Annelerimiz de salondaydı. Sakine Sürücü ve Güler Aktaş annelerimiz geldiler kürsüye. Güler anne bir işçi ve bir anne olduğunu, annelerin çocuklarının daima yanında olması gerektiğini, dünyanın bir ucunda aç yatan sömürülen bir çocuk varsa sanımızın yanacağını, kadınların çok güçlü olduğunu söyledi. Çocukları zindanda olan Sakine ana önce tecridi kırmak için açlık grevinde olan Leyla Güven'i selamladı, “güzel günler göreceğiz” dedi. Anneler “Zindanlar Yıkılsın Tutsaklara Özgürlük” ve “Anaların Öfkesi Katilleri Boğacak” sloganlarıyla uğurlandı.
Avukat Aysun ise işçi avukatlığı anlattı. İşçi avukatlığın, serbest çalışan bir avukatın yanında ücret karşılığı çalışmak olduğunu, ancak bunun yasal mevzuatı olmadığı için işçi sayılmadıklarını anlattı. Baro'da bunun bağlı avukat ya da sgk'lı avukat denilerek varolan sömürünün gizlenmeye çalışıldığını söyledi. Sorunlarının bir fabrika işçisiyle aynı olduğunu uzun çalışma saatleri, düşük ücret vb ancak işçi sayılmadıkları için sendikaları olmadığını ve haklarını arayamadıklarını anlattı. Sorunlarının çözümünü nerede aramaları gerektiğini sordu ve “baroda mı, bunun olmayacağı çok açık, çözüm ücretli sermaye düzeninin yıkımı olmalıdır. Zincirlerimizden başka kaybedeceğimiz bir şey yok” dedi.
Türkiye'de Serbest Bölgelerde yapılan ilk büyük kadın grevi Novamed işçileri de kurultaya davet edilmek istenmişti. Ancak örgütlü oldukları Petrol İş Sendikası dahil hiç bir yolla onlara ulaşamadıklarını anlatan Songül, temas kurabildikleri bir işçiden gelen mesajı okudu. Dünyalarını değiştiren, bir döneme damgasını vuran kadınların, Tekel, Novamed işçileri gibi, grevleri, eylemleri sona erince günlük yaşamları içinde kaybolduklarını söyleyerek, bu kadınların elde ettkleri deneyimleri paylaşmaları, kadınları olarak örgütlenmeleri gerektiğini, popstar yarışmacıları gibi bir anda parlayıp sönmemeleri gerektiğini söyledi. Yaşamı işçilik ve mücadele ile geçmiş bir kadını, Zehra Kosava'yı örnek veren Songül, 95 yaşında ölmeden önce ona “sosyalizm bir düş müydü?” denildiğinde “Ben varım, ben var oldukça sosyalizm de var” dediğini anımsatarak onu selamladı. Novamed işçilerinin de ilk 3 yıl çalışma koşullarının çok iyi olduğunu, sözleşmeleri bitince şartlarının daha zorlaştığını ama bu defa baş kaldıramamaları için her tür tedbirin alınmış olduğunu aktardı.
Makro Market işçilerinden Gülden, çalıştıkları market konkordato ilan edince işsiz kaldıklarını, haklarını alabilmek için haftada üç gün eylemlere başladıklarını anlattı ve 6 ayın sonunda sadece eyleme katılan işçilerin haklarını alabildiklerini söyledi, “Biz birlikte güzeliz, birlikte güçlüyüz” dedi.
Ev işçileri sendikası Evidsen'den Arzu, 34 sene boyunca temizlik işçisi olarak çalıştığını ve koşullarını anlattı. Tekel işçisi bir babanın 11 çocuğundan biri olduğu için okuyamadığını söyledi. Çalıştığı yerlerde sigorta yapılmasını isteyince işsiz kaldığını, son patronunu da iş mahkemesine verdiğini, 34 yıllık çalışma yahatı boyunca sadece 8 aydır sigortasının olduğunu söyledi, düşük ücretler, sağlık sigortası vb olmadan çalıştıklarını anlattı.
Kadın Kadına Mülteci Mutfağı gönüllülerinden Bengisu, yoksul mülteci kadınlarla dayanışmak için bir araya geldiklerini anlattı. Genelde çocuklarla çalışabildiklerini, kadınların evlere kapanmış olduğunu, kız çocuklarının okula gidemediğini ve toplumda yer etmiş olan “devletin her tür imkanına sahip oldukları” söylentisinin gerçek olmadığını, tanıştıkları tüm kadınların yoksulluk içinde yaşadıklarını; sağlık sisteminden faydalanamadan, çok düşük ücretlerle çalıştırılıp yakacakları bile olmayan çok kötü gecekondularda yaşadıklarını anlattı.
Verilen arada canlı müzik eşliğinde halaylar çekildi, Bakoder'de tiyatro çalışması yapan gençlerden kadınların ezilmesi üzerine kısa bir oyun izlendi. Bir matbaa işçisi olan Leyla'nın küçük kızı Arin, annesi için yazdığı bir şiiri okudu.
İSİGM (İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi) gönüllüsü Saniye, İSİG'in ne olduğunu anlattı, yaşananların iş kazası değil katliam ve iş cinayeti olduğunu, çünkü önlenebilir olduğunu söyledi. Erkek işçilerde iş cinayetlerinde çoğunluğun inşaat sektöründe olduğunu, kadınlarda ise kayıt dışı alanlarda, servislerde ve yollarda olduğunu anlattı. Mesleki hastalıklara da değinen Saniye, bunlar için örgütlenmek gerektiğini vurguladı.