SES Bakırköy Şubesi üyesi sağlık emekçileri, Bakırköy Dr. Mazhar Osman Ruh Ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, Bakırköy Sadi Konuk Hastanesi ve Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi ve diğer hastanelerin yerinde yenilenmesi talebiyle Sadi Konuk Hastanesi önündeki sağlık anıtı önünde eylem yaptı.
6 Şubat depreminin ardından İstanbul'da olası depreme karşı kamu binalarının ve hastanelerin taşınmasına ilişkin kararların ardından hekimler, sağlık emekçileri ve sağlık meslek örgütlerinin hastanelerin taşınmasına ilişkin tepkileri devam ediyor.
Bugün SES Bakırköy Şubesi üyesi sağlık emekçileri, Bakırköy Dr. Mazhar Osman Ruh Ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, Bakırköy Sadi Konuk Hastanesi ve Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi ve diğer hastanelerin yerinde yenilenmesi talebiyle Sadi Konuk Hastanesi önündeki sağlık anıtı önünde eylem yaptı.
Eyleme İstanbul Tabip Odası, Bakırköy Kent Savunması ve sağlık emekçilerinin toplandığını gören Bakırköylüler de katılarak destek verdi.
"Deprem Bir Doğa Olayı Onu Felakete Çeviren İktidarlardır"
İstanbul Tabip Odası adına Osman Öztürk 6 Şubat depreminde yaşamlarını yitirenleri anarak başladığı konuşmasında Türkiye'nin deprem kuşağında olduğunu ve bu depremlerin olacağının bilindiğini, depremin bir doğa olayı olduğunu fakat onu felakete dönüştürenin siyasi iktidarlar olduğunu vurguladı.
"Rant Ve İhale Peşinde Koşmaktan Depremi Düşünmemişler"
Öztürk "1999 Marmara depreminden beri İstanbul depremini konuşuyoruz fakat 6 Şubat'ta gördük ki, bu ülkeyi yönetenler, Sağlık Bakanlığı'nı, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü'nü yönetenler bu konuda hiçbir şey yapmamışlar. Yıllardır liyakatsizlik, kadrolaşma, partizanlık, rant ve ihale peşinde koşmaktan deprem akıllarına bile gelmemiş. Ve bugün 6 Şubat depreminin ardından bir telaşla her gün değişen kararları izliyoruz. Bir nevi hastane borsası kurulmuş vaziyette." dedi.
"Hastaneleri Oradan Oraya Taşıyarak Sağlık Hizmeti Verilemez"
Hastaneler için taşınma kararları alındığını ve bu yer değişikliği konusundaki kararların da sık sık değiştiğini takip edemez hale geldiklerini belirten Öztürk, bu şekilde sağlık hizmeti verilemeyeceğini vurguladı.
"İnsanları Göç Ettirmek Yerine Programlı Bir Çözüm Gerekiyor"
"İnsanları her gün oradan oraya göç ettirerek birlikte masaya oturup düzenli, sistemli programlı bir hat çıkarmanız gerekiyor Bu koşulda tabii ki sağlık çalışanı olarak bu zorlukları biz göğüsleriz Ama bu şekilde göğüsleyemeyiz" diyen Öztürk iktidar bu çağrıyı duyarla sağlık emekçileri olarak çözümün parçası olacaklarını ifade etti.
"Sağlık Emekçileri Tüketilerek Hizmet Vermemiz Engelleniyor"
SES Bakırköy Şubd Başkanı Hatip Şengül, "Yaklaşık üç yıldır alkışlarla başlayan süreçte ve bugün alınan kararlarla fiziksel ve psikolojik olarak iş yükümüz artıyor ve günden güne yıpratıyoruz. Bizi gerçekten yoruyorlar, gerçekten tüketiyorlar. Sağlıklı hizmet vermemizi engelliyorlar. Bu yapılanlar bize alanlara çıkmaktan başka çare bırakmıyor dedi.
"Tepeden İnme Kararlar Kaosa Neden Oluyor"
Kararların emek ve meslek örgütleriyle birlikte verilmesi gerektiğini belirten Şengül, "Bu tür kararlar alınırken bir konsensüs oluşturularak ve komisyon kurularak, çalışanlarla, meslek örgütleri, yöneticiler ve idarecilerle kararların alınması gerektiğini belirten Şengül, fakat iktidarın tepeden inme şekilde kararlarla uygulamalar yaptığını ve hastanelerde kaosa neden olduğunu vurguladı.
