< Zamlara ve Vergideki Adaletsizliklere Son

Yapılan son zamlar ve vergideki adaletsizlikleri protesto eden DİSK, 20 şehirde basın açıklaması yaparak "Gelirde adalet, vergide adalet istiyoruz. KDV, ÖTV gibi adaletsiz, dolaylı vergilerin düşürülmesi gerektiğini söylüyoruz. Gelir vergisi tarife dilimlerinin en az yeniden değerleme oranı kadar arttırılmasını ve geriye dönük de bu düzenlemelerin yapılmasını istiyoruz” dedi.

İstanbul'daki Beşiktaş Çarşı girişinde yapılan basın açıklamasına DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve Yönetim Kurulu üyeleri de katıldı.

Arzu Çerkezoğlu’nun okuduğu basın açıklamasında, “Zamlar ve vergi artışları durmak bilmiyor. Akaryakıttan gıda maddelerine kadar her şeye her gün yeni zamlar geliyor. Seçimlerden sonra kaşıkla verdikleri ne varsa şimdi kepçeyle, kazanla alıyorlar” denilerek “Bu zamlarla, bu vergilerle geçinemiyoruz. Enflasyonun sıfıra düştüğünü ilan edenlerin masallarına karnımız tok. Çarşıda, pazarda, markette, faturalarda karşı karşıya kaldığımız gerçeği biz biliyoruz. Düşük gösterilen TÜİK enflasyonu yüzünden alım gücümüzü her gün daha fazla kaybediyoruz. Türk lirası değer kaybettikçe biz her gün daha fazla yoksullaşıyoruz. Ülkeyi yöneten siyasi iktidarın 21 yıldır ülkeyi yöneten AKP iktidarının sınıfsal ve siyasal tercihlerinin sonucunu en ağır biçimde bizler yaşıyoruz” diye haykırıldı.

Açıklamada, “Seçimlerden sonra bu siyasal ve sınıfsal tercihlerin değişmediğini, hatta bizleri açlığa, yoksulluğa mahkum eden bu ekonomik rotanın daha da ağırlaşarak sürdüğünü ve süreceğini açıkça görüyoruz. Nedir o ekonomik rota dedikleri, nedir bu tercihler? Birincisi; paramızı pula çevirmek, ikincisi; bütün ücretleri, asgari ücretten, emekli aylıklarına bütün ücretleri baskılamak, bütün ücretleri düşürmek ve milyonlarca işçiyi, emekçiyi, emekliyi, yoksullukta eşitleyen politikalar. Yani istiyorlar ki herkes asgari ücretle çalışsın, sendikalı toplu sözleşmeli iş yerlerinde bile herkes onların belirlediği, onların reva gördüğü açlık sınırının altındaki asgari ücretle çalışsın istiyorlar. Bütün emekliler onların reva gördüğü en düşük emekli aylığına mahkum olsun istiyorlar ki bütün memurlar, kamu çalışanları onların belirlediği en düşük memur aylığına mahkum olsun. Yani hepimizi yoksullukta eşitleyen bir politika izliyorlar. Buna bir de son süreçte zaten son derece adaletsiz olan vergilerin daha da arttırıldığı ve bütün vergi yükünün işçiye, emekçiye yüklendiği, vergi yükümüzün daha da ağırlaşarak alım gücümüzün daha fazla düşmesi eşlik ediyor.

Paramız pul oldukça emeğimiz ucuzluyor, satın alma gücümüz azalıyor. Ülkemiz fakirleşiyor. Türkiye'nin tüm değer ve güzellikleri, ülkemizin tüm kaynakları yabancı sermayeye ve dolar milyarderleri için kelepir mala dönüşüyor. Paramız değer kaybettikçe bu ülke daha yoksul ve daha bağımlı hale geliyor. Bir de diyorlar ki Avrupa bizi kıskanıyormuş. Neyimizi kıskanıyorlar neyimizi? Ülkemizin dünyanın en ucuz emek cenneti haline gelmesini mi kıskanıyorlar? Türkiye'nin bir asgari ücretliler toplumu haline gelmesini mi kıskanıyorlar? Asgari ücretin ortalama ücret haline gelmesini ve Avrupa'da Türkiye'nin en düşük emek, en düşük asgari ücretli ülke olmasını mı kıskanıyorlar?” diye soruldu.

Açıklanan enflasyon raporuna da değinilen açıklamada hükümetin yıl sonu enflasyon hedefinin 58 olduğu söylendi, emeklilerin zam alamadığına, EYT mağduriyetinin sürdüğüne, emeklilere 7 bin 500 değil, “kök aylığı” olarak 4 bin 300 lira reva görüldüğüne vurgu yapıldı.

Düşük belirlenen vergi dilimleri yüzünden milyonlarca işçi yıl içinde bir üst vergi dilimine girdiği için çok ciddi bir biçimde gelir kaybına uğradığı; ÖTV, KDV gibi dolaylı vergilerin toplam vergi gelirlerinin %70’ini bulduğu hatırlatılarak “Artık yeter diyoruz. Artık yeter. Geçinemiyoruz. Geçinemiyoruz, geçinemiyoruz” denildi.

İşsizlik sorununun çözülmesi, sendikalaşmanın ve sendikal hakların kullanımın önündeki engellerin kaldırılması talep edilerek, bu taleplerle yan yana, omuz omuza mücadele etme çağrısı yapıldı.

“Çünkü, bu ülke bizim. Hep söylediğimiz gibi biz çalışıyoruz, biz üretiyoruz, hakkımızı istiyoruz. Hakkımız olanı alana kadar da hep birlikte mücadele edeceğiz. Ve bu ülkede bu topraklarda eşitlik, adalet, barış ve kardeşlik içinde yaşadığımız, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işlediği, ürettiğimiz değerin hakça paylaşıldığı, üretenlerin yöneten olduğu, emeğin Türkiye'sini hep birlikte kuracağız” denilerek açıklama sloganlarla sonlandı.


DİSK’in Ankara’da yaptığı basın açıklaması da Ulus Meydanı’nda gerçekleşti. “Susma sustukça sıra sana gelecek”, “İş, ekmek yoksa barış da yok” sloganı atan DİSK’liler, “Susma haykır! Zamlara, adaletsiz vergilere asgari yaşama hayır” pankartı taşıdılar.

Açıklamayı DİSK İç Anadolu Bölgesi Temsilcisi Tayfun Görgün okudu ve “Ama biz susmuyoruz. Türkiye’nin dört bir yanında DİSK’li işçilerin sesi yükseliyor. Bugün işçiler konuşacak; bugün herkes işçilere kulak versin, çünkü ne zorluklar yaşadığımızı biz biliyoruz. Bu zamlarla, bu vergilerle geçinemiyoruz. Enflasyonun sıfıra düştüğünü ilan edenlerin masallarına karnımız tok. Çarşıda, pazarda, markette, faturalarda karşı karşıya kaldığımız gerçeği biz biliyoruz. Düşük gösterilen TÜİK enflasyonu yüzünden alım gücümüzü kaybediyoruz. Türk lirası hızla değer kaybettikçe her gün daha da yoksullaşıyoruz. Paramız pul oldukça, emeğimiz ucuzluyor, satın alma gücümüz azalıyor, ülkemiz fakirleşiyor.” dedi.