Yüzyılımızın en büyük dehası olan Lenin'i anmak, anlamak, onun öğretisini kavramak, yüzyılımıza boydan boya etkisi altına alan Leninist öğretiyi bir kez daha proletarya ve emekçi halkların bilincinde öne çıkarmak gerek.
Kalıplarla düşünerek veya gerçekliği şablonlara göre değerlendirerek doğru sonuçlara ulaşamayız. Ukrayna’daki savaşı “emperyalistler arası paylaşım savaşı” olarak tanımlamak bunun somut bir örneğidir.
Tarifsiz acılar çektik bir kara kış gecesi. Korkunç bir yıkım... üst üste, defalarca... Sevdiklerimizi, canlarımızı bıraktık moloz yığınları arasında. Çaresizlik, ulaşamamanın, o enkazların arasından çekip çıkaramamanın delirtici çaresizliği... “Buradayım” çığlıklarının perde perde sönüşünü dinlemenin, dondurucu ayazda parmaklarımızın arasından yitirişlerin çıldırtıcı çaresizliği...
Genel olarak sınıf savaşının, özel olarak seçim sürecinde izledikleri politikaların sosyal reformist partileri nasıl bir bunalıma, politik iflas ve örgütsel çöküşe sürüklediğini günlük gelişmeler halinde izliyoruz.
Günler boyu kıllarını kıpırdatmadılar. Öylece seyrettiler yüzbinlerce insanımızın enkaz altında canlarını kaybedişini. Çığlıklarımızın, “buradayım” haykırışlarımızın perde perde sönüşünü izlediler.