< "Şimdi Birleşme ve Harekete Geçme Zamanı"

Limter İş Sendikası, Tuzla tersaneler bölgesinde eylem yaparak 20 günde 4 iş cinayeti yaşandığını belirterek iş cinayetlerinin ancak işçilerin örgütlü mücadelesiyle önlenebileceğini vurguladı. Tersane işçilerine sendikalı olma ve mücadele etme çağrısı yapıldı.

DİSK'e bağlı Limter İş Sendikası, Tuzla Tersaneler Bölgesinde eylem yaparak ard arda yaşanan iş cinayetlerini protesto etti.

"Desan, Ada, Pendik, Dentaş Tersanelerinde 20 Günde 4 İş Cinayeti! Hesabı Sorulacak!" yazılı pankart açılan eylemde "Çalışırken Ölmek İstemiyoruz", "Kaza Kader Değil Cinayet", "İşçiler Birleşin Ölümleri Durdurun" sloganları atıldı. Eylemde konuşan Limter İş Sendikası Genel Başkanı Kanber Saygılı "Patronların kar hırsı, taşeronluk sistemi ve örgütsüzlüğümüz canımızı almaya devam ediyor" diyerek sözlerine başladı. İSİG önlemleri alınmadığı için yüzlerce işçiyi iş cinayetlerinde yitirdiklerini, tersanelerde son 20 gün içinde 4 tersane işçisinin katledildiğini hatırlattı.

 

"İş Cinayetleri, Meslek Hastalıkları Kaderimiz Değildir"

Türkiye'nin işçi ölümlerinde Avrupa’da birinci dünyada üçüncü sırada yer aldığını belirten Saygılı "İşçi cinayetleri, meslek hastalığı asla kaderimiz değildir.

Patronlar ve taşeronlar İş Güvenliği tedbirlerini maliyeti arttıran gereksiz masraf olarak gördüklerinden dolayı iş cinayetlerine kurban gidiyoruz" dedi.

 

"Zamana Yayılmış Ölüm Olan Meslek Hastalıklarında Kayda Bile Geçmiyoruz"

Çalışma yaşamı mayınlı tarla olmaya devam ettiğni söyleyen Saygılı.Kolumuz kopmuş, bacağımız kırılmış, gözümüze çapak girmiş, gözümüz kör olmuş, zamana yayılmış ölüm anlamına gelen meslek hastalığına yakalanmışız, kayda dahi geçmiyoruz. Ancak iş cinayetine kurban gittiğimizde oda kamuoyuna yansıdığı oranda kayıt altına alınıyoruz" dedi.

 

"Sanki Çalışmaya Değil Savaşa Gidiyoruz"

Öncesi bir yana son 21 yılda patronların azami kar hırsına 30 binden fazla işçinin yaşamını is cinayetinde kaybettiğini belirten Saygılı, "Bu bir savaş bilançosudur. Sanki işe, çalışmaya değil de savaşa gidiyoruz" diye konuştu.

 

İşçi Ölüm Ve Yaralamalarından Patronlar Ve Denetlemeyenler Ve Devlet Sorumludur"

Saygılı konuşmasının devamında Saygılı"Yaşadığımız işçi ölümlerinden, yaralanmalardan ve meslek hastalıklarından, birinci derecede patronlar sorumludur. Gerekli denetimi yapmayan ve tersane patronları üzerinde hiçbir yaptırım yetkisini kullanmayan, taşeronluk sistemini meşrulaştıran siyasal iktidar sorumludur.

 

"Patronların Aklanmasına Müsaade Etmeyeceğiz"

"Onca işçi cinayetine rağmen işçi cinayetlerinin birinci derecede sorumlusu olan patronları tutuklayıp, yargılamayan ve de ölüme sebebiyetten cezalandırmayan yargı sorumlur. Suçun işçilerin üzerine yıkılmasın, patronların aklanmasına müsaade etmeyeceğiz"dedi Sendikamız ve emekçi kamuoyu bu katliamın mühendis ya da İSİG den sorumlu arkadaşlarımızın üzerine yıkılmasına ve patronların aklanmasına asla müsaade etmeyecektir.

 

"İSİG Patronların, İktidarın Siyasallaşmış Yargının İnsafına Bırakılamaz"

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinin asla ve asla patronların, siyasi iktidarın ve patronlaşmış, siyasallaşmış yargının vicdanına bırakılamayacağınj vurgulayan Saygılı, taleplerini

"* Taşeronluk sistemi yasaklansın,

* Sendikalaşmanın önündeki engeller kaldırılsın, sendika düşmanlığına son verilsin.

* İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği için, Üniversitlerden, meslek odalarından, barodan, sendikalardan, öncü işçilerden oluşacak inceleme, araştırma ve yaptırım yetkisi olan bir komisyonun kurulsun" diyerek özetledi.

 

"Tek Çare Omuz Omuza Mücadele Etmek"

İSİG önlemlerinin alınmadığını, İşçilerin sigortalarımızın dahi aldıkları ücret üzerinden yatırılmadığını yetkililerin bilmezden geldiğine dikkat çeken Saygılı "Özcesi iş başa düştü. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Başka çaremiz yok. Tek çaremiz var, o da birleşmekten, dayanışmaktan, omuz omuza vererek mücadele etmekten ve tersane patronlarının kapısına dayanmaktan geçiyor" dedi.

İş cinayetlerine, güvencesizliğe, hak gasplarına karşı güçlü bir mücadele için sendikalı olma çağrısı yapan Saygılı "Güçlerimizi birleştirip insanca çalışma ve yaşama koşullarını sağlayabiliriz. Başka yolu yok, başka çaresi de yoktur. Çare biziz" diyerek sözlerini tamamladı. Tersane işçileri eylemi sloganlarla sonlandırdı.