Tekstil İş Kolunda Son On Yılda En Az 364 İş İş Cinayetinde Yaşamını Yitirdi

İSİG Meclisi, tekstil iş kolu iş cinayetleri raporunda son on yılda tekstil iş kolunda en az 364 işçinin iş cinayetlerinde katledildiğini belirtti. Tekstil iş kolundaki cinayetlerin yanı sıra bu iş kolundaki sömürü koşullarına da değinilen raporda Özak Tekstil işçilerinin çalışma koşulları ve mücadele sürecine değinerek Özak Tekstil işçileriyle dayanışmada bulunulması gerektiği vurgulandı.

İşçi Sağlığı Ve İş Güvenliği Meclisi, tekstil iş kolundaki sömürü koşullarına, İSİG önlemlerine ve iş cinayetlerine dikkat çekmek ve Özak Tekstil işçileriyle dayanışmak amacıyla son on yılın Tekstil İş Kolu İş Cinayetleri raporunu kamuoyuyla paylaştı.

 

Tüm Saldırılara Rağmen Özak Tekstil İşçilerinin Mücadelesi Sürüyor

Özak Tekstil’in Urfa’nın en büyük işletmesi olduğu ve 'İSO ikinci 500' listesinde yer aldığı ve çok sayıda ünlü giyim markası için üretim yaptığı belirtilen raporda Özak Tekstil’in işçileri 23 gündür direnişte oldukları hatırlatıldı.

Urfa’da yaklaşık 700 işçinin çalıştığı Özak Tekstil'de 500 işçi, haklarını aramadığı gerekçesiyle (ücret, yemek, servis vd.), Hak-İş'e bağlı Öz-İplik-İş sendikasından istifa ederek bağımsız BirTek-Sen'e üye oldu. Bunun üzerine patron ve eski sendikanın baskısıyla işçiler istifa ettirilmeye çalışıldı, bir kadın işçi işten çıkarıldı, işçiler iş durdurdu, patron jandarmayı çağırarak işçileri dışarı çıkarmak istedi ve işçilerin mücadelesi de başlamış oldu. İşçilerin fabrika önündeki mücadelesi tüm saldırılara rağmen halen devam ediyor.

 

İşçilere Karşı Bir OHAL İlan Edildi

Mücadele sürecinde sendika yöneticileri, uzmanları ve işçilerin jandarma tarafından defalarca coplanarak, biber gazı ve tazyikli su sıkılarak gözaltına alındığı, Valilik, tarafından şehrin genelinde eylem yasağı getirildiği hatırlatılan raporda “Fabrikanın olduğu sokağa giriş yasaklandı. İşçilere (özellikle kadınlara) baskı, tehdit ve mobbing uygulandı. Yeni işçi alım ilanları yayınlandı. İşçiler, bekledikleri OSB’deki camiden müftü tarafından çıkarılmak istendi ve cami kapısına kilit vuruldu. Yani fiilen ‘işçilere karşı bir OHAL ilan edildi’” denilerek işçilere yönelik sermaye-devlet baskı ve saldırılarına da dikkat çekildi.

 

Özak İşçilerinin Talepleri Kabul Edilmeli

Fabrikada üretimi tamamen durduran işçilerin fabrika ve Urfa’nın Rabia Meydanı’nda eylemlerinin devam ettiği, Türkiye’nin bir çok şehrinde ve Almanya’da Özak Tekstil işçileriyle dayanışma eylemlerinin de yapıldığı ifade edilen raporda Özak Tekstil işçilerinin talepleri olan

• Sendikaya üye olmak ve üye olacağı sendikayı seçmek işçilerin evrensel ve anayasal bir hakkıdır. İşçilerin üye olacağı sendikayı seçmeleri noktasında yapılan baskılara son verilsin. Fabrikada çoğunluğu sağlayan sendika BirTek-Sen tanınsın.

• İşten atılan işçiler geri alınsın ve bu süreçteki tüm hakları verilsin.

• Başta Vali olmak üzere işçilere karşı haksız kararlar veren ve uygulamalarda bulunan tüm kamu görevlileri hakkında adli ve idari soruşturma başlatılsın” taleplerine yer verildi.

 

Tekstil Sermayesi Ucuz Emek Gücü Üzerinden Yükseliyor

İSİG Meclisi’nin hazırladığı raporda tekstil sektöründeki üretim, istihdam ve çalışma koşullarına da değinildi.

Türkiye ekonomisinde üretim, istihdam ve ihracatta önemli bir yer tutan sektörlerinden bir tanesi tekstil ve konfeksiyon olduğu ve bu sektörün giyim, deri ve ayakkabı olmak üzere üç ana başlık altında üretim yaptığı, tekstil sektöür cirosunun yaklaşık yüzde 50’sini; giyim, sektör cirosunun yaklaşık yüzde 30’unu; deri ve ayakkabı ise, sektör cirosunun yaklaşık yüzde 20’sini temsil ettiği belirtildi.

