Kamu Kuruluşları Ve Belediye Şirketleri Taşeron İşçileri : “Güvenceli Ve Kadrolu Çalışmak İstiyoruz” - Yenilendi-

 

Kamu kuruluşlarında ve belediye şirketlerinde taşeron olarak çalışan farklı iş kollarından işçilerin örgütlendiği 22 sendika ve dernek tarafından yapılan çağrıyla işçiler"Kadrolu Güvenceli İş" ve "Eşit İşe Eşit Ücret" talepleriyle Kadıköy İskele Meydanı'nda buluştu.

Kamu kuruluşlarında ve belediye şirketlerinde çalışan taşeron işçiler, kadrolu işçilerle aynı işi yapmalarına rağmen daha ağır şartlarda, güvencesiz ve daha az ücretle çalıştırılmayı, kadro aldatmacasıyla sömürülmeyi protesto etti. Taşeron işçilerin kölelik koşullarında ölesiye çalıştırılmalarını temsil eden tabut başında gıyabi cenaze namazı kılındı.

Güvencesiz ve sefalet ücretleriyle çalıştırılmaya tepkilerini dile getiren taşeron işçiler, konfederasyonları da eleştirerek, kadrolu, güvenceli bir iş ve insanca çalışma ve yaşam mücadelesini sürdüreceklerini vurguladı.

Belediyeler başta olmak üzere kamu kuruluşlarında taşeron olarak çalışan işçilerin örgütlü oldukları 22 sendika ve derneğin #İstanbuldaBuluşuyoruz çağrısıyla taşeron kamu çalışanı işçiler İstanbul'da Kadıköy İskele Meydanı'nda "Kadrolu ve Güvenceli İş", "Eşit İşe Eşit Ücret" talepleriyle İstanbul'da Kadıköy İskele Meydanı'nda bir araya geldi. Belediyeler, hastaneler, eğitim kurumları, yol, su, elektrik hizmetleri veren kamu kuruluşlarında çalışan bir çok farklı iş kolundan işçiler pankartları ve taleplerini içeren dövizleriyle alanda bir araya geldi.

İşçiler eylem boyunca sık sık "Kadro Hakkımız Söke Söke Alırız", "Birleşen İşçiler Yenilmezler", "İşçiler Burada Sendikalar Nerede", "Direne Direne Kazanacağız", "Sefalete Teslim Olmayacağız", "Birleşe Birleşe Kazanacağız!"

Eyleme katılan Kurumlar adına ortak bir basın açıklaması yapılarak, kamu taşeron işçilerinin çalışma koşulları aktarılarak talepleri dile getirildiği basın açıklamasını Gülay Doğan okudu.

 

"Meslek Hastalığı Olduğunda Çürük Elma, Hak Arayınca Nankör İlan Edildik"

Kamu taşeron işçilerinin ve belediyelerin hizmet aldığı taşeron firmaların sömürü çarkında yıllarca kamu hizmeti üreten, iş yükü yıllar geçtikçe artan ama emeğinin karşılığı verilmeyen, her seçim dönemi sil baştan çalışma koşulları değişen, hem ekonomik darboğazla cebelleşen hem de siyasi baskılara maruz kalan işçiler olduklarını belirten Doğan, meslek hastalığına uğradığında çürük elma sayıldıkları, haklarını talep etmek için sesini yükselttiğinde nankör ilan edilen belediye şirket işçileriyiz" dedi. 24 Aralık 2017 tarihinde yayımlanarak, 2 Nisan 2018'de yürürlüğe giren 696 sayılı KHK ile belediye şirketlerine geçirilen, ama gerçekte, kadro vereceğiz diye mağdur edilen, belediye çalışanları olduklarını belirten Doğan 696 sayılı KHK ile “asıl işi yapan kadroya alınacak” diye açıkça belirtilmesine rağmen, belediyelerdeki 450 bin taşeron işçi, Nisan 2018'de norm kadro yerine, belediyelerin kurduğu belediye şirketlerine geçirildiklerini anımsattı.

