< Çalışırken Ölmek İstemiyoruz...

İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı Meclisi, Eylül ayı iş cinayetleri raporunu hazırladı. İSİGM raporunu bu yılın ilk dokuz ayını kapsayan bir biçimde hazırlandı. Raporda 2023 yılının ilk dokuz ayında en az 1409 işçinin hayatını kaybettiğini açıklayarak, “Agrobay, FEDAŞ, Trendyol, Hastaneler, Bekaert, Sputnik, Ataşehir Belediyesi, Corning... Çalışırken ölmek istemiyoruz... Yaşamak için direniyoruz...” dedi.

İSİGM raporunun ilk kısmında işçi sağlığı ve iş güvenliği alanındaki gelişmeleri iş cinayetleri ekseninde ele alıp değerlendirirken, ikinci kısımda iş cinayetlerinin aylara, işkollarına, nedenlere, cinsiyetlere, yaş gruplarına, göçmen/mülteci işçilerin geldikleri ülkelere, örgütlülük durumuna ve şehirlere göre dağılımını grafiklerle aktardı.

İSİGM’in raporu şöyle:

“AKP/Cumhur İttifakı’nın ‘yerli ve milli iş cinayetleri rejimi’

‘Yeni Türkiye’, ‘yerli ve milli politikalar’, ‘İleri Türkiye’, ‘ekonomik kalkınma’ ve ‘büyüme’ gibi söylemler AKP kurmayları ve Erdoğan’ın dilinden eksik olmadı. Aksine her geçen yıl emekçilerin aleyhine çıkarılan yasalar, yüksek enflasyon ve giderek azalan alım gücü, hak ve özgürlük mücadelelerine karşı süreklileşen bir baskı ve güvencesiz çalışma koşullarının yaşama geçirildiği bir iş cinayetleri rejimi hayata geçirildi. İşte 21 yılın özeti bu oldu.

Şimdi de ‘istikrar ve güven’ ile inşa edilecek bir ‘Türkiye yüzyılı’ vaat ediliyor. Ancak ‘Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz / Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.’ Her yıl sermayenin almadığı önlemler ve devletin denetlemediği koşullarda çalışan yüzlerce işçi arkadaşımız ölüyor, yaralanıyor, sakat kalıyor ya da meslek hastalığına yakalanıyor. Devlet, sermayenin her türlü baskı kurabileceği ve kural koyabileceği çalışma rejiminin güvencesini oluşturuyor. İşçilerdense ‘güzel ölüm’, ‘işin doğasında bunlar var’, ‘kader’ gibi söylemlerle var olan düzene boyun eğmeleri isteniyor.” dendi.

İnşaat, tarım, sanayi, lojistik, hizmet sektöründe dokuz ayda 1409 iş cinayeti işlendiği raporlandı.

-İstihdamın büyük çoğunluğunun kısa süreli, işin bitimine ya da işin bir kısmının yapımına dayalı olduğu, taşeron çalışmanın başat olduğu ‘ekonominin lokomotifi’ inşaat işkolunda bu yıl en az 261 işçi arkadaşımızı kaybettik.

-Tarım işkolunda ise Nisan ayında ivme kazanan ‘mevsimlik çalışma’ sona ermek üzere. Dokuz ayda çoğunluğu (150) çiftçi olmak üzere tarım, orman işkolunda en az 259 arkadaşımızı kaybettik.

-Sanayi işkolları çok parçalı. O yüzden fabrikalardaki büyük patlamalar ve maden ocaklarındaki göçükler dışındaki ölümler görülmüyor. Oysa şu ana kadar gıda, maden, kimya, tekstil, ağaç, çimento, metal, enerji ve tersane işçisi 312 arkadaşımızı kaybettik. Fabrikalarda alınmayan İSİG önlemleri, esnek çalışmanın yaygınlaştırılması ve sendikal baskılar bu ölümlerin temel nedenlerini oluşturuyor.

