< < Eroğlu Ailesi: "İş Cinayetlerine Davetiye Çıkaran Bu Kararı Kabul Etmiyoruz"

31 Ekim 2013′te, Esenyurt Özel Doğa Hastanesi’nde tabela takarken yüksek gerilime kapılarak yaşamını yitiren 17 yaşındaki Eren Eroğlu davasının 21. duruşması bugün Bakırköy Adliyesi'nde görüldü. Davada iş cinayetinden sorumlu olanlara en alt sınırdan ceza verilmesine isyan eden Eroğlu ailesi bu kararın iş cinayetlerine davetiye çıkarmak anlamına geldiğini belirterek kararı kabul etmediklerini belirtti.

İSTANBUL - Esenyurt Özel Doğa Hastanesi'nde tabela takarken yüksek gerilime kapılarak 31 Ekim 2013'te yaşamını yitiren 17 yaşındaki Eren Eroğlu'nun iş cinayetinde yaşamını yitirmesinden sorumlu olanların yargılandığı davanın 21. duruşması bugün Bakırköy 3.Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

Dört yıldır devam eden davada 6 mahkeme başkanı, 16 üye, 6 savcı değişti. İlk mütalaayı veren savcı bir celse duruşmaya girdi. 2. mütalaayı veren  savcı sadece bir duruşmaya girdi, ilk mütalaayı tekrar etti.

Bugün 21. duruşması görülen Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar katılmazken, Eren Eroğlu'nun babası Erdinç ve annesi Nezahat Eroğlu ile tarafların avukatları katıldı.

Duruşmada söz verilen Erdinç Eroğlu, yaklaşık 5 yıldır davanın devam ettiğini, 17 yaşındaki oğlunun işçi olduğunu, bu olayda hayatını kaybettiğini anlattı.

Eroğlu, olayda taksiri aşan bir durumun olduğunu, oğlunun çalışmaması gereken bir yere gönderildiğini, iş yerinde işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanmadığını belirterek, sorumluluların cezalandırılmasını istedi.

Ailenin avukatları da sanıkların cezalandırılmasını talep etti. Sanıkların avukatları ise müvekkillerinin beraatini istedi.

Kararını açıklayan mahkeme, sanıklar Esenyurt Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürü Faruk Dedeoğulları, dijital baskı merkezi ve reklam hizmetleri şirketinin ortakları sanıklar Feridun Taktak ve Pınar Öz'ün "taksirle öldürme" suçundan cezalandırılmaları istemiyle dava açılsa da sanıkların olayda taksirlerinin bulunmadığından beraatlerine karar verdi.

Şirketin mesul müdürü Sanık Erol Mutlu'nun taksirle bir kişinin ölümüne bir kişinin de yaralanmasına yol açtığı sabit olduğundan uğranılan mağduriyet ve belirlenen kusur durumuna göre asli derecede kusurlu olmasını nazara alan mahkeme, sanığın 4 yıl hapse mahkum ederek, duruşmadaki iyi halinden dolayı cezasını 3 yıl 4 aya indirdi.

Mahkeme, sanıklar Esenyurt Belediyesi Başkan Yardımcısı Mustafa Akboğa, Ustabaşı Emin Telbisoğlu ve hastane işletme müdürü Ulucan Köse'nin de taksirle bir kişinin ölümüne bir kişinin de yaralanmasına yol açtığı sabit olduğundan uğranılan mağduriyet ve belirlenen kusur durumuna göre tali derecede kusurlu olmalarını nazara alarak, sanıkları ayrı ayrı 3 yıl hapis cezasına çarptırıp duruşmalardaki iyi hallerinden dolayı cezalarını 2 yıl 6 ay hapse düşürdü.

Duruşmadan sonra Adalet Arayan İşçi Aileleri olarak Bakırköy Adliyesi önünde davaya ilişkin basın açıklaması yapıldı.

İlk olarak konuşan Av. Eray Yucak, “Mahkeme esas olarak Esenyurt Belediyesi’ni olayda sorumlu bulmuştur. TEİAŞ’ın yıllarca yazı yazmasına rağmen yüksek gerilimin altında kaçak ve ruhsatsız biçimde bina yapımını engellemediği için, önlem almadığı için, Esenyurt Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Akboğa’ya ceza vermiştir. Özel Doğa Hastanesi Müdürü’ne tabela takmaya gelen işçilere işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri alınmadan yüksek gerilim hattının bulunduğu bölgeye çıkmasına izin vermesi nedeniyle ceza vermiştir. İl Sağlık Müdürlüğü yetkilileri hakkında soruşturma devam ediyor. Bu binanın yapıldığı tarihteki Belediye Başkanı Gürbüz Çapan’dır. Bu binaya ruhsat veren, o zamanki Belediye Başkanı dahil olmak üzere bütün sorumlular yargılanması gereken sanıklardır. Bu yargılamaların gerçekleştirilmesi ve bu kişilerin de sanık olması için yapılan müracaatların sonuçlanmasını bekliyoruz. Anayasa mahkemesine bir başvuru vardır. Mevcut karar için önce istinafa gidilecektir. Sonuç alınamazsa Yargıtay’a başvurulacaktır. Temyiz edilecektir" dedi. İş cinayetinden sorumlu olan sanıklar hakkında verilen cezalara ilişkin mahkeme kararını okudu.

