konuşmalar ve sloganlarla yürüyüş yapıldı.
Eylemde Filistin bayrakları, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) bayrakları, dövizler taşıyan kitle eylem boyunca Eylem boyunca, "Nehirden Denize Özgür Filistin", "Filistin'de Taş Atan Çocuklara Bin Selam", "Tanklara Karşı Taş", "Rojava'dan Filistin'e Dövüşüne Bin Selam", "Rojava'dan Gazze'ye Halklar Direnişte", "Yaşasın Filistin Halk Kurtuluş Cephesi", "Katil ABD, Ortadoğu'dan Defol", "Filistinli Esirler Yalnız Değildir", "Filistin'de Düşene Dövüşene Bin Selam", "Filistin'de İntifada, Kürdistan'da Serhildan" sloganları atıldı. Açıklamayı BDS Türkiye temsilcisi Ümit Doğru, okudu.
Filistin halkının topraklarını işgal edilerek kurulan İsrail'in 1948'den bu yana işlediği hiçbir suçun hesabını vermediğini ve yeni suçlar işlemeye devam ettiğini hatırlatan Doğru, işgalci İsrail devletinin Filistin'deki her türlü yapıyı ayrımsız bombaladığını ve sivilleri, sağlık emekçilerini, gazetecileri, akademisyenleri, öğrencileri, sanatçıları, işçileri, balıkçılarını hedef alarak vurduğunu belirten Doğru, siyonist işgalin Filistin halkını ve direnişini imha güdüsüyle hareket ettiğini vurguladı.
"Filistin Halkı 80 Gündür Açlığa, Susuzluğa, İlaçsızlığa Mahkum Ediliyor"
7 Ekim'den bugüne 20 bini aşkın Filistinli'nin Gazze'de katledildiğini söyleyen Doğru, "Gazze Şeridi'ndeki Filistin halkı şu anda açlığa, susuzluğa, ilaçsızlığa mahkum ediliyor. 80 günü aşkındır abluka ve saldırı altında yaşayan Filistinliler toplu biçimde bulaşıcı hastalık riskiyle yaşıyor, yaralıları tedaviye erişemeden ölüyor, ölüleri gömülemeden çürüyor" dedi.
"İşgalci İsrail Devleti Suçlarını Gururla İtiraf Edip Filistinlileri Öldürmeye Devam Ediyor"
İşgalci İsrail devlet yöneticilerinin suçlarını gizleme ihtiyacı dahi duymadığını, aksine bu suçları gururla itiraf ettiğine işaret eden Doğru, işgal altındaki Batı Şeria'da da yüzlerce Filistinlinin öldürüldüğü ve tutuklandığını belirterek "Gün geçtikçe paramiliter silahlanma gücünü arttıran yerleşimciler işgal ordusunun desteğiyle Filistinlileri öldürüyor ve taciz ediyor. İşgal altındaki Filistin başkenti Kudüs'ün ise ilhak politikalarına tabi tutuluyor" dedi.
"İsrail Devleti Kurulduğu Günden Beri savaş suçu işliyor"
İsrail'in dünyanın birçok devletinden destek aldığını da ifade eden Doğp "Balfour Deklarasyonu'ndan bu yana geçen yüz yılı aşkın süre içinde emperyalist egemenliğini korumak için dünyanın her yerinde savaş ve zorbalığa başvuran Batı Avrupa ve ABD'yi müttefikleri ve işbirlikçileri arasına alan işgal devleti, kurulduğundan bugüne hiç hesap vermeksizin: Filistin toprağını işgal etmeye ve sömürgeleştirmeye, Filistin halkının tarihsel haklarını reddetmeye, uluslararası kararları ve hukuku hiçe saymaya, savaş suçları işlemeye, Filistin halkını kuşatmaya ve öldürmeye bir gün bile ara vermeden devam ediyor" dedi.
"İsrail'in En Büyük Suç Ortaklarından Biri Türkiye"
Türkiye'nin, 1948 yılında bir etnik temizlik yürüterek kurulan İsrail'i ilk tanıyan bölge ülkesi olduğunu hatırlatan Doğru, bugün de İsrail devletinin en önemli bölgesel müttefiki olmaya devam ettiğini belirterek, "Türkiye halklarının Filistin halkıyla dayanışma duyguları ve isteklerine rağmen işgal devletinin saldırganlığını destekleyen İktidar, ilişkileri en ileri düzeyde sürdürmekte ısrar ediyor. İsrail'in işlediği apaçık soykırımı kınamakla yetinip, bu soykırımın sürdürülmesi için gereken tüm lojistiği sağlıyor" dedi.
"Türkiye-İsrail Ticaret Hacmi 20 Yılda Yüzde 532 Arttı"
Türkiye-İsrail ticaret hacminin son 20 senede yüzde 532 artış gösterdiğini, Türkiye'den İsrail'e en büyük ihracat kalemini silah ve savunma sanayisinin temel hammaddelerinin oluşturduğunu vurgulayan Doğru, "Ülkeler arası gemi trafiği, Türkiye ile İsrail arasında savaşı sürdürmek için gerekli tüm ürün ve maddeleri taşıyan gemilerin 7 Ekim'den sonra da seferlerine hız kesmeksizin devam ettiğini ortaya koyuyor" dedi.
"Filistin Halkı Direnişe Destek İçin İsrail Devletini Tecrit Çağrısı Yapıyor"
Filistin halkının 75 yıldır işgal altındaki yurdunu özgürleştirmek ve tehcir edildiği topraklara dönmek için direnişe sarıldığını kaydeden Doğru, "Filistin halkı bu direnişe desteğin ve işgal devletini durdurmanın önemli bir mecrası olarak İsrail'i tecrit etmeye, ekonomisini, akademisini ve kültürünü boykot etmeye çağırıyor" dedi.
"Filistin Halkının Mücadelesine Destek İçin İsrail'i Boykot İlke Haline Getirilmeli"
Türkiye'de de halkların İsrail'i boykot çağrıları ve eylemleri yapmasına rağmen Türkiye'nin İsrail'le ilişkilerini aynı düzeyde sürdürdüğünü belirten Doğru, "Bu noktada iktidara net olarak seslenirken aynı zamanda boykot ve İsrail'i tecrit etme çağrısını tüm alanlara yayma, dillendirme ve kazanımlar elde etme mücadelesini daha güçlü bir şekilde sürdürmeliyiz. BDS'yi, Filistin halkının mücadelesini sahiplenen tüm toplumsal hareketlerin, siyasi kurumların, emek ve hak örgütlerinin, bilim ve sanat kurumlarının ilkesi haline getirmek için sesimizi yükseltmeliyiz. Yaşamı, özgürlüğü ve eşitliği savunan herkesi, bulunduğu tüm alanlarda işgal devleti ve kurumlarıyla ilişkileri reddetmeye, ırk ayrımcı apartheid sistemini kuşatmaya çağırıyoruz. Gelin, yeniden ve hep beraber, haykıralım: İsrail ile tüm ilişkiler kesilsin" diyerek çağrıda bulundu.
"İşgal Bitinceye Kadar Mücadele Edeceğiz"
Doğru sözlerini '"İşgal bitinceye ve Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkı tanınıncaya ve İsrail vatandaşı Filistinlilere eşit haklar sağlanıncaya kadar Filistin halkının direndiği gibi direneceğiz! İsrail ve Türkiye ilişkilerinin tamamen kesilmesi için mücadele edeceğiz" diyerek tamamladı.
Eylem Filistin halkının mücadelesini destekleyen sloganlarla sona erdi.