"Filistin Halkının Yanındayız"

Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi üyesi hukukçular siyonist İsrail'in Filistin halkına saldırılarını ve katliamları "Nehirden Denize Özgür Filistin" şiarıyla İsrail Konsolosluğu önünde protesto etti.

Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi üyesi avukatlar, "Nehirden Denize Özgür Filistin" şiarıyla İsrail'in Filistin halkına saldırılarına ve soykırıma karşı Filistin halkıyla dayanışmak için İsrail konsolosluğu önünde eylem yaptı. 

Avukat cübbeleriyle Levent Metro çıkışında buluşan hukukçular" Katil İsrail Filistin'den Defol", Nehirden Denize Özgür Filistin", "Filistin Halkı Yalnız Değildir, Katil ABD Ortadoğu'dan Defol", "Rojava'dan Gazze'ye Halklar Direnişte", "Kınamak Yetmez Ticareti Kes", "Yaşasın Hakların Kardeşliği" sloganlarıyla İsrail Konsolosluğu önüne yürüdü. İsrail Konsolosluğu önünde yapılan açıklamayı ÇHD İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Gülyeter Aktepe okudu.

 

"İsrail İşlediği Ve İşleyeceği Savaş Suçlarını İkrar Etmektedir"

Ekim’in ilk haftasından bu yana Siyonist İsrail eliyle Gazze başta olmak üzere Filistinlilerin yeni bir soykırım dalgası ile karşı karşıya olduğunu hatırlatan Aktepe, uluslararası kamuoyunun gözü önünde yaşanan bu soykırımın, her geçen gün şiddetini artırdığını belirterek "İsrail yetkilileri yıllardır cezasızlık politikalarından en geniş şekilde faydalanmış olmanın pervasızlığı ile açık açık işledikleri ve işleyecekleri savaş suçlarını ikrar etmektedir" dedi.

 

"Emperyalizmin İleri Karakolu, Ortadoğu'nun Bağrına Saplanan Siyonist Rejim İsrail"

Siyonist İsrail rejiminin kurulduğu günden bu yana Filistin halkına sistematik şiddet, soykırım ve akla gelebilecek her nev’i zorbalığı uygulamakta olduğunu, emperyalist güçler eliyle bütün bunlar görmezden gelinir ve desteklenirken, Filistin halkının yıllardır toplu katliamlara uğradığını, yerinden sürülerek, topraklarına el konulduğunu söyleyen Aktepe, "Emperyalizmin ileri bir karakolu olarak Ortadoğu’nun bağrına saplanan siyonist rejim, emperyalizmin himayesi altında her türlü suçu işlemeyi kendine hak görmüştür. Kitle katliamları, yasa dışı yerleşimler, el koymalar neticesinde Filistin halkı gettolara sıkıştırılmış; Gazze’de ve Batı Şeria’da etrafları demir kafesler, duvarlar, kameralar ve silahlarla çevrilmiştir. Filistinlilerin su kaynakları ellerinden alınmış; uluslararası toplumla doğrudan temas kurmaları, kıyılarına gemi yanaşması, zenginliklerinden faydalanmaları yasaklanmıştır. Bu koşullar altında Gazze, dünyanın en büyük nüfus yoğunluğunun yaşandığı bir açık hava hapishanesine dönüştürülmüştür. Batı Şeria da ondan farklı değildir" dedi.

 

"AB Topraklarında Filistin'e Destek Eylemleri Kriminalize Ediyor"

Yaklaşık üç yıldır, kafes altında yaşamaya karşı sivil eylemler düzenleyen 300’ü aşkın Filistinlinin, İsrail keskin nişancıları tarafından katledilirken; Batılı devletler, ABD öncülüğünde, büyük elçiliklerini, hukuken işgal altında olduğu tescil edilmiş olan Kudüs’e taşıma yarışına girdiklerini belirten Aktepe, diğer yandan Avrupa Birliği topraklarında Filistin’e destek için örgütlenmek istenen boykot, demokratik eylemler ve hatta İsrail’i en cılız yerden eleştiren sözlerin dahi sistematik olarak kriminalize edildiğine dikkat çekti.