Eren Eroğlu'nun babası Erdinç Eroğlu, bütün sorumlular ve kusurlar belli olduğu halde sanıklara en alt sınırdan ceza verildiğini ifade ederek, "3. Ağır Ceza Mahkemesi vicdansız bir heyet. Sorumlular belli olduğu halde, kusurlar belli olduğu halde sanıklara en alt sınırdan ceza vererek bu davayı katletmiştir. Bu dava süreci, bu yargılama zaten etkin olmadı. Beş yıldır adalet mücadelesi veriyoruz. Beş yılda defalarca heyet değişti. Defalarca mahkeme başkanı değişti. Tüm bunlara rağmen, bütün bilirkişi raporlarına rağmen, İl Teftiş Kurulu raporlarına rağmen, sorumlular belliyken, dört-beş bilirkişi raporunda belediyeye kusur atfedilmişken, Erol Mutlu’ya, oğlumun çalıştığı firmaya kusur atfedilmişken en alt sınırdan ceza verilmesinde bir kasıt arıyoruz. Bu kararı hiçbir şekilde tanımıyoruz! Böyle hâkimler, böyle mahkemeler olduğu sürece iş cinayetleri artarak devam edecektir. Geçtiğimiz yıl iş cinayetlerinde en az 1923 kişi öldü. Bu hâkimler sayesinde önümüzdeki yıl 2923 kişi ölür. Kızgınlığımız çok. Bu ülkede adalet olmadığını, adaletin bağımsız olmadığını bu mahkeme kararıyla anladık" dedi.

Eren Eroğlu'nun annesi Nezahat Eroğlu ise çok üzgün olduğunu ve konuşmakta zorlandığını belirterek, "Bir çocuk, bir can gitmiş, bu olmamalıydı. Verilen ceza 2 sene olmamalıydı. Benim oğlum orada çürürken, onların burada gezmeleri, çıkmaları beni çok rahatsız ediyor. Buna hangi anne baba dayanabilir, sizler de bir düşünün. Bu kararı tanımıyoruz" dedi.

Avukat Berrin Demir ise bu olayda gerekli yargılamanın yapılmadığını ve sorumlulardan bir kısmı hakkında beraat kararı verilirken, cezaların ise en alt sınırdan verilmesinin adil bir yargılama olmadığını ifade etti.

Demir: “Beş yıldır süren davanın bugün en nihayet kararı çıktı. Etkin bir yargılama yapılamadı. Bu davada 7 kere savcı, 7 kere başkan, 18 kere mahkeme üyesi değişti. Sesimiz, gücümüz yettiği kadar her yeni gelen heyete, her gelen savcıya kimin sanık, kimin tanık olduğunu tekrar tekrar anlatmak zorunda kaldık. Hak ihlalleri, yasa ihlalleri o kadar açıktı ki. Tekrar tekrar anlatarak etkin bir yargılama yapılmasını sağlamaya çalıştık. Neredeyse her duruşmada tüm heyetin değişmesi nedeniyle maalesef etkin bir yargılama yapılması mümkün olamıyor. Bugün aldığımız kararı Erdinç Bey’in de söylediği gibi tanımıyoruz. Verilebilecek en kötü kararlardan biri verildi.”

Diğer yandan Esenyurt Beledeyesi yetkilileri hakkında zorlu bir çabanın sonunda yargılamanın sağlanabildiğini ifade eden Demir, olayda sorumluluğu bulunan ama dosyada sanık olarak yer almayan sorumlular hakkında da gerekli hukuki süreci yürüttüklerini en azından bir dava aşamasına getirebildiklerini belirtti.

 

İddianame

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, şüpheliler Feridun Taktak, Pınar Öz ve Erol Mutlu'nun dijital baskı merkezi ve reklam hizmetleri şirketinin ortakları olduğu, Emin Telbisoğlu'nun da bu şirkette ustabaşı olarak çalıştığı belirtilerek, mağdur-müşteki Haydar Sakcı ile maktul Eren Eroğlu'nun şirkette işçi olarak görev yaptıkları, şüphelilerden Ulucan Köse'nin de olayın olduğu özel hastanede işletme müdürlüğü yaptığı anlatıldı.

Hastanenin tabelasındaki 2 harfin onarımı için şirketin arandığı, Sakcı ile Eroğlu'nun hiçbir güvenlik tedbiri alınmadan ve üzerinden yüksek gerilim hattı geçen hastanenin tabelasının olduğu yere alüminyum malzemeden yapılan merdiven ile çalışmaya mecbur bırakıldıkları aktarılan iddianamede, elektrik akımının atlama yapması sonucu her iki işçinin de akıma kapıldıkları, Eroğlu'nun hayatını kaybettiği, Sakcı'nın ise yaralandığı bildirildi.


İddianamede, sanıklar Emin Telbisoğlu, Feridun Taktak, Pınar Öz, Erol Mutlu ve Ulucan Köse hakkında ''taksirle ölüme ve yaralanmaya sebep olma'' suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istendi. 


Hazırlanan ikinci iddianamede, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'nca iki belediye görevlisi hakkında takipsizlik kararı verildiği, şikayetçiler Öz ve Mutlu'nun talebi üzerine Bakırköy 1. Sulh Ceza Hakimliği'nin 24 Aralık 2015'te itirazı kabul ederek, iki belediye görevlisi hakkında kovuşturma izni verdiği kaydedildi.


Mahkemenin kovuşturma izni vermesiyle kamu davası açılmasının zorunlu hale geldiği ifade edilen iddianamede, olay tarihinde şüpheliler Esenyurt Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Akboğa ve Esenyurt Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürü Faruk Dedeoğulları'nın da ''taksirle bir kişinin ölümü ve yaralanmasına neden olma'' suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.