HBDH Yürütme Komitesi 20 Kasım günü Gemlik Yürüyüşü üzerine bir açıklama yayınlayarak, “Gemlik Yürüyüşü, Tecridi Kırmanın Önemli Bir Parçasıdır!” dedi. Açıklama şöyle:
İmralı Zindanı’nda tecrit ve imha sistemi günden güne yoğunlaşıyor. Başta, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan olmak üzere bütün devrimci tutsaklar üzerinde tecrit ve imha sistemi büyüyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile 2 yıl 7 aydır mutlak bir iletişimsizlik var. 4 yıldan fazladır avukatları ile görüştürülmüyor. Ailesi ile görüş yapma hakkı, en son 4 yıl 8 ay önce gerçekleşti. Bütün bu uygulamaların sözde yasal kılıfı “disiplin cezası kararı” oldu. Bu kararların gerekçeleri, “güvenlik” nedeniyle, hiçbir zaman avukatlara verilmedi. Ve bu süre zarfında faşist iktidarın ve bir bütün olarak devletin, Kürt halkına, devrimcilere, tutsaklara, gerillaya ve bütün ezilenlere yönelik saldırıları arttı. Bu saldırılar ile Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın üzerinde uygulanan tecrit birbiriyle paralel ilerliyor. Bu nedenle Gemlik Yürüyüşü tecritlerin, saldırıların, işgallerin ve yeni dönemde geliştirilen S Tipi zindanların karşısında önemli bir güç oldu.
AKP-MHP faşist iktidarı Türkiye’de ve Kürdistan’da örgütlü her duruma bütün gücüyle saldırıyor. Yürüyüşler, eylemler, grevler devletin bütün olanakları ile yasaklanıyor. Tecrit, soykırım, işgal, imha ve sömürü, faşizmin birincil politikası durumunda. Bunun da en ağır koşulları İmralı Zindanı’nda uygulanıyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın sağlığı, yaşam koşulları ve durumu ile ilgili hiçbir bilgi yok. Onun özgürlüğü ile ilgili yapılan her pratik yok sayılmaya çalışılıyor. Ama, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için halkın kararlı duruşu, dört bir yanda, kendisini ifade ediyor. Bu nedenle, Gemlik’te gerçekleşen yürüyüş, halklar üzerine kara bir bulut gibi çöken havanın dağıtılması için önemli bir andır. Bu yürüyüşü devam ettirip bütün bir topluma yaymak da güncel bir görevdir. Bu yüzden tecridi parçalamak için faşizme karşı örgütlenmeli, birleşik mücadele yükseltilmelidir.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecrit, dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar bir tutsağa uygulanan tecrittir. Kürt Halk Önderi, bu tecridi bilinç ve eylemiyle parçalamış, onu sadece fiziki bir tutsaklık haline getirmiştir. Şimdi halkların dilinde, artık onun fiziki özgürlüğü fikri daha fazla gündemdedir. Onun özgürlüğü Türk, Kürt ve bütün halkların özgürlüğüdür. Çünkü, tecride karşı mücadele sömürüye karşı mücadeledir, özgürlükler için mücadeledir. Bu nedenle Gemlik Yürüyüşü, bu tutsaklığı da kıracak olan gücün önemli bir anına tekabül ediyor. Dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş olan böylesi bir tecrit ve imha sistemi, ancak, bütün halkların ve örgütlerin birleşik mücadelesiyle kırılır. Bu, özellikle toplumsal mücadele alanında, her kesimin sahiplenmesi ve büyütmesi gereken özel bir gündemdir.
Gemlik Yürüyüşü, sadece bir yürüyüş olarak ele alınamaz. Yaşanan devlet şiddeti, uygulanan baskı, gözaltılar ve engellemeler de buna dahildir. Bu yürüyüş bütün baskılara rağmen, faşizme karşı, halkların ortak kaderinin ifadesidir. Binlerce insanın Gemlik’te bulunması, halkın vekillerinin alanda yer alması milyonları ifade eden irade olmuştur. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için atılan her slogan, yıkılan her barikat halkların kurtuluşunu yakınlaştırmıştır. Bu pratikler de gerillaya, milise ve bütün devrim savaşçılarına moral vermektedir.
Tecrit politikaları derinleşirken AKP-MHP faşizmi, S Tipi zindanları hayata geçiriyor. F Tipi zindanlarda istediklerini yapamadıkları ne varsa bununla gerçekleştirmek istiyorlar. Bütün bir topluma uyguladıkları gibi zindanları da tutsakları da birbirinden yalıtmak istiyorlar. Yan duvarında bile hangi tutsağın olduğunu bilmeden, parçalanmış, örgütsüzleşmiş bir toplum-zindan yaratmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Hukuksuz ve keyfi uygulamalara karşı dağınık bir tutsak devrimciler toplamı görmek istiyorlar. Bu nedenle zindanlar toplumun aynasıdır. Topluma gelecek olan saldırılar önce zindanlara yapılıyor.
Türkiye ve Kürdistan’da ki toplumsal örgütlülük düzeyi zindanlarda daha üst seviyelerdedir. Zindanlar, ülkede bir gündem yaratabildiği gibi var olan toplumsal gündemleri de derinleştirebilir. Bu nedenle zindan direnişlerini sahiplenmek, katledilen devrimcilerin hesabını sormak, ulaşılan örgütlülük seviyesini hep yukarıda tutmak gerekmektedir. Faşizmin tecrit ve katliamlarına karşı her koşulda zindanları sahiplenmeliyiz. Çünkü faşist iktidar, kontrolünde olan zindanlarda, devrimcileri kontrol altına alamadıkça hedefine varamıyor. Diğer yandan ise sokakları kontrol altına almak için çabalıyor. Katilleri, halk düşmanlarını, kontra elemanlarını cezaevlerinden çıkararak alanlarımıza saldırılarını artırıyor. Birleşik devrimci güçler, halkın özgürlük güçleri sokakta pasifleştirilmek isteniyor. Gemlik’teki yürüyüşte ve Gemlik’e varmak için hareket edenler gözaltına alınırken kontra güçler örgütleniyor. Ama nafile; halklar Gemlik’e ulaştı. Kazanan biz olduk.
Türkiye ve Kürdistan halkları yeni bir dönemin eşiğinde. Faşizme karşı mücadele daha örgütlü bir şekilde büyüyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridin kaldırılması mücadelesi bütün herkesin gündemi olmalıdır. Bu gündemsiz bir hayat, gerçek bir mücadele olamaz. Gerillanın, milisin ve bütün bir halkın her alanda yürüttüğü mücadele, hedefine bir an önce varmalıdır. Gemlik Yürüyüşü, bu nedenle İmralı’dan başlayıp bütün zindanlara yayılan tecridin kırılmasında önemli bir andır. Bu yürüyüş büyük bir iradeye dönüşüp her alanda gündemleştirilmelidir.
Artık, zindanlara yönelen her saldırı bu bilinçle hareket eden milisin, gerillanın eylemleriyle karşılık bulacak. Hesap sorma gücü daha da bilenecek. Faşizmin zindanlarında tutulup da boyun eğmeyen devrimcilerin sesi hücreleri parçalayacak. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecrit kalkacak, fiziki özgürlüğü sağlanacak. Bütün bunların gerçekleşmesi için Gemlik Yürüyüşü önemli bir eşiktir.
Bu yürüyüşle beraber bütün toplumun talepleri birleşiyor. Bu talepleri örgütleyecek olan, hesap soran, zafere yürüyen birleşik devrimdir. Şimdi gün, bu talepleri büyütme günüdür.
Yaşasın Birleşik Devrim! Yaşasın HBDH!