 

Dünyanın en büyük beşinci tekstil üretici ve ihracatçısı konumundaki Türkiye’nin hazır giyim ihracat pazarının yüzde 70’i Avrupa Birliği ülkelerinden oluşuyor. Tekstil ve hammaddeleri sektörünün; COVID-19 pandemisi, Rusya-Ukrayna savaşı, tedarik ve değer zincirlerinde yaşanan sorunlar, enerji maliyetlerinde artış ve küresel iktisadi durgunluk nedeniyle olumsuz etkilendiği bir döneme girdiğine değinilen raporda “Başta hazır giyim ve konfeksiyon olmak üzere birçok sektör, yüzde 10’ları aşan kayıp yaşamıştır. Tekstil patronlarının 2022 yılında 15 milyar dolarlık ihracat hedefi 2021 yılına göre yüzde 0,6’lık artışla 12,9 milyar dolar civarında kalmıştır. 2023 yılının ilk aylık rakamları incelendiğinde ise 5,9 milyar dolarlık sektör ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yine düşüş göstermiştir. Tekstil ve hammaddeleri sektör ihracatının Türkiye’nin genel ihracatı içerisindeki pay oranı yüzde 4,6’dır ve ihracatta öne çıkanlar dokuma, teknik tekstiller ve ipliktir” denildi.

Türkiye’deki tekstil ve hazır giyim şirketlerinin satışlarının genel olarak Euro bazında, maliyetlerinin ise Dolar bazında olması nedeniyle döviz kurlarındaki hareketliliğin pazar, ücretler ve enerji maliyetlerini etkiliyor Bu durum ise tekstil patronlarının imkânları dâhilinde üretimi enerji ve işçilik maliyetlerinin daha düşük olduğu ülkelere kaydırarak daha yüksek kâr ve satışı hedeflemelerini getiriyor. En fazla tercih edilen ülkelerden birisinin, ABD ile Serbest Ticaret Anlaşması bulunan Mısır olduğu ve urada faaliyet gösteren yaklaşık 35’ten fazla Türk tekstil şirketinin, 1,5 milyar dolarlık yatırımla ülkenin tekstil ve konfeksiyon pazarının üçte birini yönetirken ayrıca 500 milyon dolarlık yeni yatırım öngörülüyor.

 

Tekstil Sektörünün Çıplak Gerçeği İş Cinayetleri

“Tekstil patronlarının ulusal ve uluslararası pazarda giriştikleri rekabette öne çıkmalarını sağlayan daha çok ve daha ucuz üretimin öznesi işçiler ve ücretleridir. Resmi verilere göre 2021 yılında tekstil sektöründe faaliyet gösteren 19 bin 256 şirkette 500 bin civarında işçi bu sektörü ayakta tutmaktadır. Tekstil ve konfeksiyon sektöründe çalışan işçiler ne kadar uzun süre çalışıp daha az kazanırsa, tekstil patronları da o kadar kazançlı çıkarak yeni yatırımlar için sermaye biriktirebilecektir” denilen raporda, bu noktada görülen en çıplak gerçekliğin ise çalışırken ölen işçiler, yani ‘iş cinayetleri’ olduğuna dikkat çekildi.

 

Tekstil İş Kolunda Son On Yılda En Az 364 İşçi İş Cinayetlerinde Yaşamını Yitirdi

İSİG Meclisi’nin genel kriterlerinin “bütün iş kazalarının önlenebilir olduğu” ve işçi ölümlerinin önlenebilir olması yüzünden yaşananları “iş kazası” değil “iş cinayeti” olarak tanımladığı vurgulanarak ve tekstil işçilerinin son on yılda bilgilerine ulaşılan iş cinayetleri raporu paylaşıldı.

Buna göre 2013 yılında 37 işçi, 2014 yılında 35 işçi, 2015 yılında 12 işçi, 2016 yılında 44 işçi, 2017 yılında 27 işçi, 2018 yılında 28 işçi, 2019 yılında 35 işçi, 2020 yılında 54 işçi, 2021 yılında 33 işçi, 2022 yılında 32 işçi ve 2023 yılının ilk on bir ayında 27 işçi olmak üzere; 2013 yılından bugüne “en az” 364 tekstil işçisi “iş cinayetleri”nde hayatını kaybetti.

 

Tekstil İşkolunda İş Cinayetlerinin Nedenlerine Göre Dağılımı:

Trafik, Servis Kazası nedeniyle 86 işçi; Patlama, Yanma nedeniyle 55 işçi; Ezilme, Göçük nedeniyle 48 işçi; Yüksekten Düşme nedeniyle 38 işçi; Covid-19 nedeniyle 31 işçi; Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 16 işçi; Silikozis nedeniyle 15 işçi; Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 15 işçi; Şiddet nedeniyle 14 işçi; Elektrik Çarpması nedeniyle 10 işçi; İntihar nedeniyle 9 işçi; Kesilme, Kopma nedeniyle 8 işçi; Nesne Çarpması, Düşmesi nedeniyle 7 işçi; diğer nedenlerden dolayı 12 işçi hayatını kaybetti.

