Sirkeci PTT Merkez binası restorasyonu sırasında iş cinayetinde hayatını kaybeden Restoratör Dilek Dayar için "Kaza değil cinayet" sloganıyla, sendikalar tarafından bir eylem düzenledi.
Dün Sirkeci PTT Merkez binası önünde düzenlenen eyleme Dilek Dayar’ın ailesi, HDP milletvekilleri, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve sendika yöneticileri, KESK Kültür Sanat Sen, Tüm Restoratörler ve Konservatörler Derneği, Kenan Güngördü ve çok sayıda siyasi parti temsilcileri katıldı. Üzerinde Dilek Dayar’ın fotoğrafının yer aldığı, “Dilek’in katili taşeron sistemi ve kâr hırsıdır”, “Dilek’i unutmayacağız, kaza değil, kader değil cinayet. Bu cinayetin takipçisi olacağız” pankartlarının açıldığı eylemde, “Artık ölmek istemiyoruz”, “Çalışırken ölmek istemiyoruz” sloganları atıldı.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, bu ölümlerin kaza veya kader olmadığını; önlenebilir iş cinayeti olduğunu vurguladı, şu talepleri sıraladı: “İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanını bir bütün olarak sermayeye ve taşerona açan 6331 sayılı yasa tümüyle değişmeli; bu alan sendikalar, meslek örgütleri ve üniversiteler tarafından özerk bir alan haline getirilmeli. İkincisi, taşeron çalıştırma başta olmak üzere tüm güvencesiz çalışma biçimleri yasaklanmalıdır. Üçüncüsü, işçilerin sendikalaşmasının önündeki engeller kaldırılmalıdır.”
Ard arda yapılan konuşmalarda ıslıklar çalındı, sık sık, “Taşeron çalışma yasaklansın”, “Katillerden hesap soracağız”, “Kaza değil, kader değil, bu bir cinayet”, “Birleşe birleşe kazanacağız” sloganları atıldı.
Sendika ve meslek örgütleri adına ortak açıklamayı KESK Kültür Sanat-Sen Üyesi, Konservatör ve Restoratör Buket Kafadar Son okudu. Açıklamada, “İskelesi yüklenici firma Karacan İnşaat tarafından kurulan ve restorasyon için Taşeron Firma Adım Restorasyon’a verilen tarihi Sirkeci PTT Merkez binasındaki iş cinayetinde, restoratör ve işçi arkadaşlarımızın havanın rüzgarlı olduğunu belirtmelerine ve şiddetli yağış uyarısının meteoroloji tarafından duyurulmasına rağmen, firma tarafından çalışma kararı alınmıştır. Kültür varlıklarının korumak meslektaşlarımızın görevidir. Bizleri korumak ise ilgili kurumların görevidir. Korumaların korunmadığı yerde tarihi eser korunamaz” denildi.
Eylem, “Susma, sustukça sıra sana gelecek” sloganıyla sona erdi.