Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Meclis’in yeni döneminin ilk günü, Meclis’in kapısında olacak. Yeni eğitim öğretim dönemi sorunlarla başladı. Eğitimin niteliksizliği, öğrencilerin beslenme, hijyen sorunları, okul kayıt ücretleri, ek ödeme talepleri, ulaşım sorunları her geçen yıl artıyor.

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Genel Sekreteri Hüseyin Aksoy ile yaptığımız söyleşiyi paylaşıyoruz:

Özel sektör öğretmenleri de geçtiğimiz yıldan bu yana asgari ücret ve altına çalıştırılma, mobing, fazla mesai, angarya çalıştırma gibi sorunlara karşı mücadele ediyor. Bunlar hepimizin gördüğü, tanık olduğu şeyler.

Biz bir kere de sizden dinleyelim istedik. Özel Sektör Öğretmenleri ne istiyor?

Özel sektörde çalışan öğretmenler olarak toplumun yoksulluğa ve mutsuzluğa sürüklenmiş tüm kalabalık kitlesiyle ortak bir talepte buluşuyoruz aslında, insanca bir yaşam. Güvencesiz çalışma koşulları ve düşük ücretler birçok iş kolunda olduğu gibi eğitimde de emekçileri çok zor bir yaşamın içine hapsediyor. Alanın özel koşulları içinde ana talebimiz ise, bir an önce düşük ücret sorununu çözecek olan taban maaş ve tüm meslek gruplarının haklı talebi olan mesleğimizin itibarına yönelik saldırıların son bulması.

 

Peki ya ne istemiyor?

İstemediklerimizin listesi koşullara paralel olarak oldukça uzun. Asgari ücret düzeni, belirli süreli sözleşme, mobbing, angarya çalıştırma, yoğun çalışma saatleri, dershanelerde pazar günleri çalışarak sosyal hayattan kopmak, tatil haklarımızın çalınması, mesai dışı görevlendirmeler, yok sayılmak… Listeye özel öğretim kurumlarının farklı alanlarında çalışan arkadaşlarımız öznel eklemeler de yapacaktır.

 

Tüm yaşanan sorunlar Özel Sektör Öğretmenlerini örgütlenmeye sevk etti. Ve kısa sürede oldukça iyi bir örgütlenme başarısı yakalandı. Çok özet olarak, amaç ve hedefiniz neydi ve bu hedefe ulaştınız mı?

Sorunların yoğunluğu elbette örgütlenme noktasında süreci hızlandırdı. Bunun yanı sıra alanda önceki döneme dair çalışmaların incelenmesi, aceleci olmayan bir kuruluş süreci, kuruluş ilkelerine dair uzun tartışmalar da örgütlenmenin önünü açan başlıklardı. Sendikayı mekanik bir işleyiş yerine; dönüştüren, değiştiren ve ilerleten bir merkeze dönüştürme iddiası gerçekliğini henüz tam olarak yakalayamasa da süreçte etkili oldu diye düşünüyoruz. Amatör bir ruhla profesyonel ve disiplinli bir tavrı buluşturmaya çalışıyoruz. Tabandan yukarıya yürütülen tartışmaları önceliyor ve tabanı görev ve yetkileri olmayan üyeler olarak değil sendikanın tümü olarak değerlendiriyoruz.

Hedeflerimizin bazılarına ulaştık bazılarına henüz uzağız elbette. Kitleselleşmek, öğretmenler için bir çatı olmak, toplumun ve basının dikkatini çekmek, somut kazanımlarla ilerlemek, farklı yol ve yöntemleri aynı anda deneyen bir sendika olarak hareket etmek ulaştığımız hedefler olarak sayılabilir. Taban maaş şu an için ulaşmak noktasında en çok üzerine düştüğümüz hedef. Ama sendika olarak mücadelenin sadece özlük haklarına sıkışmayacağının da farkındayız. Sonuç olarak bu sendikanın mücadelesi özel sektör öğretmenleri sendikasının nihai hedefi ismindeki özel sektör ifadesinden kurtulmak olmalıdır diye düşünüyoruz. İronik olarak sendikamız kendisini alansal olarak sönümlendirerek kamusal, güvenceli koşulları tüm öğretmenlere sağlayana kadar hedeflerine tam olarak ulaşmış sayılmayacaktır.