-Türkiye’nin geneline yaygınlaşan sanayileşme, bunun gerektirdiği lojistik ağlar ve diğer taşımacılık faaliyetlerinde çalışan 171 şoför arkadaşımızı kaybettik. Şoförlerin ölümü iş cinayeti olarak değil trafik kazası olarak görülüyor...

-Hizmet sektörü de çok parçalı ve tehlikesiz işler olarak görülmektedir. Örneğin uzun çalışma saatleri, yoğun çalışma, sigortasız çalışma ve her türlü kuralsızlığın hakim olduğu ve sendikal örgütlenmenin yok gibi ya da zayıf olduğu bir meslek moto kuryelik. Dokuz ayda 38 moto kurye arkadaşımızı kaybettik.


2023 Yazına Damga Vuran Bir Ölüm Nedeni: Sıcakta Çalış(tır)ma

Bu yaz dünya çapında sıcaklık rekorları kırıldı. Ortalık nemden yapış yapış oldu, yerden adeta alev çıktı, hava durumu görsellerinde harita neredeyse kırmızıya boyandı. Televizyondan “işiniz yoksa öğle saatlerinde dışarı çıkmayın, bol sıvı alın, güneşte kalmayın” uyarıları yapıldı. Ancak tarımda, inşaatta, tersanede, kısacası birçok işkolunda, özellikle öğle sıcağında işçilerin dışarıda çalıştırılması devam etti. Kapalı ortamlarda ve kalabalık bir biçimde çalışmak da sorunun başka bir yönünü oluşturdu.

 

Maraş Depremleri

6 Şubat günü 04.17’de Pazarcık’ta 7,7 ve 13.24’te Elbistan’da 7,6 büyüklüğünde on bir şehrimizi (Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Gaziantep, Malatya, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Şanlıurfa, Kilis ve Elazığ) etkileyen iki deprem meydana geldi. Resmi olarak 50 binin üzerinde kişi hayatını kaybetti, yüzlerce kayıp var. Halkımıza tekrar başsağlığı diliyoruz...

Depremin gece olması nedeniyle esas olarak ölümler konutlarda meydana geldi. Ancak deprem esnasında işyerinde ya da patronun talimatıyla bölgede olan (geçici görevlendirme, seminer vb. faaliyetler nedeniyle) bütün işçilerin ölümünü iş cinayeti kapsamında değerlendirmek gerektiğini hatırlatalım. Bu noktada İskenderun Devlet ve Hatay Eğitim Araştırma ile Özel Akademi, Defne ve Megapark hastaneleri (veya belli bölümleri) yıkıldı. Yine yıkılan otel (25 civarında), lokanta, oto tamir, belediye, genel işler vb. işyerleri var. Buralarda gece vardiyasında çalışırken hayatını kaybeden tüm işçiler de yine bölgedeki otellerde eğitim seminerleri ve geçici görevlendirme ile kalırken hayatını kaybeden işçi arkadaşlarımız da iş cinayetleri kapsamındadır. Ancak tüm çabalarımıza rağmen bu kapsamda 92 işçi arkadaşımızın ölümünü tespit edebildik. Yıkım o kadar yoğun ve idare o kadar çaresiz ki bu kapsamdaki ölümler resmi olarak açıklanmadı. Yine çabalarımıza rağmen sembol oluşturabilecek (örneğin hastaneler) iş cinayetleri davaları için adım atılmadı.


Asbest Ve Halk Sağlığı Üzerine Bir Hatırlatma

Asbest sorunu esasen yıllardır (özellikle kentsel dönüşüm ve gemi söküm süreçleri ile birlikte) bir işçi-halk sağlığı sorunu olarak karşımızda duran ve üzeri örtülen bir konudur. Geçmiş yıllarda da birçok açıklamamızda asbest ve sonuçlarına değiniyorduk. Ancak deprem sonrası asbest içeren büyük bir enkaz (ki toplamının Erciyes Dağı boyutlarında olduğu belirtildi), uygun olmayan bir yıkım ve enkaz kaldırma faaliyeti ile atıkların atıldığı yerlerin uygun olmadığını gördük. Bu noktada, deprem bölgesinde yıkım, enkaz kaldırma ve depolama süreçlerinde vereceğimiz mücadelenin, uzun vadede yüz binlerce insanımızın sağlığını ilgilendirdiğini unutmamamız gereklidir.

