11 yıl önce, yıkık bir ülkenin çocuklara umut vermek için yola çıkan düş yolcuları idi onlar. 20 Temmuz 2023’te Suruç Amara’da sadece coğrafyalarını değil, tüm dünyayı karanlığa boğmak isteyen IŞİD’in bombaları ile katledildiler.
33 kişinin hayatını kaybettiği, onlarcasının yaralandığı, sakat kaldığı saldırı, halkların birlikte mücadelesine, umutlarına yönelikti. Devrimciler bu umutsuzluğa kapılmak yerine, 33’lerin düşlerini gerçekleştirmek için mücadeleyi yükselttiler.
Bugün, başta Suruç Amara olmak üzere pek çok yerde (Adana, İzmir, Ankara, Artvin...) ve mezarları başlarında 33 düş yolcusu eylemlerle anıldı.
İstanbul’da da Suruç Aileleri İnisiyatifi ve Gençlik Örgütleri’nin iki farklı eylemi vardı.
Suruç Aileleri İnisiyatifi, akşam saat 18.00’de Kadıköy’de bulunan Halitağa Caddesi’nde anma ve oturma eylemi gerçekleştirdi.
Anmada, üzerinde yaşamını yitirenlerin isimlerinin ve fotoğraflarının bulunduğu, “Hiçbir Düş Yarım Kalmayacak. Suruç İçin Adalet, Herkes İçin Adalet. Unutmadık, Unutturmayacağız, Affetmeyeceğiz” pankart taşındı, yaşamını yitirenlerin aileleri ve çok sayıda kişi katıldı.
Anmada “Kalplerimiz Adalet İçin Atsın” pankartı açıldı, “Katil IŞİD, İşbirlikçi AKP”, “Suruç İçin Adalet, Herkes İçin Adalet” ve “Suruç’un Hesabı Sorulacak” dövizleri taşındı.
Sık sık “Suruç’un Hesabı Sorulacak”, “Suruç İçin Adalet, Herkes İçin Adalet”, “Suruç’u Unutma Unutturma” sloganlarının atıldığı anma, saygı duruşu ile başladı.
İlk olarak sözü Yeşil Sol Parti Eşsözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar aldı, ardından TİP Milletvekili Sera Kadıgil ve SGDF adına Birkan Polat konuşma yaptı. Suruç aileleri adına açıklamayı ESP Parti Meclisi Üyesi Ezgi Gürbüz okudu.
8 yıldır katliam için adalet aradıklarını söyleyen Ezgi Gürbüz mahkemede yeni eklenen delillere rağmen bir yol bile alınamadığını anlatarak mahkeme sürecini özetledi.
“Bizim için adaletin sağlanacağı yerin mahkeme salonları olmadığını biliyoruz. Halkımızın vicdanıdır. Bundan dolayı 8 yıldır hiç yorulmadan adalet mücadelesini sokaklarda yükseltiyoruz. 8 yıl boyunca yılmadan yorulmadan mahkeme salonlarında yapılan hukuksuzlukları sokakta anlattık. Sokakta verilen adalet mücadelesi mahkeme salonlarında bize güç verdi. Hiç yorulmadan 8 yıl boyunca Halitağa’da ve 33’lerin katledildiği Amara Kültür Merkezi bahçesinde 33 düş yolcumuzu andık. Onların düşleri unutulmasın diye mücadele ettik, ediyoruz. 8 yıldır yürüttüğümüz adalet mücadelemiz engellenmeye çalışılıyor. Bu 8 yıl boyunca adalet isteyen, Suruç’un hesabını soracağız diyen Suruç ailelerimiz, yaralılarımız ve avukatlarımız tutuklandı. Basın açıklamalarımız yasaklandı. Oturma eylemlerimize polis saldırıları gerçekleşti. Anmalarımızda 33 düş yolcumuzun fotoğraflarını yırttılar. Mezar taşlarımız kırıldı. Bizlere yapılan bu zulümler aslında katliamın göz göre göre yapıldığının göstergesidir” dedi.
“Roboskî ve 5 Haziran Amed katliamı aydınlatılsaydı Suruç olmazdı. Suruç katliamı aydınlatılsaydı Ankara Gar katliamı olmazdı. Bu nedenle 8 yıldır Suruç İçin Adalet Herkes İçin Adalet demeye devam ediyoruz. Kimi zaman Hrant Dink’in, Berkin Elvan’ın, Cumartesi Annelerinin, Şenyaşar Ailesinin, Hande Kader’in sesi olmaya çalıştık. 33 düş yolcularının düşlerini savunmaya, kardeşlik ve eşitlik köprüsü kurmaya, adalet mücadelesini büyütmeye devam edeceğiz”denilen açıklamada yürüttükleri adalet mücadelelerine ilişkin talepler de şöyle sıralandı:
*Tutuklu bulunan Suruç ailelerimiz, yaralılarımız ve avukatlarımız serbest bırakılsın.
*Dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu “7 Haziran-1 Kasım arasında nelerin yaşandığını” anlatsın.
*Kırmızı bültenle arandığı dönemde Ankara’da 5 yıldızlı otelde MİT görevlileriyle görüşen İlhami Bali’nin neden yakalanmadığı açıklansın.
*Mahkeme salonlarında adil yargılama talebini istedikleri için haklarında soruşturma açılanların soruşturmaları iptal edilsin.
*Katliam öncesi ve sonrasına ilişkin görüntüler dava dosyasına üç buçuk yıl sonra eklenirken, görüntülerde katliam sonrasına ilişkin 5 saatlik kısmın kesildiği ortaya çıkmıştı. Eksik görüntülerle ilgili bugüne kadar bir işlem yapılmadı. Davanın tek tutuklu sanığı, 103 kişinin yaşamını yitirdiği Ankara Katliamının da sanığı olan Yakup Şahin, hiçbir duruşmaya getirilmedi. Canlı Bomba Abdurrahman Alagöz’e katliam öncesi kimlik kontrolü yapan Suruç Emniyeti neden işlem yapmadığı araştırılsın.
*Birbiriyle bağlantılı olan Diyarbakır, Ankara ve Suruç katliamları başta olmak üzere IŞİD katliamları dosyaları birleştirilsin.
Açıklamanın sonunda katledilen 33 kişinin isminin okunarak, “Yaşıyor” denildi, ardından sessiz oturma eylemine geçildi. Ancak aileleri ablukaya alan polis, dağılmak üzere olan kitleye saldırarak çok sayıda kişiyi ters kelepçeyle gözaltına aldı.
Süreyya Operası önünde basın açıklaması yapacaklarını duyuran Gençlik Örgütlerinin eylemi ise keyfi olarak yasaklandı. Bunun üzerine, aralarında DÖB’lü öğrencilerin de bulunduğu Gençlik Örgütleri, Kadıköy’de Ayrılık Çeşmesi’nden başlayarak Kadıköy Rıhtım’a, oradan da Süreyya Operası önüne yürüdü. Kadıköy’ün cadde ve sokaklarında yapılan bu yürüyüşün her adımında polis gençlere saldırarak işkence ile gözaltına aldı. Ancak dağılmamakta ısrar eden gençler, Süreyya Operası önüne kadar ısrarlı yürüyüşünü sürdürdü, her fırsatta sloganlar ve ajitasyon konuşmaları ile katliamı, yaşanan polis saldırısını protesto etti.
Gözaltına alınanların tamamının Vatan Caddesi’ndeki Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldükleri öğrenildi.