Belarus’tan geçerek Polonya sınırına ilerleyen ve de aralarında çocuk ve yaşlıların da bulunduğu mülteciler, 1 haftadan uzun süredir sınır bölgesinde açlık ve soğuğa terk edildi.

Çoğunluğu Irak ve Suriyeli Kürtlerden oluşan mülteci gruplar sınırda ölüme terk edildi. Polonya’nın giriş, Belarus’un ise dönüş izni vermediği bölgede, açlık ve donma nedeniyle şu ana kadar öğrenilen 8 mülteci hayatını kaybederken, bölgeye gazetecilerin ve yardım gruplarının girmesine de izin verilmiyor. Mülteciler burada barınma ve sağlık yardımı alamıyor, temel ihtiyaçlara erişim sağlayamıyor. Geçtiğimiz hafta yayınladığımız haberimizde “Kürtlere Hep Ölüm Mü Düşer” diyerek olayı anlatmıştık. Ancak mülteci Kürtlerin şartları gün geçtikçe daha ağırlaşıyor.

The Guardian, Polonya'nın sınıra duvar örmek için parlamentodan güvence aldığını, yaklaşık 17 bin sınır polisinin devriye gezdiğini yazıyor.

Rojnews'in aktarımına göre; Duhok’tan Iraklı bir Kürt grup içindeki 28 yaşındaki Amila Abedelkader, İstanbul’dan Belarus’un başkenti Minsk’e uçakla seyahat düzenleyen ve Polonya sınırına erişim sağlayacak bir seyahat acentesi tarafından Belarus’a çekildiklerini anlatıyor. Ekim ayında Polonya’ya geçtiklerini ve sınırda mahsur kaldıklarını belirten Amila, “Su bittiğinde kardeşim Polonyalı askerlerden su istedi. Her gün su istiyorduk ve ‘hayır’ cevabı alıyorduk. Bebekler için süt temin etmeyi reddettiler. Mülteciler yağmur suyu ve birikintileri içti” diyor.

Geçtiğimiz hafta gönüllüler tarafından ormanda bulunan 46 yaşındaki Faslı Mustafa ise, ormanda ilerlerken yerde yatan bir adam gördüğünü söyleyerek, “Ölü müydü yaşıyor muydu bilmiyorum” diyor.

“Gördüğümüz bazı göçmenlerin yüzleri dikenli tellerle kesilmiş” diyor gönüllü yardım görevlisi Katarzyna Wappa. “Bir ağ oluşturuyoruz ve elimizde geleni yapmaya çalışıyoruz. İnsanlar ormanlarda ölüyor ve Polonya devleti daha fazla asker getirmekten ve mültecileri kimsesiz topraklara geri göndermekten başka hiçbir yardımda bulunmuyor.”

Ve bugün öğle saatlerinde bekleyişte olan yüzlerce mülteci Avrupa ülkelerine geçmek için Polonya sınırına doğru yürüyüşe geçti. Polonya sınırına yakınlaştığı belirlenen yürüyüşle göçmenler Polonya sınırının resmi olarak açılmasını ve Polonya topraklarına resmi bir şekilde kabul edilmek istiyorlar. Avrupa ülkelerine de çağrıda bulunan göçmenler Avrupa ülkelerinin sınır kapılarının kendileri için açılmasını talep ediyor.

Polonya sınır muhafaza makamları, büyük bir mülteci grubunun Belarus’tan ülke topraklarına girme girişiminde bulunduğunu açıkladı, twitter üzerinden “Göçmenler sınırı geçmeyi zorlamak için ilk girişimlerini yapıyorlar” dedi.

Çoğunluğu Güney Kürdistanlı Kürtlerin olduğu mültecilerin dikenli tel örgüyü geçmeye çalıştıklarını gösteren, otoyolda yürürken görüntüler paylaşıldı.

Polonya Dışişleri Bakan Yardımcısı Piotr Wawrzyk, "Belarus, silahların ateşlendiği ve can kayıpları söz konusu olan büyük bir olaya neden olmak istiyor. Basında çıkan haberlere göre, Kuznica Bialostocka yakınlarında toplu bir sınır geçişi girişimi olacağına dair büyük bir provokasyon hazırlıyorlar" diyerek Belarus'u suçluyor.

Belarus Devlet Başkanı Alexander Lukashenko da mülteci krizine neden olduğunu reddederek, geçişlerden ve mültecilere yönelik muameleden Avrupa ülkelerini sorumlu tuttu. Belarus Devlet Sınır Muhafaza Komitesi Sözcüsü Anton Bıçkovskiy, Belarus-Polonya sınırı yakınında ateş seslerinin duyulduğunu söylüyor ve telegram kanalında “Sınırda, Polonya duvarı önünde 2 binden fazla sığınmacı bulunuyor, aralarında çok sayıda kadın ve çocuk var” diyor. Komite mültecilerin nihai duraklarının Avrupa Birliği olduğunu söyleyerek Belarus’u ikamet yeri olarak değerlendirmediklerini dile getiriyor.

AB ülkeleri de “göçmenlerin sınıra kadar ulaşmasına izin verdiği için Belarus hükümetini, AB’yi istikrarsızlaştırmaya çalışmakla” suçluyor.

Açlık, susuzluk ve hipotermi kaynaklı ölümlerin 15’e kadar çıktığı tahmin ediliyor. Polonyalı yetkililer ise Polonya tarafında 7 mültecinin ölü bulunduğunu fakat Belarus tarafında sayının daha yüksek olduğunu söylüyor...