 

"Filistin Direniş Örgütleri Kafesi Parçalamış Seslerini Dünyaya Duyurmuştur"

İşbirlikçi bölge devletlerinin, son iki yıldır İbrahim Anlaşmaları adı altında İsrail’le ilişkilerini “normalleştirirken” Filistin halkını kaderine terk ettiğini, Filistinlilerin ellerinde kalan toprak parçaları, gün be gün İsrailli silahlı paramiliter güçlerin eline geçerken, bu suçları organize eden teröristlerin Binyamin Netanyahu hükümetinde bakan yapıldığını vurgulayan Aktepe "İşte bu koşullar altında, Filistin direniş örgütleri, 7 Ekim’de başlattıkları hamle ile kuşatmayı yarmış, demir kafesi parçalamış, siyonist rejime ciddi darbeler indirmiş; boğulmak üzere olan Filistin halkının sesini ve taleplerini dünyaya duyurmuştur. Siyonist rejimin yıkılacağına olan umudu diriltmişlerdir. İsrail, ilk defa yasadışı yerleşimlerinin bir kısmını boşaltmak zorunda kalmıştır" dedi.

 

"İşbirlikçi Basın Gazzelilerin Katlini Meşru Gösterdi"

İsrail ve emperyalist işbirlikçilerinin birçok yalanı servis ederek, Ortadoğu halklarına kin kustuğunu ifade eden Altepe, emperyalizmin işbirlikçisi Batı basınında Gazzelilerin katlini olağanlaştıran, soykırımı meşru gören haberler yapıldığına ve İsrail’in Gazze’yi bombardımana tabi tutması “kendini savunma” olarak yansıtıldığına dikkat çekti.

Filistinlerin elinde kalan son toprak parçalarını da alarak, soykırıma girişeceğini dünyaya duyuran, elektriği ve suyu kesen Siyonist rejimin halkı göçe zorlamak üzere, hastaneleri vuracağını ilan ettiğini, belirten Aktepe, "17 Ekim El-Ehli Baptist hastanesi katliamından hemen önce, gelmekte olan katliama çanak tutan Batı basınının hastanelere silahlı grupların yerleştiği yalanını yaydığnı, 500’ü aşkın çocuk, kadın, yaşlı ve genç hasta katledilmiştir" dedi.

 

"Türkiye Rojava Suriye ve Filistin'deki Katliamların Sorumluluğunu Taşıyor"

Aktepe "İsrail, Filistin’de adım adım soykırıma doğru ilerlemektedir. Bir halkın topluca aç ve susuz bırakılması, öldürülmesi, göçe zorlanması soykırım suçunu oluşturur, bu suçta zaman aşımı yoktur ve Türkiye Mahkemeleri yurt dışında işlenen soykırım suçlarını yargılamaya yetkili ve görevlidirler. Ne var ki bugün, Filistin halkına yaşatılanın insanlık suçu ve soykırım olduğunu, İsrail’in “yerleşimci” diye meşrulaştırmaya çalıştığı insanların aslında işgalci olduğunu dile getirmekte beis görmeyenler, eş zamanlı olarak Rojava ve Suriye topraklarında süregelen sınır ötesi operasyonların ve katliamların sorumluluğunu taşımaktadır. Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin bu açıklamalarının da emperyalist bloğun bütünü gibi net bir ikiyüzlülükle dile getirildiğini görmemek mümkün değildir" dedi.

 

"Ezilen Halkların Kurtuluşu Filistin Direnişiyle Kenetlenmekle Olacak"

"Ezilen halkların gün be gün katledilmesini engelleyecek olanın emperyalistlerin insafı değil, tüm dünya halklarının Filistin direnişiyle kenetlenmesi olacaktır" diyen Aktepe, işgalci İsrail devletini kurulur kurulmaz tanıyan Türkiye Cumhuriyeti'nin, bu terör organizasyonu ile diplomatik, askeri, ticari, akademik ve kültürel düzeyde her türlü ilişkisini derhal kesmesi gerektiğini söyledi.

 

"Siyonist Rejim Yıkılmalı; Özgür Filistin Devleti Kurulmalıdır"

Filistin halkının bölge ülkelerinden beklentisinin de bu olduğunu ifade eden Altepe, siyonist rejimi olağan ve makul gösteren her türlü faaliyetin, her düzeyde boykot edilmelsi gerektiğini belirterek "Siyonist rejim yıkılmalı; özgür Filistin devleti kurulmalıdır. İşgal altındaki ulusların kendi kaderlerini tayin etmek üzere silahlı mücadele de dahil ellerindeki her araçla işgale ve soykırıma karşı mücadelesi, bizzat Birleşmiş Milletler kararlarına göre de haktır" dedi.

 

"Filistin Halkının Ve Meslektaşlarımızın Yanındayız"

İşgalci İsrail devletinin büyükelçiliğinin derhal kapatılması gerektiğini belirten gereken ÇHD üyesi avukatlar "Filistin halkı ve baro binası bombalarla yerle bir edilmiş Filistinli meslektaşlarımız ve tüm Filistin halkının yanındayız" diyerek eylemi Filistin halkının mücadelesini selamlayan sloganlarla bitirdi.

Videoyu İzlemek İçin Tıklayınız.