 

Eğitimin yükünün özel sektöre devredilmesi, eğitimcilerin de özel sektöre, patronların insafına terk edilmesine yol açtı. Eğitimin özelleştirilmesi konusunda ne düşünüyorsunuz?

Eğitimin özelleştirilmesi bir süreç olarak yıllara yayılan bir plan olarak bugüne kadar ulaştı. Kamu okullarına yeterli yatırımın yapılmaması, öğretmen atamalarında düşüklük, eğitim fakültelerinin mezun sayısının artırılması, eğitimin niteliğinin düşürülmesi bir bütün olarak bu planın parçası. Aslında eğitim hakkına dair zamanında güçlü bir şekilde verilemeyen bir mücadele bugün eğitimin tüm bileşenlerinin ortak bir sorunla baş başa kalışına zemin hazırladı. Bu süreci dönemin ihtiyacı, eğitimin dönüşümü vb. ile açıklamak büyük bir çarpıtmadan ibaret olacaktır. Eğitim çok derinlikli bir planla bu hale getirildi. Eğitimcilerin verdiği mücadelede bu süreçleri gözetmemesi verilen mücadelenin doğrultusuna zarar verecektir.


Özel sektörde patronlar için çalışan öğretmenler için “işçi” kavramı kullanılabilir mi sizce?

Kavramlara dair tartışmaların ilerletici bir yönü olduğunu düşünüyoruz. Bunun yanında kavramları her zaman her birimiz aynı anlamda kullanmayabiliyoruz. İşçi ifadesi, bugün haftada 70 saat, asgari ücretle patronunu zengin etmek üzere çalıştırılan bir öğretmen için elbette kullanılabilir. Fakat öğretmenlerin emeğine dair yaşadığı yabancılaşma ve işçi kavramına dair toplumsal algı, öğretmenlerin kendisi ‘işçi’ olarak tanımlamasına dair şu an ket vuruyor. Sendikanın eğitim çalışmaları ve gerçekliğe dair yürüteceği tartışmalar kavramlara dair bulanıklığı da giderecektir.

 

Kamuda çalışan öğretmenlerin de çok sayıda sorunu var. Ortaklaştığınız sorunlar hangileri ve bu konuda mücadeleyi de ortaklaştırma düşünceniz var mı?

Kamudaki meslektaşlarımızla aslında ortaklaştığımız sorunlar oldukça fazla. Mesleğimize dair itibarsızlaştırma, eğitime yönelik saldırılar, görece farklılık gösteren güvencesizlik ve düşük ücret sorunlarımız ortak. Bununla beraber özel sektördeki öğretmenler elbette sorunları daha derinden yaşıyor. Biz buna rağmen bütünlüklü bir mücadele hattına dair her adıma hazır ve buna dair girişken bir tutum geliştirmeye çalışıyoruz. Buna dair umut veren süreçler de yaşanıyor.


1 Ekim’de Öğretmen Sendikası neden Ankara’da olacak? Talepleri neler?

1 Ekim’de tüm taleplerimizle Ankara’da olacağız. Ama temel vurgumuz, Meclis’in çok hızlı çözebileceği taban maaş talebimizde olacak. Bu talebin ülke ve Meclis gündemine güçlü bir şekilde oturmasını istiyoruz. 2014’e kadar elimizde olan bir hakkın, bugün elimizden alınmış olması yani emekçilerin haklar olarak geriye gitmiş olması, kabul edilebilir değil. Biz bu hak için tüm yolları ve kanalları zorlama iradesini sendika olarak ortaya koymaya kararlıyız.


Anlattıklarınız için teşekkürler. Siz öğretmenlerimize mücadelenizde başarılar diliyoruz.

Desteğiniz ve talebimizin görünürlüğü için katkılarınız için Sendikamız adına teşekkür ederim.