Artık Urfa'da Değiliz, Türkiye'nin Kalbindeyiz!

 

Urfa'da BİRTEK-SEN üyesi olmaları nedeniyle işten atılan Özak Tekstil işçileri, eylemi 58. gününde İstanbul'da Kazlıçeşme Özak Holding önüne taşıdı.

Urfa Organize Sanayi Bölgesi'nde Özak Tekstil'de çalışan işçiler ağır sömürü koşulları, baskı, taciz ve tehfitlerine, Öz İplik İş Sendikası'nın sessiz kalması üzerine istifa ederek BİRTEK-SEN üyesi oldular. Sendika değiştirmeleri üzerine işten atılan ve fabrika önünde direnişe başlayan işçiler, patronun tehdit ve saldırıları devam ederken valiliğin yasak kararı, polisin saldırılarına karşı da mücadele ediyor. Diğer yandan tüm devlet kurumları işçileri ve sendikayı hedef alarak direnişi bitirmeye çalıştı. Tüm baskı, tehdit ve saldırılara rağmen 58 gündür mücadele eden işçiler bugün eylemi Kazlıçeşme'de bulunan Özak Holding önüne taşıdı. Özak Tekstil işçilerine çok sayıda sendika, meslek örgütü, aralarında Mücadele Birliği Platformu'nun da bulunduğu devrimci örgütler, siyasi partiler, İBB işçisi Tülay Çal, Sputnik işçileri de destek verdi. Marmaray Zeytinburnu Durağında buluşan kitle sloganlar ve yürüyüşle Özak Holding önüne geldi. Öza Tekstil işçilerinden Yıldız Bağcı basın açıklamasını okudu.

"Biz Özak Tekstil işçileriyiz. Biz, canını dişine takarak, alınteriyle, onuruyla çalışan Özak Tekstil işçileriyiz. Biz, bazı günler 20 saat fabrikada kalan, uykusuz yeniden işbaşı yapan Özak Tekstil işçileriyiz. Biz, ailesinden, çocuğundan, hayatından kısarak, patronu zengin eden Özak Tekstil işçileriyiz. Biz, verdiğimiz onca emeğe, döktüğümüz alınterine karşılık insan gibi muamele görmek isteyen Özak Tekstil işçileriyiz" diyen Bağcı, insanca muamele görmek istedikleri ve sendikalı oldukları için işten atıldıklarını söyledi.

 

"Devletin Bütün Güçlerine Karşı Onurla Dövüşen Onurlu İşçileriz"

"Biz, iki aydır, sarı sendikayla, patronla, valiyle, jandarmayla, müftüyle, yargıyla cebelleşen Özak Tekstil işçileriyiz. Biz, karşısına devletin bütün güçleri çıkarılan ama onuruyla dövüşen, yenilmeyen Özak Tekstil işçileriyiz" diyen Bağcı sendikayla, örgütlü, birleşerek mücadele ettiklerinde neleri başarabileceklerini gördüklerin ve Urfa'da pek çok fabrikada direniş sayesinde işçilerin çalışma koşullarında iyileştirme yapıldığını söyledi.

 

"İki Ay Önceki Özal Tekstil İşçileri Değiliz"

"Bizden korkuyorlardı, çünkü birleştik, gücümüzü onlara gösterdik. Ama artık daha fazla korksunlar. Biz iki ay önceki Özak Tekstil işçisi değiliz. Biz karşımızda kimlerin olduğunu, yanımızda kimlerin olduğunu iki ay içinde çok iyi öğrendik. Biz birleştiğimizde neleri başarabileceğimizi, işçiler olarak nasıl kazanabileceğimizi iki ay içinde çok iyi öğrendik" diyen Bağcı, artık kime karşı, nasıl mücadele etmeleri gerektiğini çok iyi bildiklerini, öğrendiklerini de diğer işçilere anlatacaklarını belirtti.

 

"Yarattığımız Bu Zenginliğin Karşısında İnsan Muamelesi Görmek İstiyoruz"

Urfa'da verdiğikleri mücadeleyi şimdi İstanbul'a taşıdıklarını ve Özak holdingin önünde sürdüreceklerini belirten Bağcı, "Bu binanın her tuğlasında bizim emeğimiz var. Bu zenginliğin karşılığında istediğimiz insan gibi yaşamak. İşimize geri dönmek, insan muamelesi görmek. Taleplerimizi Özak patronu kabul etmezse, sendika seçme özgürlüğümüzü tanımazlarsa, buraya kurulduk, gitmiyoruz" dedi.

 

"Mağazalarınızın Önünü Eylem Alanına Çevireceğiz"

Özak patronunun suçlarında sorumluluğu olan, markalara da seslenen Bağcı "Artık Urfa'da değiliz, Türkiye'nin kalbinde, İstanbul'dayız. Eğer adım atmazsanız her mağazanızın önünü eylem alanına çevireceğiz. Biz yarattığımız onca zenginliğin karşılığında bize saygı gösterilsin istiyoruz. Biz kazanacağız, karşımızda olan kim varsa hep birlikte kaybedeceksiniz" dedi.