 

"7/24 Hizmet Veren En Zorlu Koşullarda Çalışan İşçileriz"

Belediye şirketlerinde çalışan işçilerin birçok iş kolunda 7/24 çalışarak hizmet ürettiklerini vurgulayan Doğan "Bizler, Asfalt işçileri, Aşçılar, Büro ve Çağrı Merkezi çalışanları, Enerji işçileri, Fen işleri – park bahçe çalışanları, Garsonlar, Güvenlik görevlileri, İtfaiye Erleri, Kütüphaneciler, Mimarlar, Mühendisler, Operatörler, Otobüs şoförleri, Öğretmenler, Sayaç okuma işçileri, Su ve kanalizasyon çalışanları, Şehir plancıları, Şoförler, Teknikerler, Teknisyenler, Temizlik işçileri, Usta öğreticiler, Veteriner hekimler, Yazılımcılar, Zabıta memurları ve daha sayamacağımız birçok branşta emek veren, en zorlu koşullarda dahi bütün özverisiyle vatandaşa hizmet etmekten ve sorunlarını çözmekten geri durmayan belediye şirket işçileriyiz" dedi.

 

"Kadro Sözüne Rağmen Kamuda Bir Milyon Taşeron İşçiyle Modern Kölelik Devam Ediyor"

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı Eylül ayı verilerine göre, belediyelerde hizmet veren norm kadrolu 39.043 işçi bulunurken, belediye şirketlerinde çalışan işçi sayısının ise 607.999'a ulaştığını aktaran Doğan, norm kadrolu işçi sayısı her geçen gün azalırken, şirket işçisi sayısı ciddi oranda artmakta olduğuna dikkat çekti. “Kamuda taşeron kalmadı, 1 milyon işçiye kadro verdik” söylemini hatırlatan Doğan, "Bugün belediye şirket işçileri ve genel idarelerdeki taşeron işçiler ile birlikte, sayıları yine 1 milyona yaklaşan mağdur işçi kesimini ortaya çıkarmıştır. Kamuoyuna lanse edildiği gibi, kamuda kadro dışı kalan işçi sayısı 90-100 bin değil, belediye şirket işçileri ile birlikte 1 milyondur. Ve dolayısıyla, 4-5 milyon vatandaşı doğrudan ilgilendiren devasa bir mağduriyet ortadadır. Nisan 2018'den itibaren, yaklaşık 6 yıldır, taşeron firmaların isim değiştirmiş biçimlerinde, yani belediye şirketlerinde, modern kölelik devam etmektedir" dedi.

 

"Konfederasyonlar Taşeron Çalışma Yeni Çıkmış Gibi Davranıyor"

Konfederasyonların taşeron çalışmaya karşı sessizliğine de dikkat çeken Doğan "Türk-iş, Hak-iş ve DİSK/Genel-iş, bu durum yeni ortaya çıkmış gibi kadro ve ilave tediye taleplerinde bulunmaya başlamıştır. Ama bu sorunları ve talepleri arada bir dile getirmek yetmez! Biz sorunlarımızı dile getirmekten vazgeçmeyecek ve haklı taleplerimizin takipçisi olacağız" dedi.

Sadece belediye şirketlerinde çalışan 607 bin 999 işçi bulunduğuna dikkat çeken Doğan işçilerin taleplerini ise şöyle sıraladı:

1. NORM KADRO: 5393 Sayılı Belediyeler Kanunu'nun 49. Maddesi yeniden düzenlenmeli, belediyelerde hizmet üreten işçilerin çalışma statüsü Norm Kadro esaslarına göre düzenlenmeli, Norm Kadro sayıları revize ile artırılmalıdır.

2. TABAN ÜCRET: Sendikalar tarafından her ay açıklanan "Yoksulluk Sınırı," tüm belediye işçilerinin net taban ücreti olmalıdır.