• En çok ölüm nedeni olarak servis kazaları öne çıkıyor. Servis minibüslerinin eski-bakımsız olması, fazla işçi bindirilmesi, denetimsizlik ve uygun yerde işçi indi-bindilerin yapılmaması sonucu işçi ölümleri meydana geliyor.

• Patlama ve yanmaların oransal olarak en fazla olduğu bir iş kolu tekstil. Fabrikalarda ve atölyelerde gerekli bakım, denetim ve yenilemenin yapılmaması sonucu buhar ve yağ kazanlarının patlaması, kimyasal madde yanmaları sıklıkla yaşanıyor.

• Ezilmeler de önemli bir ölüm nedeni. Yine bakımsızlık-denetimsizlik nedeniyle makinelere sıkışma-kapılma, forklift ve ağır malzeme altında kalma ile yük asansörlerine işçilerin bindirilmesi sonucu ölümler meydana geliyor.

• 2000’li yılların başında kot kumlama atölyelerinde çalışan yüzlerce işçi silikozise yakalandı. Daha sonra kot kumlama yasaklansa da işçiler ölüm sıralarını beklemeye devam ediyor. 2013 yılı ve sonrasında da en az 15 kot kumlama işçisi silikozis hastası hayatını kaybetti.

Tekstil işkolunda iş cinayetlerinin cinsiyetlere göre dağılımı şöyle: 81 kadın ve 283 erkek işçi hayatını kaybetti…

• İşkolundaki kadın işçi ölümü tüm işkolları baz alındığında Türkiye ortalamasının üç katı. Bu durum kadın işçilere dönük politikaların oluşturulması ve öne çıkarılması zorunluluğunu gösteriyor.

 

Tekstil işkolunda iş cinayetlerinin yaş gruplarına göre dağılımı şöyle:

14 yaş ve altı 5 çocuk işçi,

15-17 yaş arası 11 çocuk/genç işçi,

18-29 yaş arası 76 işçi,

30-49 yaş arası 199 işçi,

50-64 yaş arası 53 işçi,

65 yaş ve üstü 3 işçi,

Yaşı öğrenilemeyen 37 işçi hayatını kaybetti.

 

Tekstil iş kolunda iş cinayetlerinde ölen göçmen işçilerin geldikleri ülkeler şöyle:

36 Suriyeli, 3 Özbekistanlı, 3 Türkmenistanlı, 2 Afganistanlı, 2 Gürcistanlı, 1 Iraklı, 1 İranlı ve 1 Nijeryalı göçmen işçi hayatını kaybetti.

• Tekstil iş kolunda göçmen işçi ölüm oranı yüzde 13,5 ile tüm işkolları baz alındığında Türkiye ortalamasının 2-3 katı civarında. Özellikle sektörde yoğun bir biçimde Suriyeli işçiler çalışıyor. Bu noktada göçmen işçiler içinde sendikal örgütlenmenin yürütülmesi gerektiğini gösteriyor.

Tekstil işkolunda iş cinayetlerinde ölenlerin 9’unu (yüzde 2,47) sendikalı işçi, 355’ini ise (yüzde 97,53) sendikasız işçiler oluşturuyor.

Şehirlere göre iş cinayetlerinin dağılımı ise şöyle;

Tekstil iş kolunda 47 şehirde iş cinayeti gerçekleşti. 69 ölüm İstanbul’da; 47 ölüm Gaziantep’te; 43 ölüm Tekirdağ’da; 24 ölüm Bursa’da; 20 ölüm Denizli’de; 11 ölüm Şanlıurfa’da; 10’ar ölüm Aydın, İzmir, Kocaeli ve Uşak’ta; 7’şer ölüm Antalya, Batman ve Kahramanmaraş’ta; 6’şar ölüm Bingöl, Manisa ve Mersin’de; 5’er ölüm Adana, Adıyaman, Ankara, Diyarbakır, Niğde ve Tokat’ta; 4’er ölüm Osmaniye ve Sakarya’da; 3 ölüm Malatya’da; 2’şer ölüm Aksaray, Balıkesir, Düzce, Hatay, Kayseri, Konya, Kütahya ve Zonguldak’ta; 1’er ölüm Bartın, Bolu, Çanakkale, Çankırı, Erzurum, Eskişehir, Isparta, Karabük, Kırıkkale, Mardin, Muğla, Ordu, Samsun ve Sivas’ta meydana geldi.

Tekstil işçisi ölümlerinin yüzde 70’i İstanbul, Tekirdağ, Bursa, Kocaeli, Gaziantep-Şanlıurfa hattı ve Denizli-Uşak-Aydın-İzmir bölgesinde gerçekleşti.

 

Raporun Tamamı ve Grafikler İçin Tıklayınız.