Tuzla Hidrodinamik Tersanesi'nde 20 yaşındaki İbrahim Dam'ın iş cinayetinde katledilmesi Limter İş Sendikası tarafından protesto edildi. Tersane işçilerine sendikalı ve örgütlü olmaları çağrısında bulunuldu.
İstanbul Tuzla'da tersaneler bölgesinde bulunan Hidro Dinamik tersanesinde iş cinayetinde yaşamını yitiren 20 yaşındaki işçi İbrahim Dam'ın katledilmesi Limter İş Sendikası üyeleri ve dayanışmaya gelen sendika ve siyasi partilerden işçilerle protesto edildi.
Hidronimamik Tersanesi önünde "Bir Can Daha Eksildik. Patronlar Öldürüyor, İktidar Kolluyor, Yargı Aklıyor. Bu Devran Böyle Sürmez" yazılı pankart açıldı.
Hidronimamik Tersanesi patronları ise eylem öncesinde işçilerin eyleme katılmasını önlemek için giriş kapısını değiştirdi.
Fakat işçiler eylem sırasında dışarıda durarak açıklamayı izledi. Yoldan geçen araçlar da kornolar çalarak eyleme destek verdi.
Eylemde sık sık, "İş Kazası Değil Bu Bir Cinayet", "İşçiler Birleşin Sömürüye Son Verin", "Kaza, Kader Değil Bu Bir Cinayet" sloganları atıldı.
Basın metnini okuyan Limter İş Sendikası Genel Başkanı Kanber Saygılı, "İstanbul Tuzla'da Hidrodinamik Tersanesi'nde bir iş cinayeti daha yaşandı. 20 yaşındaki Urfalı İşçi İbrahim Dam dubanın üstünde çalışırken denize düşerek yaşamını yitirdi. İbrahim, denize düştükten tam iki saat sonra denizden çıkarıldı. Cansız bedeni iki saat sonra sudan çıkarıldığında, üzerinde ne bir can yeleği vardı, ne de denize düşmesini engellemek için herhangi bir önlem alınmıştı. Yani küçücük bir önlem dahi alınsaydı, bugün arkadaşımız aramızda olacaktı" dedi.
Yalova Sefine Tersanesi'nde alınmayan önlemler sonucu çıkan yangında hayatını kaybeden İbrahim Çiftçi, geçen ay DESAN, PENDİK, ADA, DENTAŞ Tersanelerinde iş cinayetinde katledilen 4 işçiyi; bu senenin ilk dört ayında iş cinayetinde katledilen 585 işçiyi anan Saygılı, "İşçilerin hayatını ne yazık ki kar etmekten daha değersiz gören bir düzen içerisindeyiz. Bu düzenin normali patronların kazanması için işçilerin ölümüne çalıştırılmasıdır. Bu yüzden işçi ölümleri politiktir. Bu yüzden işçi ölümlerinin tamamı iş cinayetidir. Sadece işçi ölümleri değil, işten kaynaklı meslek hastalıkları ve buna bağlı ölümler de iş cinayetidir" dedi.
Son 20 yılda 30 binden fazla işçinin iş cinayetinde katledildiğine dikkat çeken Saygılı, bunun savaş bilançosu olduğunu vurguladı. Savaş bilançosunun esas sorumlusunun karına kar katan patronlar, kuralsız ve çok yoğun saatler çalışılmayı, kural haline getiren taşeron sistemi, denetlemeyen hatta üstünü kapatanın iktidar olduğunu söyleyen Saygılı taleplerini ise;
🔹"Kuralsız çalışmanın diğer adı olan Taşeronluk sistemi kaldırılsın,
🔹Sendikalaşmanın önündeki engeller kaldırılsın, sendika düşmanlığına son verilsin,
🔹İşçi sağlığı ve iş güvenliği için, Üniversitelerden, Meslek Odalarından, Barodan, Sendikalardan ve öncü işçilerden oluşacak inceleme, araştırma ve yaptırım yetkisi bulunan bir komisyon kurulsun" olarak belirtti.
Yetkililere seslenen Saygılı, "İşçi sağlığı ve iş güvenliği meselesi patronların keyfine, her biri bir tersanenin ortağı olan siyasal iktidara veya siyasallaşmış, bağımsızlığını yitirmiş yargıya bırakılamaz. Bu ölümlere bir dur demenin zamanı geldi. Çözümü hemen yanı başımızdaki komşu ülkenin işçileri kulağımıza fısıldıyor. Geçen hafta Yunanistan'da Perama tersanesinde gerçekleşen iş cinayeti dolasıyla yüzlerce işçi greve çıktılar, iş bıraktılar, patronların kar hırsı için ölmek istemediklerini ifade ettiler. Bizim için de çözüm işçi kardeşlerimize kulak vermekten geçiyor. 2008 yılında yaptığımız gibi çözüm birlikte ve beraberce hareket etmekten geçiyor. Çözüm örgütlenmekte, çözüm birliktelikte hareket etmekte, çözüm eyleme geçmektedir. Bir can daha eksilmeyeceğiz, Bu devran böyle sürmeyecek" dedi
İşçiler bir süre daha iş cinayetini protesto eden ve işçi sağlığı ve iş güvenliği alınması taleplerini ifade eden sloganlar attı. Tersane işçilerine de sendikalı ve örgütlü olmaları çağrısında bulunuldu.