3. İLAVE TEDİYE: Belediyelerde hizmet üreten tüm işçiler kamu işçisi olarak kabul edilmeli, 6772 sayılı kanuna göre, 52 günlük ilave tediye ayrım gösterilmeksizin her işçiye ödenmelidir. Ayrıca geriye dönük hakkedişlerimiz de teslim edilmelidir. Belediyelerde çalışma barışı sağlanmalıdır.

4. İŞ GÜVENCESİ: Haksız, hukuksuz, keyfi şekilde işten çıkarmalara son verilmelidir. İş davaları "Bölge İdari Mahkemeleri"nde görülmeli, davayı kazanan işçi işine kesin suretle ve hemen dönmelidir. Dosya masraflarının ağır olması işten çıkartılan işçilerin hak aramasındaki en büyük engeldir. İşten çıkartılan her işçiye baro tarafından ücretsiz avukat sağlanmalı ve iş davaları dosya harçlarından muaf tutulmalıdır.

5. VERGİ ADALETİ: Toplu İş Sözleşmelerinde (TİS) paraya taalluk eden tüm mali ve sosyal haklar "Brüt" yerine "Net" olarak belirtilmelidir. Belediye işçileri "Gelir Vergisi" yükü altında ezdirilmemelidir. İşçiye vergi muafiyeti sağlanmalı ve vergiler işveren tarafından karşılanmalıdır. İşçi Ocak'ta ne kadar ücret alıyorsa Aralık ayında da aynısını almalıdır.

6. EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET: Belediyelerdeki kadın erkek eşitsizliği, kadın istihdamının arttırılması ile çözülecek kadar basit bir sorun değildir. Belediyelerdeki cinsiyetçi iş bölümü ve ücretlendirme son bulmalı, kadınların güvenceli ve güvenli çalışabilmeleri için şartlar yerine getirilmelidir. Belediye çalışanlarının çocukları için kreş hakkı, günün koşullarına uygun ve gerçekçi biçimde karşılanmalıdır. Doğum iznine ayrılan kadın işçiler, döndüklerinde işlerini kaybetme endişesi taşımak zorunda kalmamalı.

Bunların dışında:

*60 günlük sendikal ikramiye,

*Haftalık 35 Saat çalışma,

*Enflasyon oranında zam,

*Refah payı,

*Meslek pirimi,

*Eşit yemek ve ulaşım ücreti,

*Tayin hakkı verilmelidir.

 

"Belediye Şirketlerinin Performans Baskısı İş Cinayetleri Ve İş Kazalarının Önünü Açıyor"

Belediyelerin ve belediye şirketlerinin yöneticilerinin, holding patronu gibi kar elde etmeye çalıştıklarını, çalışanlarına maliyet kalemi olarak bakmakta olduklarını belirten Doğan, "Hem azalan sayıda işçi çalıştırmaları hem de performans baskısında bulunmaları, iş kazalarının ve iş cinayetlerinin önünü açmaktadır" dedi.

 

"İSİG'e Uygun Çalışma Ortamının Sağlanması Belediyenin Sorumluluğundadır"