 

"Ucuz Emek Düzenini Oturmak İçin Saldırıyorlar"

Özak Tekstil işçilerinin örgütlendiği BİRTEK-SEN Genel Başkan Mehmet Türkmen, Özak Tekstil işçilerinin yaşadığı sorunlara ve direnişin gününden itibaren karşılaştıkları saldırıları hatırlattı. Valiliğin eylem yasağına devlet kurumlarının saldırılarına değinen Türkmen, bu saldırlarla ucuz emek düzenini oturtmaya çalışıldığını vurguladı.

 

"Özak Patronuna İstanbul'u Dar Etmeye Geldik"

"Bir işçi itiraz ettiğinde karşısında önce patronu görüyor. Daha sonra sarı sendikaları görüyorlar. Sarı sendikalar patronların elindeki bir sopa adeta. Özak'ta olduğu gibi sarı sendika düzenine karşı çıkıldığında hükümetin, devletin şiddetini görüyorlar. Urfa'da bütün resmi ve sivil güçlerin kuşatmasıyla işçiler karşı karşıya kaldı. Çünkü biliyorlar ki Özak işçileri kazanırsa, kurdukları bu ucuz emek tehlikeye girecek ve diğer işçilere örnek olacak. Bunu açık açık söylüyorlar. Bu sendikayı sermaye istemiyor. Biz bu tehdidi kabul etmiyoruz. Özak işçileri kazanırsa bölgede ucuz köle olarak kullandıkları işçileri çalıştıramayacaklar. Bunu kaybetmekten korkuyorlar. 58 gündür, coplu TOMA'lı saldırılar bunun için. Özak patronuna İstanbul'u dar etmeye geldik. Levi's, patronun adım atmaması halinde anlaşmasını iptal edeceğini duyurdu. Bu Urfa'daki fabrikanın kapanması demek. Sonra diyecekler ki 'işçiler yüzünden fabrika kapandı' bunu yemeyiz. Gelin bu sorunu çözelim, işçiler işinin başına dönsün" dedi.

 

Sputnik İşçileri: "Sermaye Gibi Sınırları Bizler De Kaldırarak Başarıya Ulsşabiliriz"

Grevdeki Sputnik işçileri adına Ali Isıyel, Özak Tekstil işçilerinin mücadelesini selamladı. TGS üyesi Sputnik çalışanları olarak TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıkan ve 24 işçinin işten atılması üzerine bir direnişe dönüşen bir mücadele yürüttüklerini ve 160. gününde olduklarını belirten Isıyel, "Çalışıyor olsaydık, Özak işçilerinin sesini duyurmak için çalışıyor olacaktık. Bizler de sizin gibi sendikalı olduğumuz için işten atıldık. Biz de kendi sektörümüzdeki kölelik düzenine karşı mücadele ediyoruz" dedi. Türkiye'de kölelik düzeninin tüm sektörlere yayıldığını bir çok sektördeki ditenişlerle gördüklerini ifade eden Isıyel, uluslararası sermaye nasıl sınırlarını kaldırıyorsa işçilerin de bu sınırları kaldırması gerektiğini gösterdiğini belirtti.

Gazze'deki soykırıma karşı nasıl İtalya'daki deniz işçileri İsrail'e sevkiyatı durdurmuşss biz de Özak işçileriyle birlik olarak uluslararası dayanışma sağlayarak başarıya ulsşabiliriz. Karşımızda çok büyük bir karanlık var bunun farkındayız. Polis, jandarma şiddetine maruz kalmadık fakat meslektaşlarımız, patronlarımız hakkımızda suç duyurusunda bulundular. Sizleri tüm arkadaşlarım adına mücadelenizi selamlıyorum" dedi.

 

KESK İstanbul Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Barış Uluocak ise "İstanbul'a emeğin ve kavganın başkentine hoş geldiniz" diyerek Özak işçilerini selamladı.

 

"Birlikte Mücadeleyi Büyüteceğiz Ve Özak İşçileri Kazanacak"

KESK üyeleri olarak Özak işçilerinin direnişini sahiplendiklerini ve İstanbul'da mücadeleyi birleştirip büyüteceklerini ve Özak işçilerinin kazanımla Urfa'ya döneceklerini ifade eden Uluocak, Eğitim-Sen'in kuruluşunun 29. yıldönümü olduğunu ve sokaklarda polis gazına, tazyikli suyuna karşı Ankara Kızılay'da mücadeleyle kurulan sendikamız ne mutlu ki kuruluşunu da bugünü direnişteki Özak işçileriyle sokaklarda alanlarda kutluyor" dedi.

Özak işçilerinin, patronunun, polisin, devlet kurumlarının saldırılarına karşı onurlu ve dirayetli ve güçlü bir direniş gösterdiklerini belirten Uluocak "Sizin sesiniz Kavel işçisinin, yenilmez 15-16 Haziran işçisinin, Tekel işçisinin sesidir. Bugün tarihsel dersten, o tarihsel kudretten, o vicdaniyeden ders almayan Özak patronları bugün o dersi sizden alacaklar. Biz kazanacağız, Özak işçisi kazanacak" dedi.

