İki gündür yemekhane zamları ve tek öğün uygulamasına karşı eylemde olan İstanbul Üniversitesi öğrencileri, bugün de eylemdeydi.
Sabah saat 11.00’de yemekhane önünde toplanan öğrenciler, yemekhanenin açılmasıyla birlikte alkış ve sloganlarla içeri girerek ses çıkarma eylemi yaptı. Ajitasyonlarla birlikte öğrenciler saat 12.00’de Beyazıt Ana Kapı önünde gerçekleşecek olan basın açıklaması ve açık kürsüye davet edildi.
Ses çıkarma eyleminden sonra yemekhaneden çıkılıp Ana Kapı’ya doğru yürüyüşe geçildi. Coşkuyla, sloganlar ve alkışlarla ana kapı önüne gelindi. “Mahmut Baksana Kaç Kişiyiz Saysana”, “Yaşasın Öğrenci Dayanışması”, “Sermaye Defol Üniversiteler Bizimdir”, “Burası Üniversite İşletme Değil”, “Yemekhane Hakkımız Engellenemez” sloganları sık sık atıldı.
Ana Kapı önünde önce basın açıklaması okundu. İndirimli yemek hakkının tek öğüne indirilmesine karşılık hiçbir geliri olmayan, krizle, geçim derdiyle, kredi borçlarıyla boğuşan öğrencilerin bu uygulamayı kabul etmeyeceği söylendi; kamu kurumlarının kar elde etme yeri olmadığı vurgulandı.
Bir gün önce Rektörlüğe dilekçe vermek isteyen öğrencilerin kendi okullarına girerken özel güvenlik engeliyle ve polisin saldırısıyla karşı karşıya kaldığı anlatıldı. Günde üç öğün indirimli yemek hakkı talebi yerine getirilmezse, mücadelenin sonuna kadar götürüleceği söylenerek basın açıklaması noktalandı.
Sonrasında açık kürsüye geçildi, İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin yanı sıra Marmara Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Mimar Sinan Üniversitesi, Özyeğin Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa’dan öğrenciler de eyleme destek vererek açık kürsüde söz aldı.
Genel olarak yemekhane zamları ve tek öğün uygulaması geri çekilmez ve öğrencilerin talepleri yerine getirilmezse mücadelenin sürdürüleceği, eylemlere devam edileceği ve ikinci döneme güçlü bir boykot örüleceği söylendi.
Açık kürsüde söz alan bir DÖB’lü, rektörlüğe dilekçe vermek isteyen öğrencilere polisin saldırmasının, öğrencilerin örgütlü gücünden nasıl korktuklarının bir göstergesi olduğunu ve bunun kapitalizmin varlık yokluk savaşının bir parçası olduğunu söyledi. Kaçınılmaz krizlerinin önünü alabilmek için öğrencileri geleceksizliğe, işsizliğe, intiharlara sürükleyen sermayenin şimdi de öğrencileri aç bırakarak, ikinci öğünü on sekiz liraya çıkararak, yemekhane işçilerini işten atarak karına kar katmak istediğini söyledi. İlerici demokrat hocaları üniversitelerden ihraç edenlerin de, her türlü hak arayışında öğrencileri bu meydanda işkenceyle göz altına alanların da yine onlar olduğunu anlattı. Tüm dünyada, Şili’de, Ekvador’da gençliğin ayaklanmacı ruhundan, cüretinden, yaratıcılığından, antikapitalist mücadelesinden öğrenilecek çok şeyin olduğunu vurguladı. Bugünkü sorunun yalnızca yemekhane sorunu olmadığını ve yalnızca İstanbul Üniversitesinin sorunu olmadığını anlattı ve bu sorun temelinde oluşan örgütlü gücün özerk demokratik bir üniversite için mücadeleye büyümesi gerektiğini söyledi. Bundan sonraki süreçte forumlarda, eylemlerde, boykotta uzlaşmaz bir tavır içinde olunduğu takdirde öğrencilerin kazanacağını sermayenin kendisinin de bildiğini ve azgınca saldırılarının bundan kaynaklandığını söyledi “Çünkü açlık çoğunluktadır / ve ezecektir gücüyle dünyayı” diyerek sözünü bitirdi.
Açık kürsünün ardından yeni döneme girerken başlanan boykotun büyüyüp güçlenmesi için yine bir araya gelineceği duyuruldu. Sloganlar ve alkışlarla eylem sonlandırıldı.