Tüm belediyelerde, işçi sağlığı ve iş güvenliğine uygun çalışma koşulları sağlanması gerektiğini vurgulayan Doğan, "İş kazası durumunda, asıl işveren olan belediyenin sorumluluğunun göz ardı edilmemeli, sorumluluğu taşeron şirkete ya da işçinin kendisine yıkma gibi tavırlardan kaçınılmalıdır. Belediyelerde oldukça yaygın olan meslek hastalıklarına karşı, uygun sayıda personel istihdam edilmeli; iş yükü hakkaniyetli biçimde dağıtılmalıdır" dedi. İş Kanunun işçilerin çıkarlarına göre yeniden düzenlemesi gerektiğini söyleyen Doğan bu konudaki taleplerini ise şöyle sıraladı: "*Sendika ve toplu iş sözleşmesi kanununda değişiklik ile sendikal örgütlülüğün önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Sendika aidatı tutarları düşürülmeli; aidatlar sendika tüzüklerinin insafına bırakılmamalıdır. *Anayasa 128 maddesi gereğince belediyelerde, güvenlik, mimarlık, mühendislik, zabıta gibi alanlarda memur işi yapan tüm işçiler ayrım yapılmaksızın memur kadrosunda istihdam edilmelidir. *İşten çıkarmalarda kod mağduriyetinin giderilerek mahkeme kararından sonra suçu sabit olan işçi için çıkış kodları verilmeli; işçinin kıdem tazminatı ve işsizlik maaş hakkını elinden alan kodlar kaldırılmalıdır. *Haksız işten çıkarmalarda, işçilerin iş akdini sona erdiren kamu görevlileri, işçiye ödenecek kötü niyet tazminatlarından kişisel olarak sorumlu tutulmalıdır. Bu sayede, keyfi işten çıkarmalarda caydırıcılık olmalıdır."

8

Özak Tekstil İşçileri ve Filistin Halkına Selam

Kamu kuruluşlarında çalışan taşeron işçiler olarak kadrolu güvenceli iş, eşit işe eşit ücret, insanca çalışma koşulları ve insanca yaşam mücadelesini sürdüreceklerini belirten Doğan, Filistin halkını ve Urfa'da direnişte olan BİRTEK-SEN üyesi Özak Tekstil işçilerini de "Filistin'de yaşanan insanlık dışı vahşetten dolayı, tüm belediye şirket işçileri adına İsrail'i kınadığımızı ve bir an önce Gazze'deki soykırımın durdurulması gerektiğini yineliyoruz! Özak tekstil İşçileri, Argobay işçileri ve ülkemizin dört bir yanında ekmek ve haysiyet veren, direnen tüm işçilere selam olsun!" sözleriyle selamladı.

İşçiler "Katil İsrail Filistin'den Defol", "Nehirden Denize Özgür Filistin" , "Özak İşçisi Yalnız Değildir", Özak İşçisi Direnişin Simgesi” sloganları attı.

Ardından kamu kuruluşlarında çalışan işçilerin örgütlü oldukları sendika ve dernekler söz alarak iş kollarına ilişkin sorunlarını aktararak taleplerini dile getirdi.

Son olarak Karayolu Taşımacılık Emekçileri Sendikası (KATAŞ-SEN) Genel Başkanı Şahin Başaraner söz aldı. Kamu kurumlarında çalışan taşeron işçiler olarak İkibuçuk aydır siyonist İsrail'in ve emperyalistlerin kanla boğduğu Filistin halkının yanında olduklarını ve sonuna kadar yanında olacaklarını söyledi. İşçiler "Nehir'den Denize Özgür Filistin" sloganı attı.

 

"Bu Ülkeyi Biz Var Ediyoruz Biz Durursak Dünya Durur"

Taşeron zulmünü, bu kadro eksikliğini yaşayan işçiler için ne söylense yetmeyeceğini ifade eden Başaraner, "Bizleri bu çalışma koşullarına mahkum edenlere ne söylesek az olacak. Onlar anlamıyorlar, anlamayacaklar. Çünkü onlar bizleri birer köle olarak görüyorlar. İşçiler onların kölesidir diye düşünüyorlar. Ancak unuttukları bir şey var; bizler yıllardan beri hizmet üreterek, her adımda yeniden üreterek bu ülkeyi var ediyoruz. Biz durursak dünya durur. Bunu böyle bilmelisiniz" dedi.

 

"Vardık, Varız, Varolacağız!"

