Kapitalist sistemde yaşıyorsanız her an her şey olabiliyor. Kısa sürede dünyaya yayılan ve can almaya devam eden korkunç bir virüs...

Eğitime verilen ara, dükkanları kapatmaya başlayan esnaflar, boşalan sokaklar, buram buram gelen kolonya kokuları ve akıllara takılan binlerce soru... Peki şimdi ne olacak, bu virüsten nasıl kurtulacağız, çalışmak zorunda olan insanlar ne yapacak? Eğitim sisteminde ortaya çıkan aksaklıklar nasıl giderilecek? Öğrenciler birçok sorunla karşı karşıya kalmış durumda.

Üniversite son sınıf öğrencisiyim ve bu sene formasyon eğitimi almaya başladım. Edebiyat, Psikoloji, Kimya, Coğrafya ve daha birçok bölümde okuyan öğrenciler öğretmenlik yapabilmek için formasyon eğitimi alıyor. Formasyon eğitimi için ise ödeme yapmak zorunda kalıyor. Bu dönem liselerde staj yapmamız gerekiyor, fakat ortaya çıkan salgından kaynaklı formasyon eğitimine devam edemedik. Yani bir dönem boyunca sürdürdüğümüz, emek sarf ettiğimiz, bin bir zorlukla ödeme yaptığımız formasyon eğitimimiz yarıda kaldı. Eğitime internet ve TV üzerinden verilen uzaktan eğitimle devam etmeye başladık.

Bilgisayarı, telefonu ya da internet erişimi olmayan öğrenciler için bilgisayar temin etmek yerine, kayıt dondurma ve gelecek seneden devam etme gibi bir tercih sunuldu. Maddi imkansızlıklar içinde okulunu bitirmeye çalışan öğrenciler büyük bir mağduriyet içerisinde. Dinci gerici faşist eğitime, ders aralarında gösterilen kafa kesme görüntüleri, Adnan Menderes'in idamı ve söylenen ilahilerle uzaktan eğitim dersleriyle bir kez daha tanık olduk. Bununla birlikte karantina yurdu olarak kullanıldığı için öğrenciler kişisel eşyalarını bile alamadı. Okulu bittikten sonra ne iş yapacağım kaygısı içinde yaşayan insanlar daha okul bitmeden bir sürü sıkıntının içinde buldu kendini.

Hastanelerde çalışan doktorlar, hemşireler ya da temizlik işçileri günlerinin büyük bir çoğunluğunu hastanede geçirmek zorunda kalıyor. Daha büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olan sağlık emekçilerinin ölüm haberlerini duyuyoruz. Kapitalizm öyle bir hastalıktır ki insanları iyileştirmek, canlarını kurtarmak isterken kendi canınızdan olursunuz.

Yaşanan tüm bu sıkıntılara karşı bizlere söylenen tek şey ise evde kalın demek oldu. Evet korunaklı evlerinde ve saraylarında lüks bir hayat sürenler için evde kalın demesi oldukça kolaydı. Fakat ailesini asgari ücretle geçindirmeye çalışan, günü kurtararak yaşayan, çalışmazsa aç kalan, sokakta yaşayan insanlar için oldukça zor. Uzaktan eğitim için çocuğuna tablet ya da bilgisayar alamayan bir baba için oldukça zor. İnternet erişiminin olmadığı bir yerde yaşayan insanlar için oldukça zor.

Bu durum bizleri şaşırtmıyor tabiki. Kapitalist sistemler ne eğitim ne de sağlık sisteminde ortaya çıkan sorunların derinine inemediği için köklü çözümler üretemez. Ki köklü çözümler üretmelerini beklemiyoruz. Kendi çıkarları için milyarlarca doları gözden çıkarırkem emekçiler için göstermelik önlemler alırlar.

Evet salgın, deprem, hastalık vs. durumunda kimlerin zor durumda kaldığını bir kez daha görmüş olduk. Dünyayı sırtında taşıyanlar, emeğini satarak geçinmek zorunda olanlar: İşçiler, emekçiler, yoksullar... Yoksul ailelerin çocukları. Bizi geleceksizliğe sürükleyen bir sistem var. Fakat tam olarak gelecek biziz. Öğrenci gençlik, işçi sınıfı, ezilen kadınlar...

Bizi açlığa, yoksulluğa, geleceksizliğe mahkum etmeye çalışan bu sisteme karşı tek yumruk olmanın zamanı!

İnsanlık dışı bu sistemi yıkıp emeğin iktidarını kurmadığımız sürece her gün biraz daha öleceğiz.

Gelecek bizleriz ve geleceğimizi kendi ellerimizle inşa edeceğiz. Sınıfsız, sömürüsüz, hastalıksız, eşit ve özgür bir dünya !

SARYA