Gazeteci Sedat Sur, "Kayyum atanan belediyede miyarlık 'din konferansı' vurgunu!" başlıklı haberi nedeniyle ceza aldı. Fakat haberin asılsız olduğuna dair kanıt ortaya konamadı.

Mardin Büyükşehir Belediyesi'ne kayyum atanmasının ardından kentte düzenlenen bir din konferansına ilişkin yolsuzluk iddialarını içeren bir haber yapan gazeteci Sedat Sur haberin asılsız olduğuna ilişkin bir kanıt ortaya konamazken yargılanıp ceza aldı.

2016 yılında “Kayyum atanan belediyede milyarlık ‘din konferansı’ vurgunu!” başlıklı bir haber yapa Sedat Sur'un haberine göre bu konferansa iktidarla yakınlığıyla tanınan Nihat Hatipoğlu çağrılmış ve burada 'el altında 400 bin TL kadar bir para verilmişti.

Sur hakkında bu haberinden dolayı 2017 yılındasoruşturma başlatıldı. Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı, ifadesine başvurduğu gazeteci hakkında “kayyumu hedef gösterme”, “hakaret”, “örgüt propagandası” suçlamasıyla iddianame hazırlandı.

İddianamenin kabul edilmesiyle Sur’a dava açılırken, yargılandığı davanın 9 Kasım’da görülen duruşmasında gazeteciye 11 ay 20 gün hapis cezası verildi.

Sur, 19 Kasım Pazartesi günü bu ceza dolayısıyla cezaevine girecek. Ceza 1 yılın altında olduğu için Sur’un tahliye edilmesi gerekiyor ancak evrakların ulaşması için gerekli süreyi cezaevinde geçirecek.

Sur’un durumu Türkiye’deki gazetecilerin karşı karşıya bulunduğu baskıları da gösteriyor. Sur, ceza aldığı haberin asılsız olduğuna ilişkin herhangi bir kanıt ve iddia bulunmadığına da dikkat çekti:

“Bir yolsuzluk yapılıyor. Ben de onu haberleştirdim. Kaynaklarım sağlamdı. Haberi tekzip edecek herhangi bir veri ya da kanıt sunulamadı hala. Ama bu haberle ilgili hakkımda soruşturma açıldı.

“Gazeteciyi haberden dolayı içeri atmak anti demokratik bir şey zaten ama bu aynı zamanda saçma da. Gazeteci haber yapar, eğer haberi yanlışsa bu tekzip edilir. Bizim haberimiz yalanlanabilmiş bir haber de değil. Toplum vicdanında bu haber karşılığını da bulmuş. Zaten haberi bunun için yapıyoruz. Doğru haber yapmak amacımız.”

Sur’a göre bu ceza ile gazetecilere, gazeteciler üzerinden de topluma “en küçük bir muhalefetin cezalandırılacağı” mesajı veriliyor.

Sur, “Yerel seçimler yaklaşıyor ve ‘Kayyum uygulamalarına ilişkin bir muhalefet olursa sizin de gideceğiniz yer cezaevidir’ demek istiyorlar” diyor.

Sur, Pazartesi günü cezaevine girecek. Ancak o kendisine verilen cezanın belki de ‘en hafifi’ olduğunu söyleyerek uzun zamandır cezaevinde tutulan gazetecilerin durumuna dikkat çekiyor:

“Birçok arkadaşımız yıllardır yatıyor. Zehra Doğan resim çizdiği, haber yaptığı için cezaevinde ve yüzlerce arkadaşımız da aynı durumda.

“Aslında zaten büyük bir cezaevindeyiz. Sadece bu cezaevinin havalandırması geniş, görüş saatleri esnek; ülke koca bir cezaevi. Burada asıl mesele cezaevine girecek olmam değil. Burada mesele insanların düşüncelerinden ya da yaptıkları haberlerden, eleştirilerden veya hiç şiddet içermeyen muhalefetinden dolayı hapishaneye giriyor olmaları. Mesele dışarıdaki hapishanenin aşılması. Cezevine girip çıkmam çok önemli değil. Bu yöntemlerle bir sonuç alınamaz.”