 

Yaşamak İçin Direniyoruz, Direneceğiz...

-Devlet kendi yasalarına dahi uymadı ve çalışan çocuklar korunmadı. Çocuklar çalışması yasak olan işkollarında çalışmanın yanında 15 yaşın altında da çalıştırıldı. Çocuklarımız/gençlerimiz yoksulluk, 4+4+4 eğitim sistemi, çıraklık/stajyerlik uygulamaları, mevsimlik tarım işçiliğinin omurgasının çocuklardan oluşturulması ve ÇEDES/MESEM cenderesi vd. altındadır. Bu yılın ilk dokuz ayında 21’i 14 yaş ve altında, 23’ü 15-17 yaş aralığında olmak üzere 44 çocuk/genç çalışırken hayatını kaybetti.

-Tarımda, sanayide, hizmet sektöründe kadınlar en güvencesiz koşullarda çalıştırıldı. Bu çalışma koşullarının diğer yanını ise işyerinde şiddet ve taciz oluşturdu. Kadınların ev içi emeği de -temizlik, yemek, çocuk ve yaşlı bakımı- görünmez kılındı. Bu yılın ilk dokuz ayında 136 kadın çalışırken hayatını kaybetti.

-Yanlış dış ve iç politikalar sonucu Türkiye son on iki yıldır milyonlarca mültecinin akınına uğradı, uğruyor. Nüfusun %10’una yaklaşan göçmenler sigortasız, ucuz, dışlayıcı, yani tamamen korunmasız koşullarda çalıştırılmaktadır. Bu yılın ilk dokuz ayında 75 göçmen işçi hayatını kaybetti.

-Ülkemizde hüküm süren durum bir ‘iş cinayetleri rejimi’nin varlığıdır: MKE’deki patlamalar; Midyat’ta, Darende’de, İnönü’de, Feke’de, Karaman’da, Seyhan’da, Gercüş’te, Çay’da, Gülağaç’ta, Akçakale’de ve Karacabey’de işçi servislerinin devrilmesi; Adıyaman’da ve Kahramanmaraş’taki otellerde enkaz altında kalan işçiler; İskenderun Devlet ve Hatay Eğitim Araştırma Hastanelerinde kaybettiğimiz sağlık emekçileri; Akdeniz’de, Fatih’te ve Yenimahalle’de yangında ölen sanayi işçileri; Maltepe’de ezilen yol onarım işçileri; Döşemealtı’nda kanalizasyon bakımı yaparken akıma kapılan belediye işçileri; yangınlara müdahale ederken kaybettiğimiz itfaiyecilerimiz; Menderes’te orman yangınını söndürürken helikopterleri düşen orman işçilerimiz ve inşaatlar ve fabrikalar ve tarlalar ve bürolar ve hastaneler ve sokaklarda çalışan onlarca arkadaşımız...

Tabii ki kapitalist sistemin bizi mahkum etmeye çalıştığı güvencesizliğe, örgütsüzlüğe, çaresizliğe teslim olmuyoruz. Agrobay’da, FEDAŞ’ta, Trendyol’da, Hastanelerde, Bekaert’te, Sputnik’te, Ataşehir Belediyesi’nde, Corning’de ve adını sayamadığımız onlarca işyerinde, bölgede kadın, erkek, çocuk, yaşlı, göçmen onlarca işçi örgütleniyor, sorunlarına çözüm yolları oluşturmaya çalışıyor, uğradıkları haksızlıklara karşı ses çıkarıyor, teslim olmuyor. Ve şu slogan bu yıl yeniden gür seslerle alanlarda yankı buluyor: İşçiyiz, Haklıyız, Kazanacağız...


