SES Şişli Şubesi, ilçedeki Cemil Taşçıoğlu Şehir Hastanesi’nde dün Sidar Erdal isimli üyelerinin hasta yakınları tarafından şiddete maruz kalmasını, hastane önünde yaptığı bir eylemle protesto etti.
“Biz ölürsek kim yaşatacak” pankartı açılan eylemde “Sağlığa Bakan yok”, “Sağlıkta şiddete hayır”, “Milyonluk ihaleler değil, sağlıklı çalışma ortamı istiyoruz”, “Yaşasın örgütlü mücadele” dövizleri taşındı. İstanbul Tabip Odası (İTO) ve çok sayıda sağlık emekçisinin katıldığı açıklamada, “Çalışırken ölmek istemiyoruz”, “Sağlıkta şiddet politiktir” sloganları atıldı.
Açıklamada ilk olarak İTO adına konuşan Cegerğun Polat, her dakika sağlık çalışanların şiddet gördüğünü ve ölüm noktasına geldiklerini söyledi. Şiddetin temelinde sağlık politikalarının yattığının altını çizen Polat, “Devasa hastanelerde kaotik çalışma ortamında yığınla hastanın yığınla sağlık çalışanı tarafından karşılanıyor. Giderek itibarsızlaştırılan sağlık çalışanları şiddete maruz kalıyor. Tüm bunların nedeni sağlık politikaları ve bu sistemdir. O yüzden daha gerçekçi politikaların uygulanmasını istiyoruz. Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve İTO olarak, sesimizin kısılmasını istendiği bir dönemden geçiyoruz. Çünkü bu gerçekleri haykırdığımız için bizi de susturmaya çalışıyorlar. Susmayacağız, buradayız, TTB biziz, SES biziz” dedi.
Basın metnini okuyan Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu Şehir Hastanesi SES İşyeri Temsilcisi Bahar Tuncer, şiddeti “kader” olarak görmeyi kabul etmediklerini vurguladı, “Saldırgan sağlık emekçisi arkadaşımızın eldiveninin kirli olduğu gerekçesiyle önce sözel şiddet uygulamıştır. Lateks malzemesi oksijene maruz kaldığında oksidasyon meydana gelir ve bu da renk değişimine sebep olabilir. Bunun nedeni, lateksin parçalanabilen ve eldivenin zamanla sararmasına neden olabilen proteinler içeren doğal bir malzeme olmasıdır. Eldivenin temiz olduğunun izahına ve değiştirilmesine rağmen saldırgan fiziksel şiddet uygulayarak arkadaşımızı kötü şekilde darp etmiştir” dedi.
“Büyük reform diye allanıp pullanarak 2003 yılında bize sunulan sağlıkta dönüşüm programı bizler için adeta rekabetin tırmandığı, iş barışının yok olduğu ve şiddetin hayatımızın bir parçası haline getiren bir program oldu. Şiddet ‘dönüşüm’ denilen piyasacı uygulamalar yaygınlaştıkça sağlıkta şiddet artmaya başladı. Sağlık alanını kar elde etme alanı olarak gören, sağlık hizmetlerini üretim-tüketim ilişkisi içinde metaya dönüştüren ve her gün kışkırtılan sağlık talebi ile bu sistem şiddet üretiyor.” diyen Tuncer Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya seslenerek, “Bizim derdimiz haklı çıkmak değil, her gün bir hastaneden gelen şiddet haberleriyle uyanmamaktır” dedi ve huzurlu ve güvenli çalışma ortamlarının tesisi için sorunun kaynağına yönelik gereken adımların atılmasını talep etti.