"Hemşire Ekibini Düşünecek Bilinçteyken Sağlık Bakanlığı Düşünmüyor"
Covid-19 sürecinde Sadi Konuk Hastanesi'nde çalışan Fadime adlı bir hemşirenin ekibinin sağlığını korumak için kendi imkanlarıyla işyerine çamaşır makinesi alarak ayrı çamaşır yıkanmasını ve hijyeni sağlamaya çalıştığını aktaran Şengül, "Ekibindeki arkadaşlarının sağlığını korumak için imkanlarını seferber eden Fadime hemşire evinde ölü bulundu. Fadime arkadaşımız ekibinin sağlığını korudu. Ama Sağlık Bakanlığı bir hemşirenin sağlığını koruyamadı. Bir hemşire bu kadar bilinçliyken, Sağlık Bakanlığı nasıl böyle önemli konularda böylesine kararlar alabiliyor. Nasıl sağlıkçıları hiç düşünmeden kararlar veriyor. Gerçekten bu bir akıl tutulmasıdır" dedi.
"Pandeminin Yükünü Taşıyanları Alkışlarla Yerlerinden Ediyorlar"
Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi'nin 45 günde kurulduğunu, genç sağlık emekçisinin göreve başlatıldığını aktaran Şengül "45 günde lojmanı yapıldı. Sağlıkçılar daha tam organize olamadan Covid-19 başladı. Ve kimsenin sokağa çıkamadığı pandemi döneminde o gencecik arkadaşlarımız bütün yükü omuzladı. O gün alkışlarla karşladıkları arkadaşlarımızı bugün neredeyse alkışlar eşliğinde yerlerinden ediyorlar" dedi.
"Acil Servislere Koşacak Sağlıkçı Bulamayacaksınız"
Yine bir depremle veya başka bir afetle karşılaşılabileceğini belirten Şengül o gün acil servislere koşacak olan bu genç arkadaşlarımızdır. Bu kararlar geri alınmazsa bu acil servislere koşacak hekim, sağlık emekçisi bulamazsınız" dedi.
"Yüz Yıllık Kültürü Yok Ederseniz Hastalar Gidecek Hastane Bulamaz"
Bakırköy Dr Mazhar Osman Ruh Ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nin ise yüz yıllık tarihî bulunduğunu, sadece İstanbul değil bütün ülkeye hizmet verdiğini vurgulayan Şengül "Bakırköy ülkenin nöropsikiyatri hastanesidir. Bu hastanelerin kurumsal yapısını, tarhini, kültürünü bozarak bir yerlere taşırsanız bu ülkede ciddi anlamda sorun olacak. İstanbul ve çevre illerden bu hastaneye gelecek hastalar tedavi olacak yer bulamayacaklar" dedi. Bakırköy RSHH'nin bir çok hekim ve bilim insanı yetiştirdiğini hatırlatan Şengül, hastanede çalışan sağlık emekçilerinin uzun tedavi gören hastaları tanıdıklarını, ihtiyaçlarını, ailelerini bildiklerini ve böyle bir kültür oluşturduklarını söyleyerek hastanenin taşıması halinde tüm bu tarihin kültürün ve imkanların yok edileceğini vurguladı.
"Hastanelerin Yerine AVM Rezidans Yapılmayacağının Garantisi Yok"
"İstanbul Üniversitesi Çapa ve Tıp Fakültesi Hastaneleri için 1999 yılında herhangi bir önlem alamayanlar, bugün olası depremin faturasını daha o tarihte doğmamış olan Murat Dilmener Hastanesi'nde çalışanlara çıkaramazlar" diyen Şengül bu hastaneler taşındığında yerine AVM, rezidans yapılmayacağının garantisinin olmadığını vurguladı.
"İstanbul'da Sağlık Sistemi Felç Olacak₺
Cerrahpaşa ve Çapanın da yapısı bozulduğunda hastaların doktorlarını bulamayacaklarını, hekimlerin ise gerekli sağlık hizmeti veremeyeceklerini belirten Şengül, "Hastanelerin tüm düzeni bozulacak ve İstanbul'da sağlık sistemi en az bir yıl boyunca tamamen felç olacak" dedi.
