KESK İzmir Şubeler Platformu, "Grevli TIS'LI bir Sendika Yasası talebiyle Konak Eski Sümerbank (SGK İzmir İl Müdürlüğü) önünde basın açiklaması yaptı. KESK üyeleri tüm kamu ve işçi sendikalarını emek sömürüsüne karşı genel grevi örgütleme çağrısında bulundu.
KESK İzmir Şubeler Platformu, bugün yapılacak olan, kamu emekçilerinin 2024-2025 dönemi ekonomik özlük taleplerinin görüsüleceği Toplu Sözleşme görüşmelerine ilişkin "Grevli TIS'LI bir Sendika Yasası talebiyle Konak Eski Sümerbank o(SGK İzmir İl Müdürlüğü) önünde basın açiklaması yaptı. "Grevli Sözleşmeli Gerçek Bir Sendika Yasası İstiyoruz", "Ne TÜİK'in Sahte Enflasyonu Ne İktidarın Refah Payı Aldatmacası İnsanca Yaşayacak Ücret İstiyoruz" yazılı pankartlar açılan eylemde basın açıklamasını KESK Dönem Sözcüsü Mustafa Güven okudu. Siyasal iktidarın seçimden önce verdiği sözleri yerine getirmemek için her türlü hileye başvurduğunu, hileler ile alabildiğine sınırladığı maliyeti de başta KDV ve MTV olmak üzere vergilerin, harçların fahiş oranlarda artırılması yolu ile seçim vaatlerinin yükünü işçi emekçi yoksul halka yıktığını belirten Güven, "Seçimde Doğalgaz bedava dendi sonra faturası memur zamlarından kesildi. Memur ve emekliye vaat edilen zamlar, henüz maaşlara yansımadan; kök maaş uygulaması ve TUİK’in sahte enflasyon rakamları ve 1,1 Trilyonluk ek vergi bütçesi ile geri alındı. Emekliye yapılan % 25 zam kök maaşa getirilerek milyonlarca emekli açlığa mahkum ediliyor" dedi.
Tüm bunların görüşülmesi gereken 2024-2025 Yıllarını kapsayan 3,5 Milyon Kamu emekçisi ve 2 Milyonu aşkın kamu emeklisini ilgilendiren Toplu Sözleşme süreci bugün başlladığını belirten Güven, AKP-MHP iktidar blokunun hukuksuzlukta, sendikal ayrımcılıkta sınır tanımadığının dün yaşananlarla bir kez daha tescillendiğini söyledi.
KESkiK'in, 1 Ağustos’ta başlayacak olan Toplu Sözleşme görüşmelerine katılacak temsilcileri 14 Temmuz 2023 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na (ÇSGB) bildirdiğini, TİS teklifini ise 24 Temmuz’da yaptıkları basın toplantısının ardından bakanlığa teslim ettiklerini aktaran Güven, "Dün mesai bitimine bir saat kala konfederasyonumuza elden ulaştırılan ÇSGB-Çalışma Genel Müdürü imzalı yazıda ise, tıpkı 2019 yılındaki V. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde olduğu gibi konfederasyonumuz heyetinde yer alan Eş Genel Başkanlarımızın “KHK ile ihraç edildiği” gerekçesi ile Toplu Sözleşme görüşmelerine katılamayacağı bildirilmiş bugün ise sorun çözülmüştür" dedi.
Söz de 1 Ay ve birkaç görüşmeden ibaret TİS sürecinin artık milyonlarca kamu emekçisinin ve kamu emeklisinin ekonomik özlük haklarının görüşülmesi için yeterli olmadığını vurgulayan Güven, "Masanın ayakları daha en başından çürüktür. Emekçiye dayanmayan işyerlerinde emekçilerin ortak iradesiyle belirlenmeyen TİS Süreci sözde yüzdelik zamlar gerçek enflasyon karşısında yok olup gitmektedir. Tüm emekçilerin ortak talepleri olan insanca yaşayabilecek bir temel ücret, tüm ek ödemelerin taban maaşa eklenmesi , yol, yemek, kira yardımı, her işyerine kreş gibi talepler maalesef söz de TİS Masasında bağıtlanamamaktadır. Belirlenen zamlar dahi Cumhurbaşkanı’nın iki dudağı arasında bırakılmakta TİS Masasında belirlenen ekonomik talepler birkaç ayda geçerliliğini yitirmekte ve sürekli bir ek zam mücadelesi kamu emekçilerinin gündeminden düşmemektedir" dedi.