Rapora göre:

2023 yılının ilk dokuz ayında (Ocak’ta 116, Şubat’ta 195, Mart’ta 130, Nisan’da 124, Mayıs’ta 146, Haziran’da 161, Temmuz’da 183, Ağustos’ta 203 ve Eylül’de 151 olmak üzere) en az 1409 işçi hayatını kaybetti...

2023 yılının ilk dokuz ayında iş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımı şöyle:

İnşaat, Yol işkolunda 261 işçi;

Tarım, Orman işkolunda 259 emekçi (109 işçi ve 150 çiftçi);

Taşımacılık işkolunda 171 işçi;

Konaklama, Eğlence işkolunda 111 işçi;

Ticaret, Büro, Eğitim, Sinema işkolunda 90 işçi;

Belediye, Genel İşler işkolunda 76 işçi;

Metal işkolunda 74 işçi;

Sağlık, Sosyal Hizmetler işkolunda 51 işçi;

Gıda, Şeker işkolunda 43 işçi;

Madencilik işkolunda 36 işçi;

Enerji işkolunda 36 işçi;

Petro-Kimya, Lastik işkolunda 33 işçi;

Tekstil, Deri işkolunda 27 işçi;

Gemi, Tersane, Deniz, Liman işkolunda 27 işçi;

Savunma, Güvenlik işkolunda 24 işçi;

Ağaç, Kâğıt işkolunda 20 işçi;

Çimento, Toprak, Cam işkolunda 16 işçi;

Basın, Gazetecilik İşkolunda 7 işçi;

İletişim işkolunda 1 işçi;

Banka, Finans, Sigorta işkolunda 1 işçi;

elimizdeki veriler ışığında çalıştığı işkolunu belirleyemediğimiz 45 işçi hayatını kaybetti…


2023 yılının ilk dokuz ayında iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle:

Trafik, Servis Kazası nedeniyle 345 işçi;

Ezilme, Göçük nedeniyle 213 işçi;

Yüksekten Düşme nedeniyle 174 işçi;

Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 160 işçi;

Deprem nedeniyle 92 işçi;

Elektrik Çarpması nedeniyle 86 işçi;

Şiddet nedeniyle 68 işçi;

Patlama, Yanma nedeniyle 63 işçi;

Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 45 işçi;

İntihar nedeniyle 44 işçi; Nesne Çarpması,

Düşmesi nedeniyle 20 işçi;

Kesilme, Kopma nedeniyle 16 işçi;

diğer nedenlerden dolayı 83 işçi hayatını kaybetti…


2023 yılının ilk dokuz ayında iş cinayetlerinin cinsiyetlere göre dağılımı şöyle:

136 kadın işçi ve

1273 erkek işçi hayatını kaybetti...


2023 yılının ilk dokuz ayında iş cinayetlerinin yaş gruplarına göre dağılımı şöyle:

14 yaş ve altı 21 çocuk işçi,

15-17 yaş arası 23 çocuk/genç işçi,

18-29 yaş arası 289 işçi,

30-49 yaş arası 566 işçi,

50-64 yaş arası 334 işçi,

65 yaş ve üstü 72 işçi,

yaşını bilmediğimiz 104 işçi hayatını kaybetti…


2023 yılının ilk dokuz ayında 75 göçmen-mülteci işçi hayatını kaybetti.


2023 yılının ilk dokuz ayında iş cinayetlerinde ölenlerin 60’ı (%4,25) sendikalı işçi, 1349’u ise (%95,75) sendikasız.

Sendikalı işçilerin 11’i kimya, 7’si sağlık, 6’sı enerji, 5’i metal, 4’ü belediye, 3’ü maden, 1’i tarım, 1’i gıda, 1’i ağaç, 1’i büro, 1’i eğitim ve 1’i gemi işkolunda çalışıyordu...


2023 yılının ilk dokuz ayında 78 şehirde ve yurtdışında on üç ülkede (kısa vadeli çalışmak için gidilen veya Türkiye menşeili şirketlerde çalışan) iş cinayeti tespit etmiş durumdayız.