Uykudaydı saatler, uykudaydı gece... Bir biz uyumamıştık, bir de beklenenler... Sevilmeyen ama beklenenler...
19 Aralık 2000 günü sabaha karşı Türkiye ve Kürdistan’da 20 zindanda eş zamanlı bir katliam gerçekleşti. Katliam, Ümraniye ve Çanakkale zindanlarında 20-21-22 Aralık günleri de devam etti. Katliam bekleniyordu. Devletin “Hayata Dönüş” adı altında yaptığı operasyon, içeriye olduğu kadar dışarıyaydı da. Sonuçta, “Cezaevlerine hakim olamayan, sokaklara hakim olamaz”dı.
Dışarıdaki emekçilere “denetimi sağlamak için” içeride devrimci tutsaklara saldırdılar, “Eğer buradaki devrimciler gibi bana karşı çıkmaya kalkışırsanız sonunuz böyle olur” dediler. Devrimci tutsaklar “Asıl siz teslim olun” diyerek yanıtladılar devletin ordularının teslim ol çağrılarını...
Tam 23 yıl önce, 19 Aralık 2000'de yirmi zindana yapılan katliamda devlet, dozerlerle ve ağır silahlarla saldırdı. Aynı zamanda dışarıdaki tüm devrimci ve demokratlara da operasyonlar düzenledi. 4 gün süren bu savaşta 28 devrimci tutsak ölümsüzleşti, yüzlercesi yaralandı. Ardından F tipi zindanlarda başlayan Ölüm Oruçlarında 122 devrimci hayatını kaybetti, sayısız devrimci zorla müdahalelerle sakat kaldı... 19 Aralık katliamı de Ölüm Orucu eylemi, faşizmin devrimcilere diz çöktüremeyeceğini tüm işçi ve emekçilere ilan etmiş oldu.
En ağır saldırının yaşandığı, yüzlerce ceset torbasının getirildiği Bayrampaşa'da; Murat Ördekçi, Cengiz Çalıkoparan, Ali Ateş, Mustafa Yılmaz, Fırat Tavuk, Aşur Korkmaz, Nilüfer Alcan, Şefinur Tezgel, Yazgül Güder Öztürk, Gülser Tuzcu, Seyhan Doğan, Özlem Ercan;
4 gün sürdürülen savaşımda Ümraniye'de; Ahmet İbili, Ercan Polat, Umut Gedik, Ata Akçagöz, Rıza Poyraz;
3 gün sürdürülen savaşımda Çanakkale'de; Fidan Kalşen, Fahri Sarı, Sultan Sarı, İlker Babacan;
Bursa'da; Murat Özdemir, Ali İhsan Özkan;
Çankırı'da; İrfan Ortakçı, Hasan Güngörmez;
Uşak'ta; Berrin Bıçkılar, Yasemin Cancı;
Ceyhan'da; Halil Önder ölümsüzlüğe uğurlandı...
Zindan katliamları söz konusu olunca 19 Aralık ilk değil. Diyarbakır, Mamak, Metris, Ulucanlar, Diyarbakır, Ümraniye, Buca, Burdur... Art arda yaşanan katliamlar, dışarıda da devam ediyor. Bir tarafta yeni yeni zindanlar açılarak devrim güçlerine göz dağı verilirken, diğer taraftan tüm sokağa çıkan kesimlere, kadınlara, gençlere, işçi ve emekçilere, Kürt halkına, Alevilere saldırıları artarak sürüyor.
Hemen her gün zindanlardan yeni bir hak gasbı, işkence haberi duyuyoruz. Zindanlarda tedavisi engellenen hasta tutsaklar, onlarca yıl zindanda yatmış tutsakların infazlarının yakılması, keyfi disiplin cezaları, baskınlar, saldırılar, intihar(!)lar, ölümler günlük sıradan haberler haline gelmiş oldu.
Ama bu vahşet, bu baskı, bu arsız karanlık kar etmeyecek! Devrim güçleri asla pes etmeyecek, devrimciler zindanlarda boyun eğmeyecek! Zindanların kör karanlıkları paramparça olacak!
“Zindanlar Yıkılsın Tutsaklara Özgürlük!”