Bu durumda 4688 Sayılı Yasa artık geçerliliğini yitirdiğini ifade eden Güven "Bu yasaya göre yapılacak TİS'in daha şimdiden geçersiz olduğunu, öncelikle yeni Grev hakkının tanındığı emekçilerin özgürce Toplu Pazarlık yapabileceği ve ekonomik özlük haklarını detaylı bir şekilde görüşebileceği gerçekten GREV’li bir sendika yasasının acilen TBMM gündemine almalıdır.Bu Yasada TİS Görüşmeleri Ekim Ayında başlayan Bütçe Süreci süresince devam etmeli, hazırlanan TİS taslakları emekçinin oyuna açılmalıdır" dedi.
Güven, ayrıca sendika aidat kesintilerinin, Kurum mutemetliklerinden yapılmayarak elektronik ortamda isteyenin istediği sendikaya üye olabikeceği, aidatını da o sendikaya bankadan ödeyebileceği şekilde düzenlenmesi gerektiğini belirtti.
Üye ile sendika arasındaki idari işlemin ortadan kaldırılması gerektiğini savunan Güven, "Başta yeni atanan kamu emekçileri olmak üzere sendika seçimlerinde ayrımcı idari baskılara son verilmeli, bunlara uymayan idarecileri cezai işleme tabi tutulmalıdır" dedi.
Anayasa’nın 90. Maddesine göre geçerli olan ve Türkiye’nin imzaladığı uluslararası sözleşmelere göre GREV hakları bulunduğuna dikkat çeken Güven, buna ilişkin gerekli yasal düzenlemenin de bir an önce yapılması gerektiğini söyledi.
Türkiye’nin bir çok yerinde işçilerin ekonomik krizin faturasını ödememek için Grev hakkını kullanmak zorunda kaldığına değinen Güven, İzmir’de de Metro, Tramvay işçilerinin geçinemedikleri için greve çıktığını hatırlatan Güven grevdeki işçilerin haklı mücadelesini buradan selamladı.
1-2 Ağustos tarihlerinde ise sağlık emekçilerinin örgütlü olduğu sendika ve derneklerin 17-18 TİS Talepleri için iş bıraktığını hatırlatan Güven, Seçim öncesinde başlayan iş bırakmaların ekonomik krizin bedelini artık emekçilerin ödemek istemediğini gösterdiğini vurgulayan Güven "Emekçiler birleşik mücadele ve genel grev istiyor. İşte bu iş bırakmalar ,grevler genel grevin ayak sesleridir"dedi.
KESK olarak sözde yürütülecek olan TİS Masası oyunlarına karşı tüm kamu emekçilerine seslenen Güven, Gerçekten emekçilerin haklarını alabileceği bir sendika yasası talebi ilk maddemizdir, eğer kamu emekçilerinin ortak talepleri kabul edilmez ise işyerlerinden tüm kamu emekçilerini kendi hakları için mücadeleye çağırıyoruz. Emekçileri yok sayanlara karşı 10 Ağustos’ta üretimden gelen gücümüzü kullanacağız iş bırakacağız. Artık ekonomik krizin bedelini yaratanlar ödesin, sermaye ödesin. Tüm kamu ve işçi sendikalarını ağır vergi paketlerine karşı ekonomik krizin bedelinin bir kez daha işçiye emekçiye emekliye fatura edilmesine karşı genel grev örgütlemeye çağırıyoruz. Birleşe birleşe kazanacağız" dedi.