"Hastanelerimiz İçin Birlikte Mücadele Edelim"
Bakırköy ve İstanbul halkına da seslenen Şengül, "Bu sadece sendikamızın, İstanbul Tabip Odası'nın, sağlık emekçilerinin sorunu değildir. Sağlık hizmeti alacak olan halkımızın da sorunudur" diyerek emekçilerin de bölgelerindeki hastanelerin taşınmaması, yerinde yenilenmesi konusunda sağlık emekçileriyle birlikte mücadele etmesi çağrısında bulundu.
Basın açıklamasını okuyan SES Bakırköy İşyeri Temsilcisi Nuran Güngör, hastanelerimizin taşınmasına yönelik dördüncü kez basın açıklaması yaptıklarını belirterek depremin ardından İstanbul'da başta kamu hastaneleri olmak üzere olası deprem ihtimaline karşı bir dizi önlemler alınmaya başlandığını söyledi.
"Sağlık Emekçileri Kaygı İçinde"
Bu önlemler kapsamında Sağlık Bakanı'nın açıklama ile hastanelerin birleştirileceğini taşınacağını öğrendiklerini, sordukları soruların yanıtsız kaldığını ifade eden Güngör, uygulanması zor ve karmaşa yaratacak taşınma planlarının sağlık çalışanları ve yöneticileri gözardı eden karaları nedeniyle hastanelerde çalışan sağlık emekçilerinin "Bizi ne zaman nereye gönderecekler? Yarın ne olacak?" kaygısı içinde olduklarını söyledi.
"Şehrin Nefes Alıp Vediği Anıt Hastane"
Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin 100 yıllık geçmişiyle yetiştirdiği binlerce hekim ile, 1999 yılındaki Marmara depreminde bu bölgeye ev sahipliği yapmış olduğunu hatırlatan Güngör, "Şehrin ve bu ilçenin nefes alıp verdiği, bir anıt hastane olup binlerce hastaya hizmet vermektedir" dedi.
"Hastaneler Yerinde Yenilensin Çalışanlar Lojmanlarında Kalsın"
Bakırköy Dr. Sadi Konuk EAH'nin ise bölgeye tüm branşlarıyla hizmet verip ve İstanbul Avrupa yakasını rahatlatan bir kurum olduğunu, binlerce hekim ve hemşire yetiştirdiğini vurgulayan Güngör "Özellikle Pandemi döneminde kendi bünyesindeki Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi'nde çalışanlarıyla rotasyonlu bir şekilde üst düzey bir sağlık hizmeti sunmuştur. Yaklaşık 300'e yakın konteynır lojmanlarında sağlık emekçilerini barındırmaktadır. Beklenen İstanbul depreminde acil sağlık hizmeti vermesinde çok etkili olacaktır. Bu durum önemlidir, sağlık çalışanları lojmanlarından hiçbir şekilde çıkarılmamalıdır" dedi.
"Çalışanların Özgül Koşulları Düşünülmeli"
Olası bir deprem ihtimaline karşı hastanelerin yenilenmesi ya da güçlendirilmesi gerektiğini Fakat bir hastaneyi başka bir yere taşıyarak değil yerinde yapılması gerektiğini belirten Güngör "Bizlerin kurduğumuz düzenler yaşamımız ve özgül koşullarımız göz ardı edilmemeli. Çalışan herkes, evini, çocuğunun kreşini ve okulunu, çalıştığı hastaneye göre planlamıştır. Hepimizin yaşamlarını doğrudan etkileyerek bu kararlar alınırken; Alan gözlemleri, fiziki koşullar göz önüne alınmalıdır" dedi.
"Can Güvenliğimizi Önceleyen Kararlar Alınmalı"
"Yerinde yapılanma için halkın ve sağlık çalışanlarının can güvenliğini önceleyen bir irade, gerektiğini bu irade ve niyeti gösteren her yönetim bizi yanında yerimizden etmek isteyen her yönetim ise, sağlık emekçileri ve tüm halkı karşısında bulacaktır" diyen Güngör, hastaneler ile ilgili alınan kararların gözden geçirilerek çalışanların bu konuda söz sahibi olması gerektiğini vurguladı.
Güngör sözlerini "Evet, hastanelerimiz güçlendirilsin, hastanelerimiz yenilensin, Ama yerinde yenilensin! Yerimizden olmak istemiyoruz, yerinde yenilenme istiyoruz" diyerek tamamladı.
SES Bakırköy Şubesi üyesi sağlık emekçileri ve destek verenler eylemi "Hastanemizden Gitmek İstemiyoruz", "Göçebe Değil Ev Sahibiyiz" sloganlarıyla sonlandırdı.