 

"Özak İşçileri İşçi Sınıfının Mücadele Eden Değerli Evlatlarıdır"

DİSK Enerji-Sen, Dev Yapı İş, İnşaat İş ve Limter İş adına Özak selamladığını belirten Limter İş Semdikası Genel Başkanı Kanber Saygılı ise işçilerinin direnişi büyük bir fotoğrafı önümüze koyuyor. Bir tarafta Özak patronu, aynı zamanda valisi, polisi, jandarması, yargısıyla yani siyasal iktidarla bir cephede yer alıyorlar. Diğer tarafta bizler yer alıyoruz. Özak işçileri işçi sınıfının en önemli, mücadele eden değerli evlatları demektir"

 

. "Bu Direnişi Patronlara Karşı Değil Sendika Patronlarına Karşı Da Bir Direniştir"

"İşçi sınıfının devrimci damarı temsil eden sendikaları olarak, direnişini İstanbul'a taşıyan Özak işçilerinin yanında olacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın" diyen Saygılı büyük fotoğrafın diğer parçasında sendika patronlarının bu çerçeve içinde yer aldıklarını belirterek "Bu direniş sadece Özak patronlarına karşı bir direniş değil, aynı zamanda sendika patronlarına karşı bir direniştir" dedi.

 

"Sendika Patronlarına Karşı İsyanı Destekliyoruz"

İşçi sınıfı kendilerine giydirilen bu ayrımcı kimliği, faşist, gerici kimliği reddettiğini ifade eden Saygılı, "Bu elbiseye işçi sınıfı sığmıyor. Bu aynı zamanda iktidarın, patronların yandaşı olan sendikalara karşı da bir ayaklanmadır, isyandır. Biz bu isyanı destekliyoruz. Bu isyan meşrudur. Bu isyanı büyütmek sınıf sendikacılığı yapan sendikaların en başta gelen damarlarından birisidir. Bu direniş bizim direnişimiz, bu direniş işçi sınıfının direnişi. Özak işçisi kazanırsa bir barikatı yıkacağız. Yüzde bir barikatını yıkacağız. Ve işçi sınıfının sendika seçme hakkını bir kez daha bayraklaştıracağız. Özak işçilerinin mücadelesini İstanbul'un her yanına yaymaya hazırız. Özak işçilerinin direnişi direnişimizdir" dedi.

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Genel Başkanı Eren Edebali ise konuşmasında"Sömürünün yazılı olan olmayan kurallarına karşı, patronların, hükümetin zoruna baskılarına karşı günlerdir büyük bir mücadele veren Özak işçileri hoş geldiniz" diyerek sözlerine başladı.

 

"Sendikanın Etkili Ve Büyük Bir Mücadele Yürüttüğünü Görüyoruz"

BİRTEK-SEN başkanı Türkmen'in patronların onları küçük bir sendika olarak gördüklerini söylediğini ifade eden Edebali "Ama biz bunun böyle olmadığını, bu sendikanın çok etkili ve büyük bir mücadele yürüttüğünü, günlerdir görüyoruz. BİRTEK-SEN ve Özak Tekstil işçilerinin mücadelesinden öğreniyoruz" dedi.

 

"Özak İşçilerinden Öğrendiğimiz Mücadeleyi 29 Ocak'ta Ankara'da Göstereceğiz"

"Özak işçisi kazanacak patronlar yenilecek" Asgari ücret düzenine, ücretli köleliğe, ucuz işçiliğe karşı verilen mücadelenin birleşik bir hattan ilerlemesi gerektiğini düşündüklerini ifade eden Edebali "Özak işçilerinden öğrendiğimiz mücadeleyi 29 Ocak'ta Ankara'da Meclis önünde göstereceğimizi buradan bir kez daha ifade ediyoruz" dedi. Özak işçilerinin İstanbul'da, emeğin kentinde taleplerini ve mücadelesini sahipleneceklerini mücadelede ortaklaşacaklarını vurgulayan Edebali "Özak işçisi kazanacak patronlar yenilecek" dedi.

 

"Özak Patronu İşçileri Derhal İşe Geri Almalıdır"

İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ertuğrul Oruç Özak işçilerinin Anayasa ve yasalara dayanan sendika seçme hakkını kullanmak istedikleri için işten atılmalarının kabul edilemeyeceğini belirtti. Özak patronu işçilerin haklı ve meşru taleplerini kabul ederek derhal geri almalıdır. Hükümete de çağrıda bulunan Oruç "İktidarın görevi işçilere baskı uygulamak için askerini polisini yollamak değil, hukukunun ve adaletin tecelli etmesi için çalışmasıdır" dedi.

Özak işçilerinin mücadelesinin öneminin farkındayız, onlar kazanırsa biz kazanacağız. İstanbul Tabip Odası olarak Özak işçilerinin yanındayız. Mücadelenizde başarılar diliyorum" dedi.

Videoyu İzlemek İçin Tıklayınız.