Kamuda çalışan taşeron işçilerinin görmezden gelindiğini söyleyen Başaraner "Ama buradan ilan ediyoruz; Vardık, varız var olacağız!" dedi. İşçiler "Birleşen İşçiler Yenilmezler" sloganı atarak görmezden gelinmelerine tepki gösterdi. Kamu kurumlarının yöneticileri ve şirket patronlarının işçilere "Boynunuzu eğin, boynunuzu eğin ki sizi istediğiniz gibi yönetelim. Sizleri köleleştirelim, sizlere anayasadan, yasadan doğan haklarınızı kullandırmayalım asgari ücretle sefil ederim siz buna layıksınız" dediklerini belirten Başaraner "Biz buna mı layığız?" diye sordu. İşçiler hep birlikte"Hayır" diye haykırdı. Başaraner, Ankara'dan ateşlenen bu kıvılcımla kamuda, belediyelerde, yaşamın her alanında var olan işçilerin bundan sonra da alanları doldurmak zorunda olduğunu söyledi.

 

"Başımıza Patron Kesilmiş Sendika Ağalarını Koltuklarından İndireceğiz"

Semayeyle işbirliğindeki burjuva sendikalara da değinene Başaraner "Çünkü o zırhlı araçlarla dolaşan sendika ağları, 4 tane zırhlı araçla dolaşanHak-İş Başkanı, on gün önce kasım ayının açlık ücreti seviyesinde asgari ücret isteyen Ergün Atalay ajanı, sizler bu ülkenin içine sokulmuş hainlersiniz. İlan ediyoruz sizler işçi sınıfının başına patron kesilmiş bürokratlarsınız. Ve biz nasıl ki sizleri o koltuklara getirdiysek sizleri oradan indireceğiz. Aklımızı başınızı alın işçilerin yumruğu ağırdır kafanıza indiğinde tuzlu buz olursunuz" dedi. İşçiler "Direne Direne Kazanacağız"sloganı attı.

 

"Biz Kazanacağız!"

Başaraner sözlerini"Biz diyoruz ki kazanacağız. Biz bugün buraya geldiysek yarın daha büyük yığınlarla işçi kardeşlerimizle, belediyelerden park bahçelerden, şoförlerden, bütün iş kollarından arkadaşlarımızla buraları dolduracağız. Bunu başlangıç kabul etsinler. İktidar sahiplerini, muhalefettekileri uyarıyoruz; İşçilerin sabrını sınamayın! Buradan giderken diyoruz ki; Bu Daha Başlangıç Mücadeleye Devam" diyerek sonlandırdı.

 

Eyleme Katılan Kurumlar:

Aile Sağlığı Merkezi Gruplandırma Elemanları Derneği, Belediye Çalışanları ve Kamu Taşeron İşçiler Derneği (Belediye İşçileri Derneği), Belediye İşten Çıkartılanlar Platformu, Belediye Mimarları ve Mühendisleri Derneği (BELMİMDER), Çağrı İş Sendikası, DİSK Enerji Sen 1 No'lu Şube, Emekçiler Dayanışması Platformu, Hastane Bilgi Yönetim Sistemi Calışanları Derneği (HBYS DER), Hak ve Adale Platformu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çalışanları Derneği, İstanbul Güvenlikler Derneği (İSTGÜVENDER), Kamu Taşeron İşçiler Sendikası (TAŞERON İŞ), Kamu Çağrı Merkezi Platformu Tüm Emek İş Sendikası, Karayolu taşımacılık sendikası (KATAŞ SEN), Otel ve Sosyal Tesis Çalışanları Sendikası (OTIS ), Öncü Büro iş Sendikası, Taşeron Belediye İşçiler Birliği (TABİB), Tüm İş Sağlık Sendikası, Tüm Gıda ve Çay İşçileri Sendikası, Tüm Güvensen Sendikası, Tüm Taşıma İş Sendikası, Yeni Emekliler Birliği Sendikası Videoyu İzlemek İçin Tıklayınız. 

Videoyu İzlemek İçin Tıklayınız.