Çoğu büyük Avrupa şehri şu anda artan kiralar ve emlak oranlarında hızla yükselen bir konut kriziyle karşı karşıya. Evsizlerin sayısı artıyor ve konut alanlarının aşırı kalabalıklaşması birçok şehrin ortak özelliği. Halk yanlısı konut politikaları olmaması nedeniyle birçok şehirde çok sayıda ev ve bina boş kaldı. Ve covid-19 salgını, Avrupa'daki evsizler ve kiracıların yaşamları üzerinde yıkıcı bir etkiye sahip.
Kiracı hakları gruplarının yoğun baskıları ve protestoları nedeniyle, birçok şehirde belediyeler Covid-19 kısıtlamaları boyunca evlerin tahliyesini (ödenemeyen kiralar vs nedeni ile) geçici olarak yasaklamıştı. Ancak kısıtlamaların hafifletilmesiyle, ev sahipleri tarafından yapılan tahliyeler de yeniden başladı.
27 Mart Cumartesi günü, Avrupa'daki konut hakları grupları, uygun fiyatlı konut ve kiralardan elde edilen vurgunun sona erdirilmesi talebiyle 2 günlük bir Konut Hareketi başlattı. Eylem çağrısı Barınma Hakkı ve Şehre için Avrupa Eylem Koalisyonu tarafından yapıldı. Almanya, Fransa, Portekiz, Lüksemburg ve diğer pek çok ülkede eylemler yapıldı. Barınma eylemcileri aynı zamanda tahliyelere ve evsizliğe son verilmesi çağrısı yaptılar ve boş evlerle binalara el konulmasını talep ettiler.
Yaklaşık 58 Avrupa şehrinde eylemler yapıldı. Sadece Almanya’da 20'den fazla şehirde kiralardaki artış protesto edildi.
Barınma Hareketi Koalisyonu, "Covid-19 salgını sırasında bizi ‘evde kal’maya zorlayan önlemler alan hükümetlerin, milyonlarca insanın yaşayacak yeri olmadığını veya uygunsuz ve hatta sağlıksız konutlarda yaşadığını görmezden gelmeyi seçtiğini” söyledi.
"Milyonlarca kişi gelirlerinin tamamını veya bir kısmını kaybetti çünkü çalışmayı bıraktılar ve artık paraları yetmiyorsa bile ‘evde kalmak’ zorunda kaldılar. Emlak fiyatları ve kiralar yükseliyor. Bunlar, krizden kimin faydalandığını gösteren kâr artışına dönüşüyor: emlak ekonomisi, yatırımcılar ve bankalar. Bunu kabul edemeyiz” denildi.